Çıkış saati gelmişti. Hyunjin,Chan ile birlikte Jeongin ve Seungmin'in çalışma yaptıkları yere gidiceklerdi son ders çağırmışlardı gruba yeni birisini eklemişlerdi ve kendilerinden büyüktü. Chan her zaman korumacı bir abi gibi davrandığı için hemen tanışmak istemişti yeni çocukla.
İçeri girdiklerinde Hyunjin karşısında gördüğü çocukla ufak bir sinir yaşadıktan sonra "Ah gerçekten mi??" demişti. Jisung ise sinsice sırıtıp "Selam,Han Jisung ben." demişti. Hyunjin ise gözlerini kısarak asla samimi olmayan gülümsemesiyle "Biliyoruz aynı okuldayız sonuçta " demişti. Chan ise tanıdığı biri olduğu için rahatlamıştı.
" Ee Jisung nasılsın aynı okuldayız ama seni pek göremiyoruz pek sosyal değilsin herhalde." Dedi Chan "Hayır hâlâ eskisi gibiyim değişen bir şey olmadı sadece siz ikiniz takımdasınız bu yüzden görmemiş olmanız çok normal." "Evet hyung , Jisung hyung okulda çok sevilen biri ve arkadaşlarıda öyle hatta Minho hyung baya zeki ve yakışıklı,baya yakışıklı, çok yakışıklı" diye atladı Jeongin . Seungmin ise Jeongin'e ters bir şekilde bakıp "Abartıyor Hyunjin hyung daha yakışıklı." "Biliyorum bebeğim sağol,peki biz bu ultra yakışıklı Minho bey'i görebilir miyiz? Yakışıklı severim" demişti Hyunjin. "Tabii gelirler birazdan" dedi Jisung . "Ee siz ne zamandan beri tanışıyorsunuz?" Diye sordu Seungmin. "Ortaokuldan aynı sınıftaydık Jisung ile Hyunjin o zamanlar hiç anlaşamazlardı uyuz olurlardı birbirlerine. Ee tabi yine ikisi de çok popülerdi ama biz Jisung'un şarkı söylediğini bilmiyorduk." "Pardon ama ben daha popülerdim. Hyunjin'i sevmemeleri çok doğal o surat ifadesini herkese yaparsa nolur sevmezler." "Kusura bakma ama Jisung bey ben daha çok seviliyordum okulda keko gibi gezmiyordum en azından ." "Böylelerdi hep işte asla susmuyorlardı ben de böyle arada ölüyordum gerçi ben Hyunjin ile birlikteydim hep ama Jisung'la da aramız iyiydi." Diye anlatırken Chan'ın sözü kapının çalmasıyla kesildi.
Kapıyı Jeongin açtı ve teker teker içeri girdiler. Felix içeri girdiğinde Jisung koşarak geldi ve sarıldı "Hoşgeldin Lix " "Hoşbuldum hyung ama boğuluyorum" dedi Chan ise o an ne yaşadığını anlamamıştı karşısında duran kaslı çocuk yüzünden o an ne yapması gerektiğini bile düşünemez olmuştu. Changbin ise ona sapık gibi baktığını düşündüğü Chan'a karşılık olarak kafasıyla selam vermişti. Hyunjin kollarını birbirine bağlamış bir şekilde dururken. Son olarak içeri giren ikiliye bakıyordu Jeongin'in yapışmış olduğu çocuk ... Şaka olmalıydı bu . Nasıl bir tesadüf bu. Ne işi vardı burda . Minho ve Hyunjin birbirlerine öldürücü bakışlar atarken diğerleri bunu farketmemişti bile Jeongin, Minho'yu zorla yanına oturtturmuştu . Seungmin ise aralarına giren Minho'ya daha çok uyuz oluyordu.
" Merhaba ben Chan aynı okuldayız fakat daha önce hiç tanışmadık Jisung dışında . Memnun oldum" "Ben de ,Felix" "Changbin ,ben de memnun oldum." "Minho ben de " "Bak Chan hyung o süper yakışıklı bu işte Minho hyung , canım hyung'um." Dedi Jeongin . Seungmin "Hâlâ Hyunjin hyung'un daha yakışıklı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca daha da yetenekli." "Basketbol takımda ve evet yetenekli ama Minho da boş değil çok iyi resim çizer üstelik çok da başarılı bir öğrenci." Dedi Changbin . Jisung bu muhabbetten çok sıkılmıştı kesinlikle bu ortamda ki en iyi kişi Felix ve kendisiydi. "Neden sadece Hyunjin ve Minho'yu tartışıyoruz. Bence hepimiz gayet yetenekliyiz. Ayrıca burdaki en yakışıklı kişi Felix. Konu tartışmaya kapalı." Dedi Jisung "Evet ilk defa mantıklı konuştun Jisung tebrik ediyorum büyümüşsün. Hadi artık sizi dinlemeye geldik buraya ." Dedi Hyunjin sessizliğini bozarak.
Jisung,Jeongin ve Seungmin beraber bir kaç grubun şarkısını çalmışlardı. Jisung hem rap hem vokal hem de gitar ,Seungmin ana vokal ve gitar, Jeongin de hem vokal hem piano çalıyordu . Çocuklar çaldıktan sonra bir şeyler yiyip sohbete devam ettiler. Hyunjin sohbet ederken Minho'nun kibar biri olduğunu düşünmüştü acaba biraz fazla mı sert çıkmıştı. Minho sohbet esnasında Hyunjin ile göz temasından kaçındı ama eğlenceli biri olduğu belliydi böyle biri olduğunu tahmin etmemişti ama yine ona sinir oluyordu,kaba biriydi. Sohbete dalmışlardı ve hava çoktan kararmıştı. Hyunjin ve Minho birbirleriyle onca saat boyunca en ufak bir sohbette bulunmamışlardı.
Hep beraber çıkmışlardı ve dağılmışlardı. Minho'nun evi diğerlerine ters düşüyordu bu nedenle tek gitmek zorunda kalmıştı. Kulaklıklarını takıp yürüyordu. Bir tuhaflık olduğunu hissetmişti ama hemen bir tepki vermek istemiyordu. Müziği kapatıp kulaklıkları çıkartmadan yürümeye devam etti. Arkasında onu takip eden biri vardı. Biraz daha ilerledikten sonra elinde ki çizim defterini sopa haline getirdi ve öne doğru uzatıp arkasına döndü. Gördüğü kişiyi görmeyi beklemiyordu. Gözlerini kapatıp sinirli bir şekilde soludu. "Neden beni takip ediyorsun, sapık mısın?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
.Şükür bölüm atabildim tatlış shipler düşündüm. Bu kadar ❣