"Arkadaş mı?" "Evet arkadaş Jisung kaç kez anlatcam öyle istedi öyle olucak." "Buna sen inanıyor musun şahsen ben inanmıyorum siz?" "Haklısın sevgilim ben de inanmıyorum Hyung bir kere ikiniz de hâlâ deli gibi aşıksınız" "Görürsünüz iki güne sevgili olurlar" "Hayır Changbin yok sevgili falan arkadaşız sadece"
"Arkadaş mı,şaka mı yapıyorsun sen Hyung?" "Hayır Seungmin ne şakası arkadaş kalmamız en iyisi ben güvenemem artık." "Ben pek inanmıyorum arkadaş kalıcağınıza Hyung seviyorsun sen onu hâlâ belliki o da öyle" "Haklısın Jeongin ama sevmek yetmiyor bazen güven de gerek en iyisi zamana bırakmak zamanla her şey yoluna girer eminim"
Changbin ve Chan beraber yaşadıkları eve diğerlerini akşam yemeğine çağırmışlardı. Hep beraber oturup güzelce yemek yiyip sohbet etmeye başlamışlardı. Eskilerden konu açılmıştı doğal olarak "Jisung Hyung'un ağladığı günü asla unutamıyorum mal gibi izlemiştim sadece" dedi Jeongin "Oğlum hadi sen neyse ben ,ben de mal gibi izledim iki gerizekalıda yakın arkadaşım" "Valla o gün Minho ve Hyunjin olmasa kendime gelemezdim ben. Hatırlıyor musun Hyunjin" "Neyi?" "O gün bana demiştin ya bir gün birini o kadar çok seveceğim ki insanlar kendi aşklarını anlatırken ben ve sevdiğim adamdan bahsedecekler demiştin" "Evet hatırlıyorum" Minho önce Hyunjin'e baktı sonra kafasını aşağı eğerek "Her zaman yaptığı gibi yine söylediği sözü gerçekleştirdi"diyip gülümsedi "Bana da söz vermişti gerçek bir takımda oynayacaktı şuan korenin en iyi takımlarından birinde" "Sen de bana söz vermiştin ilk maçında orda olacağım diye ama yoktun" "Kendinden çok emin konuşuyorsun Hyung" diye söze atladı Lix "Nasıl yani?" "Ben de sözümü tuttum Hyunjin ilk maçında ordaydım." "Özür dilerim" "Saçmalama ne özürü bilmiyordun ki " diyip gülümsedi Minho Hyunjin de ona.
Saatler geçtikçe herkes bir köşeye dağılmıştı Hyunjin ve Minho beraber balkona geçmişlerdi. "Hiç değişmemişsin " "Sen çok değişmişsin" Minho sorgular şekilde Hyunjin'e baktı "Nasıl desem. Eskiden tatlı şeyleri daha sık içerdin şimdi her görmemde americano latte gibi acı şeyler içiyorsun,eskiden sevmezdin. Eskiden temastan rahatsız olurdun şimdi hepsine sarılabiliyorsun,popolarını avuçluyorsun. Eskiden yanında hep çizim defterini taşırdın artık çanta bile almıyorsun." "Hâlâ tatlı şeyleri seviyorum ama sen americano seviyorsun diye orda onu sevdim, hâlâ temastan rahatsız oluyorum ama orda yanlızlığı her yerimde hissettim ve tekrar kaybetmekten korkuyorum, ve evet haklısın eskisi kadar sık çizmiyorum çünkü hâlâ sevdiğim şeyleri çizmeyi seviyorum ama sevdiğim şeye eskisi kadar yakın değilim bu yüzden evet çok sık çizim yapmıyorum" "Seninle barışmak istemiyorum" "Biliyorum" "Ama seni seviyorum hâlâ seviyorum eskisinden daha çok ve senin beni sevmeni de seviyorum. Seni istiyorum ,dudaklarını hissetmek,kokunu hissetmek,teninin sıcaklığını,kalbinin atışını hissetmek,gözlerinin içine derin derin bakmak,seni sevmek istiyorum ama seninle barışmak