666 || Texting +18

28: ÇIRILÇIPLAK

açıklama: ne kadarını okursunuz bilmiyorum ama ufak bir açıklamam var. Kitap yazmak benim için bir tutku. Bunu tek bir cümleyle açıklayamam. Beni bilen bilir cümleleri süslü bir insanım ama konusmayacagim. Bu kitabı okuyanların büyük cogunlugu sadece cinsellik icin okuyor az bir kısmı da öyle baslayip beni sevip deger verip devam edenler. Kimseyi bir sınıfa yerlestiremem. Ama ben aslında bambaska kaleme sahip bambaska zihne sahip biriyim bunu bilelim.

Aylardır yokum, hala varım diyemem zihnim dumanaltı, iyi değilim iyi olamıyorum ama olacağım. Bir sonraki bölüm ne zaman gelir diye sormayın bilemem, sadece sizi özledim. Cinsellik icin de olsa yazar olmayi özledim. Keyifli okumalar.

Kontrol bile etmeden atiyorum.

İNSTAGRAM HESABIM KAPANDI EN YAKIN ZAMANDA YENİSİNİ ACACAGİM.

Azap günü, şehire düşen ilk yağmur tanesine bulaşan günah. Dudaklara çizilen kader, parmak uçlarına sürülen is. Kalp çıkmazı, yalan düğümü...

İzdiham vakti;
Saat gece yarısı ya da yara gecesi..

yeni kitap alıntısı

Bölüm şarkısı
Sena Şener- Teni Tenime

🫀

Sungur iri ellerini tişörtümün içinden sıcak bedenime sürttükçe altında olmanın verdiği garip haz arttı. Onu tekrar tekrar en derinlerimde hissetme isteği ile yanıp tutuşmaya başlamış bedenimin emirlerine uydum. Ellerim hırçınca saçlarını buldu ve seri bir hamle ile dudaklarına uzandım.

Dişlerim dolgun dudaklarını ezerken, ısırışımın altında gülümsedi. Bu adam nasıl bir cezaydı ki başıma her dokunuşu kaburgalarımı ve kasıklarımı sızlatıyordu.

Belimden yukarıya doğru çıkan elleri sütyen kopçasıno bulup ustaca bir hamle ile çıkardı. Sütyenin dokusundan kurtulan göğüslerim ince tişörtten belli olurken Sungur bu görüntüyü görmek için öpüşmemizi böldü.

"Nasıl böyle dimdik duruyorlar sikeceğim." Bir elini tişörtümün üstünden göğüs ucuma sürttüğünde ince kumaşa rağmen parmaklarını hissetmek dudaklarımı ısırmama sebep oldu. "Ağzımı bekliyor değil mi o dik göğüslerin."

Edepsiz cümlesi ile sızlayan göğüs ucumu tişörtle birlikte ufakça sıvazlarken kendimi ona sürtmek için kasıklarımı kaldırdım. "Sungur." diye mırıldandım istekle. Saçlarındaki ellerimi bedenine sürterek göğüs kafesine indirdim. "Göğüslerim ağzın için sızlıyor."

Yavaşça yüzünü yüzümden uzaklaştırıp göğüsümle hizaladı. Tişörtü üstümden çıkarmazken, kumaşın üstünde hissettiğim ıslaklık; göğsüme istediğini vermişken yetersizdi. "Bu incecik kumaş parçasına rağmen beni hissediyorsun değil mi bebeğim." Dilini tekrar kumaşa hapsolan göğüslerime sürttü. Cayır cayır yanan nefeslerim boğazımdan çıkarken derince yutkundum. "Dilini sikeyim." diye bağırdım hevesle. Kahkaha atıp dişlerini sürttü.

Bedenim beklemediğim bir hızda yataktan sıyrıldığında, reflekse bacaklarımı beline sardım. Azru ile harmanlanmış gözleri bana istekle bakarken gülümseyip dudaklarına uzandım. İkimizin arasındaki bu çekim durdurulamazdı.

İri elleri, kalçamdan kadınlığıma kadar beni sarmalamaya yetiyordu. Varlığı ile ıslanmış olduğumu bilmesi parmaklarını hareket ettirmesine sebep oldu.

Bedenim tekrar yere indiğinde kapanmış gözlerim aralandı. Bütün istanbulu ayaklarımıza seren tamamı cam duvarlardan birine çıplak sırtım yaslandığında hemen ardından üstüme doğru eğildi.