°11°

205 23 11
                                    

Hyunjin ve Changbin hızlıca Seungmin'in kaldığı odaya gitmişlerdi. Hyunjin endişesinden kurtulamıyordu bir türlü. Ona her şeyi nasıl açıklayacağını düşünüp duruyor, bu düşünce onu daha da geriyordu.

İkisi kapıya gelip sakince kapıyı çalıp Felix'in sesini duymaları ile içeri girmişlerdi.

Seungmin Felix'in kolları arasında sakinleşmeye çalışıyordu. Felix sürekli onun kulağına bir şeyler fısıldıyordu.

"Merhaba Min. Daha sakinsindir umarım?"

"Ah şey biraz daha iyiyim. Daha yeni öyle çıkıştığım için özür dilerim Hyunjin ama beni de anlıyorsun değil mi?..."

"Evet Min, haklıydın yani bir şey diyemem. Hem bir şey diyeyim mi? Anlatmaya karar verdim. Ama şuan olmaz bugün iyice dinlen ve hazır hissettiğinde anlatayım olur mu?"

"Bugün akşama kadar dinlenirsem akşam yalnızken anlatır mısın?"

Hyunjin sakince Changbin'e baktı. Doğru olur muydu bundan emin değildi. Changbin onaylar biçimde kafasını sallayınca şaşırdı.

"Erken değil mi?"

"Hyunjin, onu düşünüyorsun anlıyorum ama bekledikce ruh hali inişli çıkışlı olacak gibi. Sanırım biraz sabırsız?"

"Sadece bir şeyler hatırladığımdan eminim ve kafamdaki birkaç eksik yapboz parçası yüzünden puzzle tamamlanmıyor. Bu hoş değil anlarsınız ya?"

Yaptığı benzetme herkesin garibine giderken Hyunjin birden gülmüştü.

"Komik olan ne Jin?"

"Bunu daha sonra söylerim şuan boşverin."

Herkes ona anlamsız bakışlar atarken o gülmeyi sonlandırmış ve ciddi bir hale bürünmüştü.

"Neyse hepimiz çıkalım. Min Felix'in seninle kalmasını ister misin?"

"Eğer Felix'te isterse biraz uzanıp konuşabiliriz. Olur mu Lixie?"

"Tabiki! Şey ama, bugün Jisung gelecekmiş randevusu var yani. Buraya gelse olur mu? Doktoru sosyalleşmesi konusunda baya katı. Hatta bugün doktoru da yanımızda olmak istiyormuş."

"Minho Jeongin'in abisi, sıkıntı çıkmaz. Eğlenceli bir kişidir hatta. -Tabi biraz kafadan çatlak da diyebiliriz."

Hepsi Changbin'in sözlerine gülmüştü.

"Aslında benim için iyi olur kafamı boşaltılırım. Jisung çekingen dursa da komik biri."

Felix başını aşağı yukarı sallayarak onu onaylamıştı. Arkadaşı çekingen dursa da cidden komik biriydi. Bu sıralar zor durumdaydı o kadar...

Sonuç olarak Changbin ve Hyunjin odadan çıkarken Felix ve Min baş başa kalmıştı. İkisi de rahat bir şekilde oturmuştu. Felix Min'in saçlarını okşuyordu.

Minik sohbetler eşliğinde Jisung ve Minho'yu beklemeye başladılar.

Minho'dan
Odamda sıkıntı ile yeni seanslarına başladığımız hastayı bekliyordum. Minik kardeşimin ve sevgilisinin dediğine göre çok yakından tanımadığım Felix'in arkadaşı imiş bu çocuk.

Felix ile pek tanışmamıştım sorunları ötürüsü ile. Changbin ve Hyunjin ile de aşırı yakın olmasam da tanışıyordum. Yakın olmayışımızın bir sebebi de benim şehir dışında çalışmamdı.

PhosphenesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin