Zehra ve Serdar, birlikte karargahın kapısından içeri girerlerken, Zehra tedirgindi.
Hastaneden yeni çıkmıştı, karargaha geleceğini bildirdiğinde ise, Halit başkan Serdar ve ikisini hemen görmek istediğini söylemişti.
Bu görüşmenin konusunu az çok tahmin edebiliyordu ikisi de.
Zehra derin bir nefes alarak Serdar'a baktı.
"Of Serdar ya," diye söylendi. "Ne diyeceğiz Halit başkana?"
Zehra'nın aksine Serdar gayet sakindi.
"En başından beri yapmamız gerekeni yapacağız Zehra," dedi. "Gerçeği anlatacağız."
"Ya, söylemesi kolay"
"Hala inkar etmeyi düşünmüyorsun herhalde Zehra" dedi Serdar kaşlarını kaldırarak. "Elçi seni sırf benim canımı yakmak için kaçırdı, senin kayıp olduğun sırada ben delirdim, günlerdir hastanede yanından ayrılmıyorum... Şu saatten sonra aramızda bir şey olmadığını iddia etmek adamı aptal yerine koymak gibi olur artık yani."
"Söyleyince ne olacak peki?" dedi Zehra endişeyle. "Ya seni gönderirse?"
Serdar Zehra'nın saçından bir tutamı alıp kulağının arkasına sıkıştırdı.
"Bir yolunu bulacağız bir şekilde, merak etme" dedi. "Benim senden ayrılmaya hiç niyetim yok."
"Nasıl olacak o?"
Serdar Zehra'yı Halit başkanın odasına doğru yönlendirirken, "bırak onu da ben düşüneyim." dedi.
Kapıyı tıklattılar, ve Zehra önde, Serdar arkada, içeri girdiler. Halit başkan ikisini görünce önündeki dosyayı kapattı.
"Gelin, oturun" dedi.
İkisi de sessizce geçip oturdular. Halit başkan konuşmadan önce bir kaç saniye süzdü karşısındaki çifti.
"Sizinle neden konuşmak istediğimi tahmin ediyorsunuzdur diye düşünüyorum."
"Evet başkanım," dedi Serdar kendinden emin bir sesle. "Aramızdaki ilişkiyi konuşmak istiyorsunuz bizimle."
"Aynen öyle Serdar," diye cevap verdi Halit başkan.
"Başkanım, biz üzgünüz, gerçekten..." dedi Zehra.
"Olmalısınız da zaten," dedi Halit başkan sert bir sesle. "Bizim yaptığımız işte, duygularını işe karıştırmanın nasıl bir risk yarattığını siz de benim kadar iyi biliyorsunuz. Kaldı ki, aranızdaki bu ilişki yüzünden senin başına gelenleri söylemiyorum bile Zehra. Ve en kötüsü de, benim bunu sizden değil, bir teröristten öğrenmiş olmam. Ne diyeceksiniz buna?"
"Başkanım ne deseniz haklısınız," diye araya girdi Serdar. "Bunu size bizim söylememiz gerekirdi. Ama böyle bir şeyi açıklamak hiç kolay değil takdir edersiniz ki. Hata yaptığımızın farkındayız."
"Serdar..."
"Başkanım, izin verin bitireyim," diyerek devam etti Serdar. "Bakın, bunun ne kadar riskli olduğunu biliyoruz, inanın. Ve bununla çok mücadele ettik gerçekten. Ama dünya üzerinde insanın söz geçiremeyeceği, kontrol edemeyeceği bir duygu varsa bu da aşktır, siz de biliyorsunuz. Yapamadık, engel olamadık kendimize."
Halit başkan elini kaldırarak susturdu Serdar'ı.
"Serdar, biliyorum, aşk önüne geçilmesi zor bir duygu. Siz de robot değilsiniz sonuçta, tabi ki duygularınız olacak. Ama bu duygular, yaptığımız iş için risk oluşturmaya başladığında, o noktada müdahale etmek zorundayım ben. Aranızdaki aşk, bir zaaf sizin için şu an, ve senin en büyük düşmanın bu zaafı öğrenerek bundan yararlandı. Zehra'nın ölümüyle sonuçlanabilirdi bu durum. İleride böyle bir şeyin tekrar yaşanmayacağını bana garanti edebilir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK VE ÖLMEK ZAMANI
FanfictionTeşkilat dizimizin güzide çifti ZehSer hakkında tek bölümlük hikayeler❤️