TUTKU VE HUZUR

1.3K 54 57
                                    

"Off, bu kadar saçma bir yerde olmak zorundaydın çünkü, değil mi?"

Zehra aynanın karşısında durmuş, üzerindeki boydan boya fermuarlu bluzun önünü açmış ve omuzlarından aşağı indirmiş, tam iki kürek kemiğinin ortasındaki yaraya bakıyordu. Bugünkü çatışma esnasında yere düşmüş ve sivri bir taşın sırtını sıyırdığını hissetmişti, ama ancak karargaha gelince bakma fırsatı bulabilmişti. Tahmin ettiğinden derindi sıyrık, pansuman yapılması gerekiyordu ama Zehra'nın elinin yetişebileceği bir yerde değildi.

Zehra olduğu yerde sağa sola dönerek yarayı incelerken aniden kapı açıldı.

"Zehra bir bakar mıs..."

Serdar cümlesinin ortasında kalakaldı, zira Zehra önünde omuzlarından aşağı indirilmiş bluzu ve sütyeni ile dikiliyordu. İkisi de şok içinde birbirlerine baktılar, derken Zehra kıpkırmızı bir şekilde alelacele fermuarını kapattı.

"Ne oldu Serdar?" dedi hızlı hızlı.

Serdar çapkın bir ifadeyle sırıttı. "Operasyon raporlarını tamamlamamız lazım diyecektim de, acelesi yok yani, istersen sonra da yapabiliriz."

Zehra bakışlarını kaçırarak kapıya doğru yürüdü. "Saçmalama canım, hadi gidip halledelim."

Serdar içini çekti. "Peki..."

Kapıdan Zehra'nın önce çıkması için elini sırtına koyduğunda, Zehra acıyla irkildi. Serdar ciddileşti.

"Neyin var senin?"

"Önemli bir şey değil," diye geçiştirdi. "Çatışma sırasında düşmüştüm, basit bir sıyrık sadece."

"Zehra, ufacık dokundum diye yerinden sıçradın resmen, basit bir sıyrığa benzemiyor bu. Neden pansuman yapmadın?"

"Çünkü uzanamadım!" diye çıkıştı Zehra. "Ters bir yerde, elim yetişmedi. Sonra hallederim bir şekilde."

"Olmaz," diye itiraz etti Serdar. "Enfeksiyon falan kapar, başımıza iş almayalım durduk yere. Ben yaparım pansumanı."

"Gerek yok!" dedi Zehra.

"Zehra inat etme! Hadi, geç içeri. Pansuman malzemelerin banyodaydı yanlış hatırlamıyorsam, ben alıp gelirim."

"İyi peki," dedi Zehra. İçeri geçmeden önce Serdar'a dönüp parmağını doğrulttu. "Ama tek bir münasebetsiz yorum istemiyorum Serdar, ona göre!"

Serdar ellerini havaya kaldırdı, gülerek ağzını kilitliyormuş gibi yaptı ve banyoya doğru yürüdü.

.................

Serdar elinde malzemelerle geldiğinde Zehra yatağın üzerine oturmuş, saçlarını tek omzundan yana sarkıtmış, fermuarını açıyordu. Serdar geçip arkasında oturdu, ve bluzu yavaşça omuzlarından aşağı indirip yaraya baktı.

"Kötü sıyrılmış," dedi suratını buruşturarak. 

Pamuğa biraz tentürdiyot dökerek hafifçe yaranın üzerinde gezdirmeye başladı. Zehra irkilse de sesini çıkarmadı. Serdar yarayı temizledi ve üzerine gazlı bez yapıştırdı. Sonra tereddütle Zehra'nın sırtına dokundu hafifçe, parmaklarını omzundan aşağı doğru gezdirdi. Zehra yine irkildi, ama bu sefer sebebi acı değildi.

Zehra'nın sessizliğinden cesaret alan Serdar, yavaşça yaklaştı Zehra'ya. Eğildi, ve kürek kemiklerinin ortasına bir öpücük kondurdu. Zehra titreyerek gözlerini kapadı. Serdar'ın dudakları yavaş yavaş yukarı doğru çıktı, Zehra'nın omzunda ve boynunda geziyordu şimdi. Bedenleri arasındaki mesafe sıfıra inmişti, Serdar başını Zehra'nın boynuna gömerken, ellerini çıplak karnına koydu.

SEVMEK VE ÖLMEK ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin