attached

16.7K 1.5K 831
                                    

Ağır hareketlerle ayağa kalkerken saatlerdir oturduğu için tutulan kaslarını gevşetmeye çalıştı. Saatlerce oturmak onun için sorun değildi fakat Jimin'den otoparka gitmesi gerektiğine dair sayamadığı kadar mesaj aldığı için mecburen kalkmak zorunda kalmıştı. Ne olduğunu bilmiyordu fakat dediğine göre ona ihtiyacı vardı.

Son günlerde içi biraz daha rahattı. Bu yüzden saatlerce çalışabiliyor, odağını kaybetmiyordu. Gecelerin bir türlü bitmek bilmeyen saatlerinden ve bütün beyin hücrelerini öldüren iç karartıcı düşüncelerinden biraz da olsa uzaklaşmış olmanın verdiği rahatlık vardı üstünde. Hiçbir şeyin zaten yeterince yıpranan sinirlerini bozmasına izin vermiyordu fakat yaşadığı ve hissettiği yoğun şeyler yüzünden biriken yığınla iş onu beklerken Jimin'in bir şey üstünde bu kadar ısrar etmesi canının sıkılmasına yeterdi, yine de istemsizce başına bir şey geldiğini düşünerek endişelenmişti.

Oturmaktan kırışan kot gömleğini bile düzeltme zahmetine girmeden otoparka inmek için asansörün önüne kadar yürüdü. Yanından geçerken ona selam veren herkesi görmezlikten gelmek istediğini fark ettiği an, yorulduğunu anlamıştı. Derin bir nefes aldı ve asansörün içine doğru adımladı.

Yaşlandığını hissediyordu, sadece birkaç gün içinde bitmek bilmeyen enerjisini kaybettiğini düşünüyordu zira ne kadar çalışırsa çalışsın yorulduğunu bile hissetmezdi fakat artık yapmak istediği tek şey omegasının kollarının arasına girip günlerce uyumaktı. Onun yüzünden kaybettiği enerjisini, onunla toparlayabileceğini biliyordu ama aralarında olan şey hala garip bir haldeyken bunu yapmak için biraz daha sabretmesi gerekiyordu.

Asansörden indiği an hissettiği şey yüzünden duraksadı. Kaşları anında çatılırken kafasının karışması da an meselesi olmuştu. Anlamadığı bir şekilde kulakları uğuldamaya başlarken bir yerlere çağrıldığını düşünmeye başlamıştı. Adımları ondan bağımsız bir halde koridoru aşıp otoparkın içine doğru ilerlerken kafası her adımında daha da karışıyordu.

Omegayı hissediyordu fakat bundan emin olamıyordu. Daha önce onu hissettiği anlar olmuştu ama bu, sebepsiz yere diğerlerinden daha farklı hissettirirken bundan emin olamaması oldukça doğaldı. İç güdülerine bir türlü karşı koyamadığı için tekrar durdu ve az önce düzeltmekle uğraşmadığı gömleğini çekiştirerek düzelmesini umdu. Saçlarını şekillendirmek için aceleci hareketlerle parmaklarını içinden geçirirken bir an kendi haline gülesi gelmişti. Otoparkta olanın Taehyung olduğundan bile emin değildi fakat birazdan evleneceği kişiyi görecekmiş gibi davranması gülünçtü. Omeganın onu soktuğu hallere, yüzündeki minik sırıtışla beraber sağa sola hafifçe kafa sallamakla yetindi.

Otoparkın içinde yürürken çağrılma hissinin daha da yoğunlaşması elini ayağını birbirine dolayacağını düşünse de, oldukça sakin görünüyordu. Jungkook, iç güdülerine ve hislerine her zaman karşı koyabilen ve kolaylıkla her şeyle baş edebilen biriydi fakat konu omega olduğunda bu kadar hassaslaşması bazı noktalarda hoşuna gitmiyordu. Karakteri baskın olduğu için deltasını fikir ayrılıklarına düşmeden kontrol edebiliyordu ama hiç beklemediği bir anda, hayatının tam ortasına düşen bir omega ona yıllarca biriktirdiği gücünün bir hiç olduğunu kanıtlıyordu. Kendisinin bile haberi olmadığı zaafları ortaya çıkıyormuş gibi hissettiği için de bununla ne yapması gerektiği hakkında pek bir fikri yoktu. Önüne geçemeyeceği hisler ve düşüncelerle tekrar karşı karşıya kaldığını fark ettiğinde daha da derinlere düşmeden etrafını incelemeye başladı, en azından bir yerlerde Jimin'i görebileceğini düşünüyordu.

Anında burnuna dolan mest edici koku bütün teorilerini doğrularken tekrar durdu. Arkası dönük bir şekilde bekleyen omegayı gördüğünde gülümseme isteğini bastırmak zorunda kaldı.

twin flamesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin