Herkes mekandan ayrılmıştı Jeongin ve Seungmin beraber dönüyorlardı. "Jisung Hyung'un söyledikleri ne demek oluyor" "Bilmiyorum Jeongin ama Jisung Hyung kaç senedir bizimle beraber çalışıyoruz onca hatamız oldu bir kez bağırıp bize küfrettiğini duymadım. Ama bugün çok kızgındı sanki hepimizden nefret ediyordu Minho Hyung'a kızıyoruz diye ama haklıyız biz hep haklı gördük kendimizi. Fakat nedense Jisung Hyung haklı gibi Minho Hyung bırakmak istese sadece onu bırakırdı neden hepimize sırt çevirsin ki?" "Bilmiyorum çok kötü hissediyorum kendimi ben çok seviyordum onu çok ağır konuştum ama biliyorsun Hyunjin Hyung'un yanında hep ben vardım onun neler yaşadığını çok iyi biliyorum o yanımda ağlarken ben mahvoldum şimdi nasıl geri döndü diye affedeyim ki onu. " "Jeongin konuyla alakasız bir şey sorcam ama kızmak yok" "Sor" "Seviyor musun beni?" Jeongin soruyu duyunca kıpkırmızı oldu ve yüzü kızardığında çirkin olduğunu düşünüyordu bu yüzden yüzünü saklamaya çalıştı. Seungmin elleriyle karşısındaki gencin ellerini tutup "Seviyor musun Jeongin?" "Evet ilk tanıştığımız andan beri hiçbir zaman aklımdan çıkmadın" "Salak mısın sen peki?" "Ne diyorsun be aptal sensin salak" "Ya Jeongin cidden malsın madem ilk günden beri aklından çıkmıyom ne diye 9 senedir işkence çektiriyorsun bana aptal" "Ya ben ne biliyim benden hoşlandığını ayrıca anladığımda da senin cesaret edip söylemeni bekledim ama paşamız kıçını kaldırıp söyleme zahmetinde bulunmadı" "Üf gerizekalı ne hoşlanması aşığım ben sana aşık" Jeongin dudaklarını büzmüştü ve sonunda dayanamayıp öpmüştü karşısındaki çocuğu.
"Hadi Minho hadi be abicim kalk eve gidelim" "İstemiyorum Jisung burda böyle mal gibi yatmak istiyorum" "Ya aptal kardeşim hasta olucaksın kalk" "Jisung" "He " "Hiç affetmiyecek dimi?" Jisung bu soruya nasıl cevap vericeğini bilemedi sustu ağzını bile açamadı kafasını denize doğru çevirdi. "Anladım affetmiyecek. Ben dayanamıyorum onu görmediğim zamanlar canım acıyordu belki görürsem iyi olduğunu bilirsem geçer dedim ama şimdi daha çok canım acıyor Jisung. Ben ona hâlâ 6 sene önceki gibi aşıkken onun benim yüzümden canının acıdığını bilmek daha çok canımı yakıyor. Tam böyle boğazım ve ciğerlerime doğru giden yer var ya o yol işta tam orasu çok acıyor böyle bir şey var sanki oraya baskı yapıyor nefes alamayayım diye. Alamıyorum Jisung nefes alamıyorum tam 6 senedir onsuz düzgün nefes alamıyorum." Minho eliyle anlattığı bölgeye vururken Jisung gözyaşlarıyla birlikte Minho'yu durdurmaya çalışıyordu. Tek başına Minho'yu ikna edemediği için Seonghwa'yı aramıştı Jisung ikili beraber Minho ile konuşup bir şekilde kaldırmışlardı Minho'yu. Saat 3 civarı Minho evine girmişti ve diğerleride gecenin yorgunluğu ve üzüntüsüyle uyuyakalmışlardı.
