Kapısının ısrarla çaldığını duyduğunda Serdar yine kanepede uykuya dalmak üzereydi. Söylenerek yerinden kalktı, kapıyı açtığında karşısında gördüğü kişi gözlerinin fal taşı gibi açılmasına sebep oldu.
"Mete başkanım!?"
Mete başkan sakin bir şekilde içeri girdi ve davet beklemeden kanepeye oturdu.
"Uzun zamandır seninle doğru düzgün sohbet edemedik Serdar, üstelik bir sürü de olay oldu. Ben de bu yüzden gelip seni bir göreyim dedim."
Serdar şaşkınlığını üzerinden atmaya çalışarak cevap verdi.
"İyi yapmışsınız başkanım, çay kahve, ne içersiniz?"
"Bir şey istemem," dedi Mete başkan. Sonra da yanını işaret etti. "Gel, otur bakalım."
Serdar geçip oturdu. Mete başkan dikkatle yüzüne baktı Serdar'ın.
"Nasılsın Serdar? Ama bana üstünkörü bir cevap verme. Tüm olanlardan sonra, gerçekten nasılsın?"
Serdar bir an düşündü konuşmadan evvel.
"İyiyim başkanım," dedi sonra. "Gerçekten iyiyim. Baş ağrılarım neredeyse tamamen geçti, kabuslar da görmüyorum artık. En önemlisi de, görevime, ülkeme, arkadaşlarıma bir zarar vereceğime dair korku duymuyorum artık. Beni yiyip bitiriyordu bu duygu Berlin'e gitmeden önce."
Mete başkan Serdar'ın omzunu sıvazladı hafifçe.
"Anlıyorum oğlum. Zaten bu yüzden Berlin'de kalkıştığınız delice iş yüzünden kızmadık sana ve Zehra'ya."
"Yapmak zorundaydım başkanım, ucunda ölüm dahi olsa." Serdar'ın bakışları yumuşadı istemsizce. "Zehra pek gönüllü değildi, ben ısrar ettim. Ama o olmasaydı da, ölmüştüm orada. Hayatımı kurtardı."
Mete, Serdar'ın dalıp gitmiş ifadesine bakarak iç çekti.
"Bir de bu var tabi."
Serdar kaşlarını çatarak baktı Mete başkana.
"Anlamadım başkanım, ne var?"
"Zehra'ya karşı hislerin tabi ki."
Serdar afalladı.
"Ben.. hisl.. yok başkanım nereden çıkardınız, yani ben Zehra'ya-"
Mete başkan Serdar'ın sözünü kesti.
"Serdar," dedi uyarır gibi bir ses tonuyla. "Seni ben büyüttüm, unutma. Gerçekten Zehra'ya karşı duyguların olduğunu anlamayacağımı mı düşündün? Zehra'nın adını söylerken ses tonun bile değişiyor."
Serdar inkar etmeyi bırakarak iç çekti.
"Haklısınız başkanım," dedi. "Size daha önce söylemem gerekirdi, biliyorum. Ama durumun ne kadar hassas olduğunu siz de takdir edersiniz."
"Tabi ki biliyorum Serdar." Mete başkan endişeyle baktı Serdar'a. "Serdar bak, bunu amirin olarak değil, seni büyüten kişi olarak söylüyorum, eğer bu iş ortaya çıkarsa hiç hoş şeyler olmaz, sen de bunu biliyorsun. Ekibin konumu zaten çok ince bir çizgide. Bu dengeyi bozacak hiçbir şey kabul edilemez. Bizim işimizde duygular işin içine girerse, o işin sonunda mutlaka sıkıntı çıkar."
Serdar sıkıntıyla yüzünü sıvazladı.
"Bütün bunların farkındayım başkanım," dedi. "Ama böyle bir şeye nasıl engel olabilirdim ki? Birine aşık olmayı nasıl engelleyebilir insan? Ayrıca, her ne olursa olsun ben ne görevime ne de ekibime zarar verecek bir şey yapmam. Gerekirse kendi canımdan vazgeçerim, yine de yapmam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK VE ÖLMEK ZAMANI
FanfictionTeşkilat dizimizin güzide çifti ZehSer hakkında tek bölümlük hikayeler❤️