27. BÖLÜM
‘’Ahu’’Mükemmel bir hayal kırıklığı ile dolup taşmıştım ve çaresi yoktu. Onunla akşamüzeri bir sahile inip çay içemeyecektik sanırım. Ya da, burnumu kızartan rüzgarlı gece yarılarında el ele olamayacaktık. Dağ evi kiralayıp soğuk bir kış sabahında kahvaltı yapamayacak, ardından karlarla kaplı ağaçları seyredemeyecektik. Mumlarla bezeli soframızda saatlerce içip sarhoş olamayacak, geceyi birbirimizin dudaklarında bitiremeyecektik. Tanımadığımız evlerin zillerine basıp kaçamayacak, herhangi bir düğüne girip oynayamayacaktık. Dumanı tüten saleplerimizden birer yudum alıp yapboz yapamayacaktık. Biz çok şey yapamayacaktık. Ben çok inanmıştım. Eğer çok istersem olur sanmıştım. Olmayacaktı. Biz gittikçe kopuyorduk. Biz buna mecburduk. Bizim hikayemiz yeni başlıyor yarım kalmayacak, demişti; lakin bizim hikayemiz yarım kalıyordu. Başroller her zaman mutlu son göremeyebilirdi.
Rüya gibi tanışmıştım onunla. Gitar kursunda, alnına düşen sarı kıvırcıkları ve iri elleri ile bana eşlik etmişti. En sevdiğim şarkıya. Bal’a. Duman’ın Bal’ına. Kaan Tangöze’nin Ahu’suna. Bu hikayeyi bilmeyenler vardır belki.
Duman grubunun solisti Kaan Tangöze’nin, Ahu Paşakay ile kelimelerle tarif edilemeyecek, dillere destan bir aşkı varmış. Tangöze’nin sahne alacağı bir günün sabahı ikili kavga etmiş. Konsere gelmeyeceğini aklının ucundan dahi geçirmeyen Tangöze’nin gözleri, konser boyunca Ahu’sunu aramış. Ahu için yazmış olduğu şarkıları arka arkaya seslendirirken tam ‘’Bal’’ şarkısına geldiğinde kulise bir haber gelmiş. Kırgınlık sebebiyle kalabalığın arkasından kendisini izlediğini düşünmüş Ahu’sunun. Tangöze’ye konser sırasında hiçbir şey söylenmemiş ve bitmesi beklenmiş. Ahu Paşakay, o gece Kaan Tangöze ‘’Bal’’ şarkısını seslendirirken dolabın demirlerine kendini asarak intihar etmiş. İntihar haberini konser bitiminde alan Tangöze on beş gün boyunca evinden çıkmamış; kimse ile konuşup görüşmemiş. Bir süre sonra bu trajik olayla ilgili yaptığı tek açıklama ise: ‘’Yarışmadı, yenilmedi, açık seçik sizinle oynamadı, gerilmedi.’’ olmuş. ‘'Ah’’, ‘’Haberin Yok Ölüyorum’’, ‘’Köprüaltı’’, ‘’Senin Gibi’’, ‘’Oje’’, ‘’Kırmış Kalbini’’ şarkılarını Ahu yaşarken Ahu’ya yazmış ve ölümünden sonra çıkardığı albümlerde de mutlaka Ahu’dan bir iz vardı. Kesin olarak bilinen Ahu’nun anısına yazılmış üç şarkı ise: ‘’Melek’’, ‘’Seni Kendime Sakladım’’, ‘’Yanıbaşımdan’’. Kaan Tangöze için Ahu’ya yazdığı şarkılar arasında en önemlisi ‘’Bal’’dı. Ahu’yla ilişkileri boyunca birbirlerine hep ‘’Balım’’ diye hitap etmişler. Bunun da üstüne tam o şarkıyı seslendirirken Ahu’nun sessizce sonsuz bir yolculuğa çıkması Kaan’ı mahvetmiş. O olaydan sonra ‘’Bal’’ şarkısını seslendirmemeye ant içti. Uzun zaman sonra bir konserinde, yoğun ısrar ve tempo tutulması üzerine seyirciye arkasını dönüp gökyüzüne kollarını açtı ve ağlayarak son defa o şarkıyı söyledi. Kaan Tangöze Ahu Paşakay’ı, aşkını, gözünden sakındığı kadını kaybetti. Duman’ın Bal’ı sevdiği gibi sevmeli. Gidişine şarkılar yazmalı, küfürler değil. Bu sebeple her satırı anlam ifade eden bu şarkı bizim yollarımızı birleştirdi; fakat kavuşturacak gibi değil. Bu hikayede yine bir Bal kaybedilecek. Bu hikayede bir arkada kalan olacak. Sonra bir ses duyulacak gökyüzünden:
‘'Bal’ı ölmüş Kaan Tangöze gibi.’’
Atlas’ı odadan kovup tek başıma kalmaya devam etmiştim. Ne kadar istemesem de güvenlik görevlilerinin kalması can güvenliğim açısından önemliydi. Bu yüzden onlar hala kapımın önündelerdi. Duvara monte edilmiş mini televizyonu açtım. Gözüm ekranda; aklım başka yerdeydi. Ne zaman çıkacaktım buradan? Ya da annemler neredeydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇERÇEVEYE ASILAN RUHLAR (+18)
RomansaLethe: nehir. Üç bebek doğur; Birini büyüt, diğerini öldürt. Kalan? Ona cehennemi yaşat. Çerçeveye asılan ruhlar, Yitirilen zihinler, Kanayan Temmuzlar. Senin uğruna senin göğsünde ağlamam, acı. "İyileşmeye yüz tutmuş yaraların kabuğunu soyar Temmuz...