istemiyorum. Çünkü-" Hyunjin'in sözünü Minho kesmişti kısık bir sesle "Çünkü benden korkuyorsun. " "Evet senden korkuyorum tekrar bırakırsın diye tekrar hayatımı mahvedersin diye . Belki söylediklerim seni kırıyor olabilir üzüyor olabilir ama o eski çocuklar değiliz büyüdük o yüzden söylediklerim yüzünden senden özür dilemeyeceğim hissettiklerimi söylüyorum." "Evet üzülüyorum kırılıyorum ama hakediyorum biliyorum o yüzden sana kızmıyorum. Ne desem inanmayacak güvenmeyecek olacağını biliyorum ama yinede izin verirsen konuşmak istiyorum" "Tabi dinliyorum" "Ben de senin beni hâlâ sevmeni seviyorum ama beni sevmeni istemiyorum. Seni öpmek ,saçlarına dokunmak, parmaklarınla oynamak,yanında uyumak,seni hissetmek istiyorum evet ama bende senin beni sevmeni istemiyorum çünkü canın yanıyor Hyunjin evet kolay mı öyle diyeceksin değil biliyorum ama denemiyorsun bile. " "Seni sevmekten vazgeçersem bir daha beraber olamayız biliyorsun dimi?" "Seninle barışmak istemiyorum diyen birinin benimle tekrar beraber olması sence mümkün mü Hyunjin?" "Mümkün Minho eğer o bensem mümkün çünkü çokça kez denedim seni unutmayı beceremedim bir sürü kişi vardı ama istemedim. Unutmak istemedim içimdeki o güzel anları öldürmek istemedim. O yüzden sen de öldürmemi isteme. Çünkü ben ne kadar kızsam korksan da biliyorum en sonunda sana gelicem. Sana burda istemiyorum o şu bu desem de senin benden başkasıyla olduğunu düşününce bile deliye dönüyorum. O yüzden isteme" dedi Hyunjin ve balkondan çıktı. Minho bir şey söyleyememişti. Mutluydu sadece. Çok mutlu.
Bu sohbetten sonra Hyunjin ve Minho daha sık konuşmaya başlamışlardı. Beraber daha fazla vakit geçiriyorlardı. Fakat hâlâ o ikisi dışında kimse kabullenmese de arkadaş olduklarına inanıyorlardı.
Minho okul çıkışı öğrencilerinin velilerini bekliyordu. Minho bazı velilerle çok samimi olmuştu özellikle Jungwoo ile Hyunjin'in dikkatinden kaçmamıştı. "Hyunjin tam olarak ne bekliyoruz ?" "Dur bir Jisung basıcaz" "Oğlum neyi basıcaz çocuk mal gibi bekliyor orda yanındaki veletle yazık " "Ya Jisung sus kardeşim iki dakika. Aa bak teşrif ettiler beyimiz." "O kim ?" "Minho'ya yürüyo" "Ee sanane Hyunjin" "Ne demek sanane oğlum" "Siz sevgili değilsiniz ya hani ondan diyorum sanane" "Kes Jisung yürü basmaya gidiyoruz." Hyunjin hızlı adımlarla yürürken Jisung arkadan sallana sallana geliyordu. Minho ve Jungwoo tam sarılacakken Hyunjin zorla kendini araya sokmuştu. "Sen kimsin ?" diye sinirle bağırdı Jungwoo "Sevgilisiyim sen kimsin?" demişti Hyunjin,Minho duyduğu şeyle şok içinde kalmıştı Jisung'a döndü. Jisung anlamadım ben de der gibi bakmıştı. "Sevgilim derken?" "Evet sevgilimsin" diyip arkasındaki Minho'ya dönerek dudaklarına yapışmıştı Hyunjin o sırada Jungwoo çocuğunun gözlerini kapatıp ordan uzaklaşırken Jisung öpüşen çifti videoya çekiyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
.Arkadaş kalma konusunda çok ısrarcı bir çift Hyunho. Yakında final bölümü gelir diye düşünüyorum.❣
