14

70 7 5
                                    

babes sınav haftam, biraz kısa yazdım affedin, iyi okumalar!

Frank evden ayrılalı dört gün olmuştu. Dan Brian'dan, Gerard ise Frank'ten dört gündür haber alamıyordu. Dan'in öfkesi, Gerard'ın endişelerini gün geçtikçe artıyordu. Dan hazır buradayken ulaşabildiği kadar müşteriye ulaşıp eline geçen ne silah varsa satmaya çalışıyordu, zaten çok yakında Brian'la çalışan herkes onunla çalışacaktı. Çok yakında, diye düşünüyordu hep. Gerard'ın pek bir şey yaptığı yoktu, Dan'in peşinde dolanıyordu. Bara gidiyor, bazen Geoff'lerle takılıyor, eve dönüp içiyordu. Hayatı eski rayına oturmuştu. Frank'i sadece kısa süren ve bir daha da olmayacak bir ihtimal gibi görmeye başlamıştı sadece, zaten Gerard kimdi ki Frank ona katlansın. Yaşadığı hayatı ancak onun gibi birisi anlayabilirdi. Anlamak da yetmezdi aslında, kim niye bütün bunları bilip onu sevebilirdi ki. Korkunç bir katildi, kendisinden o kadar nefret etmeye başlamıştı ki aynaya bile bakamaz hale gelmişti, yeniden. Her şey eski haline dönmüştü.

Frank ise günlerdir Bert ve Jepha ne yaparsa onu yapıyordu. Onu yalnız bırakmayı göze alamazlardı, ama apaçık göz önünde dursun da istemiyorlardı. Bu yüzden genelde evde durup bilgisayardan oyun oynuyorlar, dükkana gitmeleri gerektiğinde ise hep beraber gidip Frank'in arka odada takılmasına izin veriyorlardı. Dan tabi ki de buraya gelirse arka odaya girerdi ama Dan dükkana girse Frank'e haber verirlerdi, böylece arka kapıdan çabucak çıkardı. Hep tetikte olmak çok da Frank'e yaramasa da yapacak bir şey yoktu. Hayatı söz konusuydu. Hem Frank Gerard'la takılmaya başlamadan önce hep burada olurdu, Jepha'ya yardım ederdi. Beraber piercing için gerekli malzemeleri temizler ve paketler, muhabbet ederlerdi. Bazen Jepha Frank'in delim yapmasına bile izin veriyordu, elbette çok da riskli olmayan bölgelerde. Kulak memesini deldirmek isteyenlere Frank'i yönlendiriyordu Jepha, ya da piercing yaptırmayı çok isteyip korkan, panik olan insanları sakinleştirmek için genelde yanına onu çağırıyordu. Frank harika bir insandı, empati yeteneği çok gelişmiş birisiydi. Korkan kişileri hemen sakinleştirebiliyor, rahatlatıyordu. Jepha da böyle olmayı dilerdi, genelde sadece delmeden önce söyler, deler, bakım olarak ne yapılması gerektiğini söyler ve en sonunda da gülümsemeye çalışırdı. Frank öyle değildi, kişinin neden korktuğunu anlar, onun yerine kendisini koyup düşünür, hareket ederdi. Şu anda da dükkana gelen kızlardan biriyle muhabbet ediyor, kızın dudağının neresine piercing yaptıracağını belirlemeye çalışıyorlardı. Jepha gülümsedi, Frank'i böyle görmeyi seviyordu, olduğu gibi.

"Sen del istersen." Jepha Frank'e sordu, Frank önce inanamasa da heyecanla kafasını sallayıp kızı piercing deldikleri sedyeye oturttuktan sonra sakince, biraz telaşlıydı ama müşterinin bunu hissetmesini istemiyordu, dudağını deldi. Jepha ile beraber nasıl bakım yapması gerektiğini anlatıp teşekkür ettiler, daha doğrusu Frank etti. Jepha hiç müşterilerine teşekkür etmezdi, Frank kıza güveni için teşekkür etmişti, bu kesinlikle dikkate alınması gereken bir şeydi.

"Teşekkürler Jepha." Frank gülümsedi, Jepha Frank'i hep bu haliyle görmeyi dilerdi, Gerard salağı hayatının içine etmeden önceki hali. "Bert bana dövme yapacak."

"Ya." Jepha Bert'e baktı, Bert omuz silkip gülümsedi. "Ne dövmesi?"

"Karnımın yanlarına iki tane kuş tasarlamıştı-"

"Ah, biliyorum. Yanımda çizmişti." Gerçekten de güzel bir dövmeydi. Bert kafasını toparlayıp kendisini sanatına verdiği zaman ortaya harika eserler çıkarıyordu.

"Ben başlamadan lavaboya gideyim." Frank dükkanın arka tarafında bulunan kapıya doğru yöneldi, kapıyı biraz zorlayarak açıp tuvalete girdi.

"Renkli mi olacak yoksa siyah beyaz mı?" Jepha sordu, Bert'ün masasının karşısındaki koltuğa oturup sırtını yasladı, gerindi.

shotgun sinners (türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin