25: GEÇMİŞİN KİRLİ İZİ

20.2K 907 1.5K
                                    

İNSTAGRAM: SUDEYANOV
TUTKUNALASOY
SUNGURKARADEMİR

Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu - Kaçın kurası

🔥

Oy sınırı: 320 Yorum sınırı: 1200

Derin derin nefesler alırken, titreyen bacaklarım üzerinde sabitlendim. Dakikalardır sakinleşmeyi bekliyordum. O parmakları ile beni getirdiği halden memnunmuşcasına, bulaşan bütün sıvımı keyifle emip yüzümü izlemişti.

Sakinleşmenin verdiği his ile içimde tekrar kaynayan hisse lanet edip omuzlarından güç almayı kestim. Sırtımı duvardan sıyırıp tamamen suyun altına girdiğimde hızlıca duş alıp çıkmak istiyordum.

Bunun olmayacağını belirtecek ilk hamlesi, şampuan şişesini açıp sıvıyı avuçlarına dökmesi ile başladı. Beni o yıkayacaktı.

Hoşgeldiniz cenaze namazına.

"Kendim yapabilirim." Dedim net bir ses ile. Umursamadan ellerini ıslak saçlarıma götürdü ve ovalamaya başladı. Saç diplerimi nazikçe okaşarken net ifademin dağıldığına emindim. "Sus." Dedi sadece, ona dil çıkardım. Dudağımın üzerinden öpüp işine devam etti.

Sanki dikkatle yapılması gereken bir işmiş gibi, dakikalarca özenerek saçlarımı ovaladı. Ben avuçlarının arasında mayışırken yüzünde belli belirsiz bir tebessüm oluştu. "Kedi gibisin." Dedi şampuanlı eli ile burnuma bir fiske vurarak. Burnumu kırıştırdım. "Sensin kedi." Dedim asi bir tavırla.

"Kaplan da olabilir." Keyifli bir gülümseme ile saçlarımı durulamaya başladı. "Patilerini geçirmeyi seven bir kedi ayrıca." Tırnağımı bütün vücuduna geçirdiğim aklıma geldiğinde keyifle gülümsedim.

"Bu şıllık küfürlerden zevk alıyor." Ona hitaben konuşmam ve kullandığım kelimeler ile erkeksi ufak bir kahkaha attı. Bu anı kaçırmamak için bütün yüzünü dikkatle inceledim. Uzun zamandır göremediğim ufak çukurlarına baktım.

O benim bakışım altında rahatça vücudumu temizledi ve beni duruladı. Ardından bedenimi havluya sardı. "İçeriye geç saçlarını kurut hızlıca yıkanıp geleceğim."

Kafamı sallayıp içeriye geçtim. Dolabımın alt rafında duran siyah iç çamaşır takımını ıslak vücuduma geçirdiğimde havlu yere düştü. Umursamazca dolabımın içinden bol bir tişört çıkartıp onu da hızlıca giyindim.

Saçlarımı kurutmayı sevmiyordum. Bunun yerine tarayıp açık bıraktım. Evin içerisi yeterince sıcaktı. Birkaç dakika boyunca boş boş yatağın üzerinde oturup Sungur'un duştan çıkmasını bekledim. O bekleyişimin arasında çalan kapı ile kaşlarım çatıldı.

Birini beklemiyordum, alt dudağımı büzüp odadan çıkıp girişe doğru yürüdüm. Kapıyı beklemeden açtım. Karşımda duran yabancı erkek gözlerini kısıp bana üstten bakarken ben de ona sorgularcasına bakıyordum. "Buyrun?" Dedim sorgular bir ses ile.

"Buyrununuza buyurun bacım." Kurduğu anlamsız cümleyle kaşlarımı kaldırıp ona baktım. "Ne?" O kadar anlamsız bir cümle kurmuştu ki birkaç saniye cidden öylece kalmıştım.

"Sen kimdin?" Diye soru bana. İstemsizce gülmeye başladığımda bir anda ciddileşip dalga mı geçiyor diye kontrol ettim. "Sen geldin buraya."

"Hee, ben neden geldim buraya?"  Birkaç saniye ikimiz de sessiz kaldık. "Dalga mı geçiyorsun lan benle?" Dedim gözlermi kısarak.

"Estağfurullah bacım da sen kimdin?" Demesi ile elimi şakağıma götürüp ovaladım. Arkamdan belime dolanan kollar ile korksam da sahibini tanıdığım için rahatlamam kısa sürmüştü. "Supanallah euzubismillah, eşheduenla, yarabbim şükür." Adamın anlamsız duaları ile şakağımdaki parmaklarımı indirip ona baktım. "Sungur, ulan şerefsizin tohumu ben seni şirkette bekleyeyim sen gününü gün et."

666 || Texting +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin