Serdar, Zehra'nın aralık olan oda kapısından içeri başını uzattığında, içini ısıtan bir manzarayla karşılaştı.
Zehra, odanın içinde dolaşarak ortalığı toparlıyor, bir yandan da kendi kendine bir şarkı mırıldanıyordu.
"Rüyaların gerçekleşsin diliyor musun?
Onun da sevdiği sensin, biliyor musun?
Seni gördüğünden beri, uykusuzmuş geceleri,
Sana vurulmuş besbelli, soruyor musun?"Serdar kapıya yaslanarak sevgi dolu gözlerle izlemeye başladı Zehra'yı. Her hareketi, her sözü, her mimiğini ezberlemek ister gibiydi adeta, çünkü her şeyiyle çok seviyordu bu kadını.
Zehra, elindeki kitapları masasının üzerine bırakmak için durdu, o arada gözü masadaki menekşe saksısına takıldı. Gülümseyerek parmağıyla menekşenin yapraklarını okşadı. Tam o anda Serdar'ın sesini duydu.
"Haklıymışsın."
Zehra bir an irkilse de, kendisini çabucak toplayarak Serdar'a döndü.
"Ben genelde haklıyımdır zaten ama, hangi konuda?"
Serdar gülerek içeri girip kapıyı kapattı. Zehra'nın az önce önünde durduğu masaya yaslanıp tıpkı onun yaptığı gibi menekşeyi okşadı.
"İlk dansımız için şarkı seçimini sana bırakmalıydım. Belli ki bu konuda benden yeteneklisin."
Zehra, Serdar'ın kendisini şarkı söylerken duyduğunu anlamıştı.
"Niye sinsi sinsi gelip beni gözetliyorsun hem sen ya?"
"Aa, sinsilik konusunda ben senin eline su dökemem bir kere," dedi Serdar.
Zehra kaşlarını çattı. "O ne demek şimdi?"
"Kimbilir bana söylemediğin daha ne cevherler var sende," diye cevap verdi Serdar. "Sesin ne kadar güzelmiş." Sonra muzip muzip bakarak ekledi. "Bunu sana daha önce de sormuştum aslında ama, bir kere daha sormak istiyorum, bu kadar mükemmel olmak zorunda mısın?"
Zehra o geceyi hatırlayarak güldü. "Elimde değil, üzgünüm."
Serdar da gülerek Zehra'yı belinden tutup kendine doğru çekti.
"Şimdi Ceren içeriden benim tuvalete gitmem lazım diye bağırmayacak değil mi?"
Zehra Serdar'ın omzuna vurdu. "Aman Serdar ya."
Serdar bakışlarını Zehra'nın önce gözlerine, sonra dudaklarına dikti.
"Hayır, çünkü o gece yapmak isteyip de yapamadığım şeyi şimdi yapmak istiyorum da."
"Neymiş o?" diye mırıldandı Zehra.
Serdar, hiçbir şey söylemeden dudaklarını Zehra'nın dudaklarına bastırdı. Zehra ilk anda şaşırsa da, karşılık vermekte gecikmedi. Serdar, kollarını Zehra'nın beline sarıp onu bacaklarının arasında çekerek vücudunu Zehra'nın vücuduna iyice bastırdı. Zehra'nın parmakları, ensesindeki saçları okşamaya başlayınca içi ürpererek daha büyük bir açlıkla öpmeye başladı Zehra'yı. Bu kadın cidden aklını başından alıyor, mantıklı düşünme yetisini tamamen kaybetmesine sebep oluyordu. Tam dudaklarını Zehra'nın dudaklarından çekip boynuna doğru indirmeye başlamıştı ki, Zehra yavaşça geri çekildi.
"Yapma Serdar, birine yakalanacağız," dedi nefes nefese.
Serdar da yavaş yavaş kendini geri çekip Zehra'nın iri gözlerine, kızarmış yanaklarına ve şiş dudaklarına baktı, kalbinin teklediğini hissetti. Bu kadının güzelliği öldürüyordu onu. Hafifçe sırıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK VE ÖLMEK ZAMANI
FanfictionTeşkilat dizimizin güzide çifti ZehSer hakkında tek bölümlük hikayeler❤️