"Zehra?"
Serdar kapısını açtığında karşısında kendisine gülümseyen Zehra'yı gördü.
"Sürpriz!" dedi Zehra neşeyle. "Hep sen mi benim kapıma dayanacaksın akşamın bir vakti? Bu sefer de ben geleyim dedim."
Serdar gülerek içeri aldı Zehra'yı.
"İyi yaptın."
Zehra içeri girerken konuşmaya devam etti.
"Ayrıca, elim boş da gelmedim." Elindeki poşeti kaldırıp gösterdi. "Profiterol getirdim. İnşallah seviyorsundur."
"Severim severim."
"Harika!"Zehra mutfağa doğru yürüdü. "O zaman tabaklara koyalım, öyle geçelim içeriye."
Serdar Zehra'nın peşinden yürüdü. Mutfak kapısını yaslanıp mutlulukla Zehra'yı izlemeye başladı. Zehra bir yandan dolapları açıp kapatarak servisi hazırlarken bir yandan da o gün Yağmur'la yaptığı telefon görüşmesini anlatıyordu neşeli neşeli.
İlişkilerinin ortaya çıkması ilk başta Zehra'yı tedirgin etse de, sonradan bu duruma alışmıştı, şimdi çok daha rahattı. Ayrıca artık saklamaları gereken bir şey olmaması da kendini kısıtlamayı bırakmasını sağlamıştı, bu da çok daha canlı ve sempatik bir Zehra ortaya çıkarmıştı. Serdar tam da Zehra'ya daha fazla aşık olamayacağını sanırken her geçen gün kendini bu kadına daha fazla kapılmış halde buluyordu.
"Hazır!" diyerek elindeki tabaklardan birini Serdar'a uzattı Zehra.
Odaya geçip oturdular, Zehra büyük bir iştahla tatlıyı yemeye koyuldu. Serdar tebessüm ederek Zehra'yı izlemeye başladı yine. Bu doğal haliyle o kadar güzel görünüyordu ki, Serdar içinden gelen Zehra'ya sımsıkı sarılma arzusunu güçlükle bastırabildi.
Zehra bir an nefes almak için duraksadı, kafasını kaldırdığında kendisini izleyen Serdar'ı gördü.
"Ay pardon ya," dedi utanarak. "Ben öyle tatlı görünce her şeyi unutuyorum da, daldım birden." Sonra Serdar'ın hala dolu olan tabağını fark etti. "E sen hiç yememişsin?"
Serdar sırıttı. "Valla ben de seni görünce her şeyi unutuyorum, ne yapayım?"
Bir kez daha süzdü Zehra'yı. "Seni burada görmeyi seviyorum," dedi şefkatle. "Yıllardır benim için ikamet ettiğim bir yerdi burası, ama sen olunca gerçekten evim gibi hissediyorum."
Zehra kızararak başını eğdi. Bir süre sessizce tatlılarını yemeye odaklandılar. Derken Zehra ağzını peçeteyle silerek arkasına yaslandı.
"Bayağı iyi geldi valla," dedi içini çekerek. Sonra hafif çekingen bir ifadeyle Serdar'a döndü.
"Sana bir şey soracağım aslında ben," dedi.
"Bak seen," dedi Serdar muzip bir ifadeyle. "Yoksa bütün bu girizgah bunun için miydi?"
"Ya ne alakası var?" diye söylendi Zehra.
"Tamam tamam, şaka yaptım. Hadi sor ne soracaksan."
Zehra boğazını temizledi.
"Bir dahaki sefere," dedi tereddütle. "Yağmur'la buluşmaya benimle birlikte gelir misin? Tabi istersen."
Serdar gözlerinin içine kadar güldü.
"Çok isterim hem de."
"Bak, eğer gerçekten istiyorsan gel Serdar. Yani yapmak zorunda değilsin, bunu anlayışla karşılarım. Sonuçta Yağmur benim kızım ama..."
Serdar, aralıksız bir şekilde konuşan Zehra'yı yüzünü ellerinin arasına alarak durdurdu.
"Zehra," dedi. "Doğru, Yağmur senin kızın. Ve ben senin olan her şeyi severim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK VE ÖLMEK ZAMANI
FanfictionTeşkilat dizimizin güzide çifti ZehSer hakkında tek bölümlük hikayeler❤️