41. BÖLÜM (FİNAL)
''Lethe''
Kadının şah damarından erkeğin göğüs kafesine uzanan gizli bağ çoktan kördüğüm. Ne kavuşturacak; ne ayıracak. Öyle ki adam bir gün zamanı geriye almak pahasına aklını yitirecek. Nafile.
Güneş söndü,
Gökyüzü karardı,
Bulut ağladı.
Yağmur dinmezse,
Akıl uçar.
Külün döküldüğü yerde kalan leke, yine küle aittir.
Bazı insanların acısı düğüm olur; karnınıza yerleşir. Onun acı denizinde boğulmaması adına binlerce kulaç atarsanız. Aynı yaşadığı acıların bir daha tekrarlanmaması için. Bu:
Okuduğu kitaptaki acı cümlelerin altını çizmemesi için ona mutlu hikayeler yazmayla birdir. Yolundaki dikenlerin hepsini kaldırmak, kazılmış kuyuları kapatmak, uzaktan düşünmek.
Bazen ne kadar seversen sev uzaktan bakmak zorunda kalırsın ve en acısı budur. Siz onun gittiği yerleri, sevdiği şarkıları, anılı eşyalarını ve uyurken sarıldığı yastığı bilirsiniz ama o sizin adını bile unutabilir. Dakikalarca baktığı gözlerinizi, parmaklarını daldırdığı saçlarınızı, karşısında titreyen dizlerinizi, dudaklarının değdiği şah damarınızı, ince uzun kirpiklerinizi ve ona bakarken içinizin titreyişini. Bazen nankörlüktür bu, bazen haberi olmadan yapar.
Derler ya işte, oysa... herkes öldürür sevdiğini.
Bir rivayet vardır ki: Lethe Nehiri insanlık tarihi boyunca zarar olarak bilinir. Bin dertli bin derdini anlatmış, nehir zamanla tüm masumiyetini kaybetmiş; sularının her santimi pislenmiş ve bir daha el sürülememiş. Çünkü ola ki bu nehire giren olursa, geçmişini hiç yaşamamışçasına unutur. Ailesini, arkadaşlarını, öğrendiklerini, kitaplarını... ve adını.
Kaldı ki Ada hiçbir zaman adını bilmedi.
Zelal Merden? Ada Artuklu? Peri Kızı ya da... Gün Işığı.
Bir yerde okumuştum. Anneleri ölen çocuklar daha kolay ölür. Çocukları ölen anneler ise çocukları ile beraber ölür.
Göğüs kafesimin tam ortasında küllerle bezenmiş sokaklar var.
Sokaklarda evler.
Evlerde yuvalar.
Yuvaların birinde geçmişimi hatırlatan bir gömleğim var.
O gömlekte ise, kanayan acılarım.
Ağlıyorum.
Şah damarımdan göğüs kafesime uzanan iri canavar bedenimi pencere pervazına kadar itebilir.
Ve benim ellerim bağlı.
Ellerin bağlıyken, gözyaşlarını silemezsin.
Tutunamazsın da.
Ben hiçbir zaman Bulut'un ilk çıkan dişlerinin su içerken bardağa değip tık tık ses çıkarmasını, bezi ve emzirmeyi bırakacağı günü, emekledikten sonra etrafa tutunarak yürümesini göremeyeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇERÇEVEYE ASILAN RUHLAR (+18)
RomanceLethe: nehir. Üç bebek doğur; Birini büyüt, diğerini öldürt. Kalan? Ona cehennemi yaşat. Çerçeveye asılan ruhlar, Yitirilen zihinler, Kanayan Temmuzlar. Senin uğruna senin göğsünde ağlamam, acı. "İyileşmeye yüz tutmuş yaraların kabuğunu soyar Temmuz...