*Medyaya bir şarkı bıraktım. ❤️ Melanie'nin şarkıları kitaba ve Maya'ya çok uygun geliyor bu nedenle sık kullanacağım. Kendisi hakkında tuhaf şeyler çıktı bir dönem sonucuna hakim değilim o yüzden bir şey diyemiyorum ama en azından şarkıları güzel diyelim. Bilen varsa yorumlarda dedikodu yaparız. 😅 İyi okumalar!
Ağırlıktan başka bir işe yaramayan kabanımı evde bırakırken Tuna'nın ısrar kıyamet üzerime verdiği, bana epey bol geldiği halde pantolonun içine sokarak bir şekilde kendime uydurduğum tişört ile en azından dışarıdan bakıldığında bu mevsime uygun görünmek için çabalamıştım.
Tüm yol boyunca kendime annemi bulamama ihtimalimin olduğunu kendime hatırlatarak düşüşümü yavaşlatmaya çalışmıştım. Kolumun ağrısıyla birkaç kez dikkatim oraya kaymıştı. Motor çarpmasından sonra hep ağrıyordu da ben mi kendi derdimden farkına varmamıştım yoksa yeni bir şey miydi anlamamıştım.
''Çok mantıklı bir şey yapmışsın.''
Tuna, annemin evine ulaşmamız için geçmemiz gereken dik yokuşun yarısındayken nefes nefese konuştu.
''Ne konuda?'' diye sordum düşüncelerimden sıyrılıp.
''Üniversiteye kazanınca diğer yakada ev tuttuk dedin ya, çok mantıklı bir hareket olmuş. Ben bu yolu bir daha gelemem.''
Bulunduğum garip durumdan bir dakikalığına uzaklaşarak gülmeyi başardım. Tuna şaşkınca bana baktı. ''İnanamıyorum, dişlerin falan var.''
Gülüşüm hemen solarken göz devirdim. ''Abartma. Sabah da güldüm ya.''
''Yaa evet. Bu kadar sık yapma bak, yüzün kırışır.''
Yokuşu neredeyse tamamlamak üzereyken durdum. Tuna da benimle beraber durduğunda, ''İşte. Geldik.'' dedim.
Kafasını kaldırıp benim baktığım apartmana baktı. ''Burası mı?''
Kalbim, pek de yeni olmayan ama en azından yerinde duran apartmanı görünce umutla doldu. İkinci kattaki balkonun demirlerine sıra sıra dizilmiş saksılarla gülümsedim. ''Annem çiçeklere bayılır.''
''O zaman hangi daire olduğunu anlayabiliyorum.'' derken gülüşü benimle paylaşıyordu.
''Girelim mi?''
Bu soruyla kasılan midem yüzümü buruşturmama sebep oldu. Göğsümde hissettiğim bu sıkışma sebebini çok iyi biliyordum. Annemin beni görüp bana bir yabancı gibi davranacağını bilmenin korkusuydu bu. Eğer bilmeseydim içimde bir umut besleyebilirdim ama tüm bu yaşananlardan sonra neredeyse bundan emindim. Bazı sahneleri tahmin ediyor olmak ve buna rağmen ilerlemek hiçbir şey bilmemekten çok daha zordu.
''Maya?''
Apar topar kendime geldim. ''Evet evet, girelim.''
Apartmanın önüne geldiğimizde bu sefer ilk baktığımda yer ziller oldu. Zillerin pek azında isim yoktu, isim olanlar da ise annemin adına veya soyadına dair hiçbir şey göremiyordum.
''Yıldırım soyadını görmememiz normal ama değil mi?''
''Değil.'' dedim. ''Annemin soyadını kullanıyorum.''
Hiç ses çıkarmadan o da benimle birlikte zilleri kontrol etti. ''Yok.'' dedik aynı anda ve geri çekildik.
Omuzlarım düşerken Tuna'ya döndüm. ''Bir şey diyeceğim. Bunu düşünmek dahi istemiyorum ama ya annem... Vefat ettiyse? 2044 yılındayız diyorsunuz. Ben kırk altı yaşındaysam belki de o...''
Boğazım düğüm düğüm olurken yutkunamadım. Yaşaması ama beni tanımamasını bile tercih edeceğim bu seçenek beni paramparça etmişti.
''Kötü düşünmeyelim. Bak evi yerinde duruyor. Buraya gelmeden bunu da bilemezdik.'' dedi. ''Aynı şekilde gidip bakmadan da neyle karşılaşacağımızı bilemeyiz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ AY (Düzenleniyor)
Science Fiction*WATTYS 2023 Yarı Finalist* Maya, sıradan bir günün sonunda evine dönerken bir inşaatın içerisinde duyduğu seslerle yolunu değiştirir. Bu soğuk havada, inşaatta kalmış siyah kediyi yanına almak ister fakat işler istediği gibi gitmez. Merdivenlerden...