Tartışmanın üzerinden bir ay geçmişti. Yaz tatili bitmişti. Eylül ayına gelmişlerdi Minho işine başlamıştı çocuklarla arası çok iyiydi hepsi Minho'yu sevmişlerdi. Minho ailesinin yanına gitmeden önce kedilerini burda birine bırakmak zorunda kalmıştı uzun bir süre sonra tekrar kedilerine kavuşmuştu Lix'in kliniğinde kontroldelerdi. Birazdan kedilerini alıcağı için çok heyecanlıydı. Kapının önünde velisi gelmeyen minik öğrencisiyle bekliyordu. Çocuk bütün arkadaşları gittiği için ağlıyordu. Minho onu susturmak için konuşmaya çalışıyordu. Daha sonra susmayınca kucağına alıp sallanmaya başladı Minho. Çocuk Minho'nun kucağında uyurken velisine ulaşmaya çalışıyordu Minho o sırada karşıdan gelen Hyunjin ile donakaldı. O günden sonra hiç karşılaşmamışlardı. Minho'nun kalbi yerinden çıkıcaktı Hyunjin gittikçe yaklaşıyordu en son gelip Minho'nun karşısında durdu. Minho Hyunjin'e odaklandığı için veliyi unutmuştu. "Aa e-evet burdayım. Evet yanındayım ben kucağımda uyuyakaldı. Önemli değil tamamdır bekliyoruz." "Hep böyle gecikiyorlar mı?" Minho Hyunjin'in sorusuna kafasıyla hayır cevabını verdi. "Alıştın sanırım işine ne güzel uyumuş" "Alıştım" "Ne güzel, bekliyeyim mi seninle?" "Gerek yok" "Neden hâlâ kaçıyorsun? O gün Jisung'un söylediklerini neden açıklamıyor kimse neden bir tek sen açıklayabilirsin" "Açıklancak bir şey yok." "Öyle mi eminmisin? Neden o zaman herkes seni anlıyor,herkes sana eskisi gibi ama ben değilim." "Açıklancak bir şey yok dedim Hyunjin bırakıp gittim o kadar yok bir nedeni" Hyunjin boş gözlerle Minho'ya baktıktan sonra hiçbir şey demeden gitmişti.
Minho kedilerini aldıktan sonra eve geçmişti. Biran da başlayan sağanak yağmura yakalanmadığı için mutluydu. Biraz çizim yaptıktan sonra yatmıştı. Gece yataktayken tuhaf sesler duydu uyandı evin içine baktı sonra kapı tıklanma sesi duydu kapıya doğru gitti kapıyı açtığında karşısında sırılsıklam bir Hyunjin beklemiyordu. "Girebilir miyim?"
Minho kapıyı iyice açıp Hyunjin'i içeri aldı. "Sen nasıl öğrendin evimi?" "Minho lütfen bana doğruları anlat " diyip ağlamaya başlamıştı Hyunjin "Nefret ediyorum kendimden buraya gelip hâlâ salak gibi sana yalvarıyorum ama ben çok yoruldum artık bir tarafımın deli gibi sevdiğim adamdan nefret etmesinden ona kızmasından çok yoruldum. Eminim bir nedeni vardı çünkü çocuklarda çok üzülmüştü ve onlar seni affetti kızgınlıkları geçti. Lütfen anlat kafayı yemek üzereyim bıraktın gittin geri geldin hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor herkes hayatına ama benim kalbim ve beynim birbirini yiyor ben yok oluyorum artık lütfen biri bana doğruları anlatsın çok yoruldum" diyip yere çöktü Hyunjin Minho'da ağlıyordu. Sıkı sıkı sarıldı karşısında ki çocuğa ağlıyorlardı beraber . "Özür dilerim binlerce kez özür dilerim" diyerek her şeyi anlatmaya başlamıştı Minho. Hyunjin anlattıklarından sonra biraz daha ağlayıp ayağa kalkmıştı. "Teşekkür ederim anlattığın için gideyim ben." "Nereye Hyunjin hâlâ yağıyor hasta olcaksın geç bir duş al. Sakın gerek yok deme lütfen."
Hyunjin duş aldıktan sonra salona geldi Minho yiyecek bir şeyler hazırlamıştı. "Önce saçlarını kurut sonra bir şeyler ye." Hyunjin konuşmuyordu kurutma makinesini Minho'ya uzattı. Minho Hyunjin'in saçlarını kurutuyordu, Hyunjin de Minho da farkındaydı Minho'nun elleri titriyordu.Minho acaba rüya mı görüyorum ben diye düşünürken Hyunjin arkasını dönüp tokayı Minho'ya uzattı. Kuruttuktan sonra Minho Hyunjin'in saçlarını toplamıştı. Hyunjin hiç konuşmuyordu yemeğini de yemişti. Gözleri kıpkırmızıydı. Minho o rahatsız olmasın diye ondan uzak bir tarafta telefonuna bakıyordu. Hyunjin sessizliği bozmuştu. "Minho anlattığın için tekrardan teşekkürler,eskisi gibi olamayız ama arkadaşlarımız için arkadaş kalalım." Minho'nun gözleri dolmuştu tamam diyememişti sadece kafasıyla onaylamıştı.
. Umarım beğeniyorsunuzdur ❣
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Passion
FanfictionHyunjin: Ne hakla beni çiziyorsun sapık mısın? Hyunho :) (Kitabın başlığını değiştirdim neden bilmiyom)