" Aa hayır." "Hayır mı?" "Hayır ne alakası var" "Ne demek ne alakası var baya baya takip ediyorsun sapık falan mısın?" "Sapıklıkla ne alakası var?" "Bence benim seni çizmemden daha sapıkça bir durum beni takip etmen." "Hayır ben sadece..." diyip elini arkadaki saçları götürüp karıştırdı Hyunjin. Minho ise onu böyle sıkıştırdığı için oldukça mutluydu. "Ne sen sadece? Bir şey söylemeyeceksen gidiyorum takip etme beni." Diyip arkasına döndü Minho. Hyunjin Minho'yu kolundan tutup durdurdu. "Özür dilerim" Minho beklemediği için şok olmuştu ama soğuk kanlılığını koruyup tek bir mimik bile oynatmadan suratına baktı." O gün sanırım biraz fazla kabaydım sana karşı. Kusura bakma ama ne tepki vereceğimi bilemedim. Biri sana durduk yere seni çizdiği resmi verse sen de şaşırırsın." Dedi Hyunjin kendini savunarak. "Evet şaşırırım ama sapık mısın diye sormam teşekkür ederim. Senin aksine oldukça kibar bir insanım bu yüzden özürünü kabul ediyorum bir daha da sen yokken gelirim salona rahatsız etmem seni." "Ben de kibar bir insanım " diye sessizce mırıldandı Hyunjin dudaklarını büzmüş bir şekilde. Minho ise ne yaptığına anlam verememişti ama tatlı gelmişti gülümsediği anlaşılmasın diye arkasını dönüp yürümeye başladı.
Hyunjin, Minho'nun yanına geldi koşarak . Hyunjin, "Arkadaş olsak?" "Bakarız." "Seninle yürüsem?" "Evine git." "O yönde yürüyorsun sen de." "Yürü o zaman." "Kulaklığı çıkartsana." "Hayır." "Ben de dinliyim o zaman" "Niye bu kadar çok konuşuyorsun sen. Ahh susmayacaksın dimi?" Hyunjin Minho'nun sorusuna kaşlarını kaldırarak hayır cevabını verdi. "İyi al tak ama sus ve sadece dinle." Hyunjin kafasını salladı ve hiç konuşmadı sadece dinledi. Müzik zevklerinin uymasına şaşırmıştı belki de her ne kadar zıt gibi gözükselerde birbirlerine benziyorlardı diye düşündü Hyunjin.
Minho'nun oturduğu sokağın başına gelince Minho durdu . Hyunjin dönüp baktı sorgular bir şekilde. "Evime geldik. Git artık" Hyunjin kafasını salladı. "Neden konuşmuyorsun , çok şaşırdım susabilmene." "Konuşma dedin." "Şaka gibisin gerçekten neyse git. Dikkat et ." "Sen de." dedi ve el salladı Hyunjin.
Minho eve girdi. Evde tek yaşaması onun için güzeldi kedileri rahat rahat takılıyordu evde ama bazen sıkılıyordu. Bugün fazla eğlendiği için gece de yalnız kalmak istemiyordu.
BEBEK
MINHO: Evde misin hayatım?
SEONGHWA: Yine mi sen kardeşim sal beni sal
MINHO:Çok konuşma bana gel sıkılıyorum
SEONGHWA: Bebek misin valla annenden daha çok uyuttum seni ne çekilmez çilem varmış aç kapıyı geliyom
MINHO:Ne konuştun be bu kadar çok konuşacağına git atıştırmalık al ben de oyunu hazırlayayım.
SEONGHWA:Ok
Minho çocukluk arkadaşıyla hâlâ bu kadar yakın olabildiği için kendini şanslı hissediyordu. Onun her halini bilen çok nadir kişilerdendi Seonghwa ,bu yüzden onu kaybetmeyi hiç istemiyordu.
"Minho sana bir haberim var." dedi Seonghwa heyecanlı bir şekilde. "Ne halt yedin yine " "Eminim çok sevineceksin" "Uzatma da söyle oğlum." "Sizin okula geliyorum. Sen kaç senedir birini bulamadın ama ben okulunuza geldiğim gibi Hongjoong'u kendime düşürürüm." "Ya bir yürü git o adam yani hani o hadi başkası olsa neyse ama o Hongjoomg hani yapma üzülürsün koçum adam çok mükemmel sana gelmez." "Sus ve izle sadece yarın beraber gidiyoruz ona göre." Minho "İyi o zaman bebeğimi sürekli görcem aa çok tatlıı" diyip Seonghwa'nın üstüne atladı.
Sabah Seonghwa ve Minho okula birbirlerine yapışık bir şekilde girmişlerdi. Görenler birbirlerini boğuyorlar mı yoksa seviyorlar mı anlamakta güçlük çekiyorlardı ki bu yapışıklık Jeongin'in Minho'ya yapışmasıyla bitti. "Hyung noluyo kim bu sana mı karışıyor . Kimsin uzak dur Hyung'umdan " "Waoh Jeongin ne çok konuştun be. Arkadaşım Seonghwa bu da Jeongin." "Ah özür dilerim Hyung memnun oldum." "Önemli değil ben de memnun oldum."
Hyunjin,Chan ve Hongjoong beraber kafetarya da oturuyorlardı. Kafeye giren üçlü ile bakışlar o yöne çevrilmişti. HerkesMinho'nun yanında ki yakışıklı çocuğa bakıyorlardı. Ama dikkatleri en çok dağılan ikili Hongjoong ve Hyunjin'di.
Minho Jeongin ve Seonghwa'yı başbaşa bırakmıştı ve çantaları bırakmaya giderken Seonghwa'nın kulağına eğilip "Doya doya bak seni mükemmel bir yere oturtturdum." demesiyle Seonghwa kahkasını zor tutmuştu. Minho'nun gitmesinin üzerinden biraz geçtikten sonra Chan Jeongin'in yanında ki çocuğu tanımak istediği için üçlü masaya geldiler. Hyunjin Seonhwa'nın tam karşısına oturup "Kimsin?" diye sordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.