37. BÖLÜM
''AS''''Alevi uz yangınların ardında kalanlar atlasın hangi nehrine dökülürdü?
Velhasıl.
İp üzerinde odağını kaybeden cambaz o an hangi duyguların esiri olurdu?''Alarm çalıyor.
Rutinimin tam yedinci günü.
Kalk. Yüzünü yıka. Yemek ye. Otur. Kalk. Yüzünü yıka. Yemek ye. Otur.
Kapatarak yüzümü buruşturdum. Yavaşça kalkıp banyoya ilerledim ve aynada kendimi gördüm. Göz altım mor; gözlerim kırmızıydı. Halledebilirdim. Hep halletmiştim. Hep tek başıma halletmiştim.
Düşünme işlevimi bir süreliğine durdurmak benim için tek kaçış yöntemi olurdu ama imkansızdı. Durduramıyordum. Kaçamıyordum.
Kendi evimdeydim. Ailemle yaşadığım evde tek başıma. Karşı dairemde Melisler vardı ve beni sürekli kontrol ediyorlardı.
Yedi gün. Tam yedi gündür Atlastan bir mesaj almadım. Beni bu kadar mı merak etmiyordu yani? Bensiz yaşamaya çoktan alışmış mıydı? Bu kadar mı istemiyordu? O zaman neden başından beri kendisine işkence ediyordu, benimle kalarak? Anlamıyorum. Anlam veremiyorum.
Sorularım var ama cevabını duymak istemiyorum.
Yanıtından korkulan sualler, her zaman pelesenktir kalbe; oysa diline bir kez varamazlar.
Yüzümü yıkadım ve odaya geldim. Bıdık hala uyuyordu. Başına bir öpücük bıraktım ve boşalan yem kabını doldurarak suyunu değiştirdim.
Aşağı indiğimde boş mutfağı gördüm. Her sabah annem olurdu orada. Tüm eve yayardı yemeklerinin kokularını. Yoktu. Gitmişti. Beni neden herkes terk ediyor.
Kendime hızlıca bir sandviç hazırladım. Tabağımı masaya koyduktan sonra buzdolabından portakal suyunu çıkarttım. Bir bardak alarak oturdum ve yemeye başladım. Ayağa kalkmalıydım. Hiçbir kadın bir erkeğe muhtaç değildi.
Evet bir işte çalışamazdım, hamileydim. Ama ailemden kalan para bana uzun süre yeterdi. Hatta yıllarca. Ben kendime bakacaktım. Eski Zelal olacaktım. Eski, mutlu, neşeli Zelal. Arkadaşlarımla ilgileneceğim, kendimle ilgileneceğim ve Bulut'u çok iyi koruyacağım.
Sandviçten son ısırığı aldığımda odada unuttuğum telefonumun sesini duydum. Son lokmamı ağzıma atarak portakal suyunu kafama diktim. Kirli tabak ve bardağı makineye yerleştirerek odaya çıktım ve hala ağzım dolu şekilde telefonumu masadan aldım. Bir yeni mesaj.
A: ''Konuşmamız gerek.''
?
Mesaj Atlastandı. Yedi günün sonunda aklına gelmiştim, öyle mi? Konuşmayacaktım. Gitmeyecektim yanına.
Hızlı bir mesajla yanıtladım onu.
Z: ''Konuşacak hiçbir şey kalmadı.''
Telefonu bırakarak elimi alnıma götürdüm. Böylesine bencilce davranması tuhafıma gidiyordu. Bir gün terk et, diğer gün görüşmek iste.
Kendi kendime konuşurken bir bildirim daha geldi. Telefonu bıraktığım yerden alıp okumaya başladım. Yanıtlamıştı.
A: ''Beni dinlemek zorundasın, Zelal. Sadece beş dakika.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇERÇEVEYE ASILAN RUHLAR (+18)
RomanceLethe: nehir. Üç bebek doğur; Birini büyüt, diğerini öldürt. Kalan? Ona cehennemi yaşat. Çerçeveye asılan ruhlar, Yitirilen zihinler, Kanayan Temmuzlar. Senin uğruna senin göğsünde ağlamam, acı. "İyileşmeye yüz tutmuş yaraların kabuğunu soyar Temmuz...