~5~

93 8 3
                                    

Evde kendilerince yaptıkları kutlamadan birkaç saat sonra ikisi de uyumak için yataklarına girdiler. Ahir olanları hatırlamak istemiyordu. Aklına kuzeni geliyordu çünkü sürekli. Ne zaman birine zarar verse mazi canlanıverirdi zihninde. Yine oluyordu. Gözlerini nereye çevirse bir kare oynuyordu eskilerden. Kapadı gözlerini. Ama işe yaramadı. Artık görüntüler daha netti.

"Çocuklar! Sessizlik!" diye bağırıyordu kısa, çirkin kadın. Dişlerinin arasındaki boşluktan ıslık benzeri ses çıkarmıştı. İşe yaramayınca da tabancasını ateşledi. İşte istediği sessizliği sağlamıştı. Artık sözü dinlenecekti.

"Sadece size denileni yapacaksınız. Bu kadar basit. Geçmişinizi unutun. Burada yeni bir hayatınız olacak. Size anlattığım Patron gelmek üzere. Sessiz olmayanlar hayatına veda eder. Emirlere uyanlarsa yaşamaya ve ödüllendirilmeye devam eder."

"Patron'la konuşmak istiyorum!" elini havaya kaldırıp seslenmişti kadına.

"Kuralı ne çabuk unuttun salak velet! Kimse, Patron istemediği sürece onunla konuşmayı bırak, ona bakamaz bile."

"Ama..."

"Aması yok!"

Kadının bağırışından sonra kafasını, kuzeni 57'ye döndürüp fısıldadı ona.

"Merak etme, bizi buradan çıkaracağım."

"Bizi öldürürler!"

"Sen merak etme. Ben halledeceğim."

Birden kararmıştı her yer. Sanki siyah bulutlar sarmıştı çocukların etrafını. Sonra birden başka yerde belirdiler. Bir yatakhanedeydiler.

"Yarın kuzen. Yarın kaçacağız."

"Ben..." lafı bitmeden susmuştu. Çirkin kadın gelmişti yatakhaneye çünkü.

"Siz ikiniz! Gelin benimle. Patron sizi görmek istiyor."

"Bizi mi! Neden?"

"Nereden bileyim ben! Kim bilir ne halt yediniz de ceza alacaksınız."

Çok korkuyordular. İstemeye istemeye gidiyorlardı Patron'un odasına. Geldiklerinde kalpleri yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kapı açıldı ve içeri girdiler. Bir koltuk vardı. Sırtı dönüktü Patron'un. Yanında da bir çocuk vardı. Patron'un sesini duyar duymaz gözlerini ayırmıştı çocuktan 57.

"Aranızdan biri emirlerime uymuyormuş. Emirlerime uymayanlara n'olur?" yanındaki çocuğa sormuştu. O da hiç beklemeden cevapladı.

"Ölürler, Patron."

"Ölmek mi istiyorsunuz çocuklar?" gıcırtılı kalın sesi yüreklerini korkuyla kaplıyordu çocukların.

"Hayır efendim!" diye atlamıştı hemen 57. "Ben kaçmak istemedim. Her şeyi o planladı."

Kuzeni, 57'nin onun planını ifşa ettiğine kanlı canlı şahitlik ettiğine inanamıyordu.

"Bana bağlılığına inanmamı istiyorsan gerekeni yap 57."

"Ama... Tamam, Patron."

Patron arkasını dönmeden kendi silahını yanındaki çocuğa verdi. O da 57'ye. 57 çocuktan silahı alırken, çocuğun elindeki yüzüğe takıldı gözü. Yüzük şeffaftı. İçinde kan vardı.

"Ne o, gözün mü kaldı? Aile yadigarı o yüzük. İstesen de senin olmaz, sadece bizim soyumuzdan gelenler takar." babasına bakmıştı son cümlesini kurduğunda çocuk.

57 silahı eline aldı ve kuzenine doğrulttu. Neler yaşadığını anlamaya çalışan 48 donakalmıştı. Kuzeni ona silah doğrultmuştu. Kurtarmaya çalıştığı kuzeni...

KAN ÇANAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin