15: KÜL DUDAKLAR

37.2K 948 481
                                    

İNSTAGRAM: SUDEYANOV
İnsatgrama gelirseniz sohbet ederiz, mesajların hepsine dönüyorum.

Sizi sıkmamak için çok uzun bölümler atmıyorum, keyifli okumalar

🔥

Müzik sesi her yerdeydi,

Zihnimin içine hükmedip kulaklarımı uğuldatırken, düşüncelerimi keskin bir bıçak ile orte yerinden böldü.

Bir enkazın altında kalmıştım. Üstüme düşen her parçada geçmişimin acı yüzü gözlerime seriliyordu. Canımın bir parçasını söküp de avuçlar arasında parçalanıyordu.

Elimdeki kadehi kaldırıp bir yudum aldım, yakıcı tat acı vererek boğazımdan kaydı ve damağımda yayıldı. Zihnimi prangalara vuran alkol şimdi kanımdaydı, bu yetersiz bir direnişti. Damarlarımdaki kanın tamamı bir zehir olsa da kaburgalarımın arasına sığınmış yüreğimdeki avuç bırakmıyordu ruhumu.

Kirpilerimi birbirine kenetleyip araladım. Mavi kırmızı ışıkların gözlerimdeki izleri saniyelik olarak silinip kayboldu. Işıklar görüntüyü kirli bir şekilde süslüyordu. Amansız bir karanlık alacaktı her yeri en sonunda. Derin bir nefes aldım ve boş kadehi bar tezgahına bıraktım. Barmaid gözlerimi yüzüm ve boş bardak arasında gezdirdikten sonra omuzlarını silkip birkaç dakika içinde bardağın içindeki alkolü yeniledi.

İçki kadehine tekrar uzun tırnaklarım arasına aldım ve döndürmeye başladım. Kafam karışıktı, Sungur bana yazalı birkaç saat olmuştu. Şimdi gece yarısına saniyeler kala bir barın kirli yüzünde sarhoş olmaya çalışıyordum.

Ne değişmişti anlamıyordum, bedenimi sevmişti. Başkalarının bedenlerini sevmeliydi, benim bedenimi değil. Benim bedenim onun öpücüklerine muhtaçtı, dokunuşlarına değil. Sırf bu yüzden onunla bir defa daha karıştırmazdım nefeslerimi.

Sırf bu yüzden, bir daha soluklanmazdım onun koynunda. Gerçeklerim onun yalanlarına tersti eğer bir oyun oynamak istiyorsa; alet edeceği bedenler bulmalıydı. Planlarım da en başından beri başından beri sönmeyen bu tutkuyu harlamaktı zaten. Fazlası yoktu bizim hikayemizde, yalnızca tek geceye sığdırmıştık arzularımızı.

Olmazdı, olamazdı; olsaydı dikiş tutmayan ruhumun yaraları kanardı. Ben sevmeyi de sevilmeyi de bilmezdim; o da beni sevmek istemezdi zaten.

Arzuladığı ve uğruna benimle konuştuğu şey önüne sunduğum, anadan doğma bir günaha batırılmış çırıl çıplak bedenimdi. Bu yüzdendi halleri, sebepsiz diretişi. Fazlası olmasına ihtimal veremiyordum. Ama kimseyle ikinci defa yüz yüze gelmemişken benimle tekrar birlikte olmak istemesi zihnime bir yıldırım düşürüyordu ve ucu yalnızca beni yakıyordu. Her çıkışında parmaklar olan kapılardan kaçmaya çalışmak aptallıktı.

Bir defa daha onu görsem, dudaklarının üzerinde parmaklarımın izleri olsun isterim yalnızca..

Bar taburesini tam tersi yönde çevirip dans eden insanları kadrajıma aldım. Koskoca bir kalabalık kendini müziğin ruhuna karıştırmıştı. O kadar iç içe girmişlerdi ki arada kalmayan mesafede birbirlerine sürtünüyorlardı. Bazıları ayakta yiyişip geceyi birbirilerine düğüm yaparak bitirecekti yüksek ihtimal.

Böyle yerler kirli ruhları isterdi zaten.

Onun ruhunu.

Bacak bacak üstüne atıp çıplak bacağımın biraz daha açılmasını sağladım. Dudaklarıma sürdüğüm kırmızı ruju birbirine bastırıp tekrar ve tekrar dolgun dudaklarımda var ettim ve kırgın kısmımı sakladım. Bunu göstermeyecek kadar sağlamdım. Hep böyle olacaktı.

666 || Texting +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin