Koşuşturmaktan yorulmuş bir halde hiçbir şey yapmadan ayakta dikilirken kelimeleri düşünüyordu sadece. Her kelimenin bir anlamı vardı, en anlamsız ve saçma olanın bile. Belirli harflerin düzene oturtulmasıyla kurulmuş kelimeler... Hepsinin kullanım şekli ve yerleri farklıydı, yerine göre kelime seçmek, seçtiğin kelimeyi anlamlı bir şekilde cümlenin içine oturtman gerekiyordu. Düzgün ve üsluplu bir şekilde konuşmanın ilk kuralıydı bu.
Düşündü.
Her durumu, her anı ve her hissi açıklayan en az bir kelime vardı. Dünyadaki her şey en az bir isme, bir özete ve bir kelimeye sahipti. Tek bir kelimeyle onlarca olayı açıklayabilirken, bazen yüzlerce kelimeyle bile tek bir durumu açıklamak zor oluyordu.
Zorla giydiği takımın verdiği rahatsızlığı görmezlikten geldi, belini sıkıca kavrayan ceketinden biraz da olsun kurtulabilmek için önündeki düğmeyi hızlıca açtı. Aniden içine düştüğü durumu, olduğu konumu, etrafında koşuşturan insanları, yapması gerekeni ve onu bekleyen şeyi düşündü. İçi sıkıldı. Ona seslenen insanları duyuyordu fakat hiçbir tepki veremiyordu.
Hayatını, şu anda yaşanan şeyi, tüm gürültüsüyle kulaklarında çınlayan alarmı ve ona verdiği rahatsızlığı özetleyebilecek bir kelime aradı. Bulamadı.Olduğu durumu açıklayabilecek, Taehyung'a hissettirdiklerini özetleyebilecek onlarca belki de yüzlerce kelime vardı fakat o anda ne hissettiğini ve bir anda içine düştüğü durumu nasıl kelimelere dökeceğini bilmiyordu. Kelimelere dökmeyi bilmediği gibi bundan nasıl kurtulabileceği hakkında da bir fikri yoktu.
Yirmi dokuz yıllık hayatının her anında yaptığı her şeyi mükemmel ve eksiksiz yapmayı beceren Kim Taehyung kesinlikle bozguna uğramış gibi hissediyordu. Kafası karışmıştı ve bir rüyanın içinde olduğunu düşünmeden edemiyordu.
Bir çift topuklu ayakkabının alarm sesini bastırarak zeminde çıkardığı sesi duyduktan hemen sonra kolunun yavaşça çekiştirilmesiyle kendine geldi.
"Bay Kim, çevrimiçi olarak sunduğumuz her hizmetin hata vermiş durumda olduğunda dair geri dönüşler aldık." Taehyung birkaç saniye sekreterinin yüzüne anlamsızca baktı, ne tür bir tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu.
Kafasını sallayarak yürümeye başladığında sekreteri zaman kaybetmeden peşinden yürümeye başladı. Bir yandan elindeki tablete yazdığı notları ve sürekli olarak aldığı bildirimleri okuyordu.
"Henüz bir kaybımız olduğu düşünülmüyor fakat sistemimizde açık bulunduğu bildirildi. Birçok müşterinin hesabına zorla girilmeye çalışılmış." Taehyung birkaç saniye duraksayıp derin bir nefes aldı. "Henüz ne demek?"
"Her an her şey olabilir efendim." bir anda ortalığı yıkma isteğiyle dolup taşsa da sakinliğini korumaya çalıştı ve başına giren ağrıları dindirebilmek için burun kemerini sıktı. Öfkesiyle hareket edemezdi. Soğukkanlılığını koruması gerektiğinin farkındaydı. "Önlem neden alınmıyor?" tekrar yürümeye başladı. Odasına giden yol gözüne bir anda çok uzak gelmeye başlamıştı.
"Güvenliğimizi sağlayan şirketle iletişime geçtik. Bir anda saldırıya geçtikleri için spamları engelleyememişler." sekreteri soğuk terler dökerek rapor vermeye devam ettikçe Taehyung'un her bir hücresi sinirden geriliyordu. "Ne demek engelleyememişler? Biz boşuna mı tonlarca para ödüyoruz?"
"Stajyer hatası olduğu düşünülüyor." Taehyung neredeyse gülmek üzereydi, alakası olmadığı basit bir stajyerin yaptığı hata onu uçuruma sürükleyebilirdi. İşini kaybedebilir, yetmezmiş gibi her şeyin sonuçlarına katlanmak zorunda olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
twin flames
Fanfictionher şeyin bir sebebi var, bir soygunun bile. omegaverse, delta jjk & omega kth. ! 10.03.2022