Sabır biraz da zaman;
Güçten, öfkeden daha yaman.Jean de La Fontaine
"Onlara istediklerinin olduğunu söyleyeceksin. Cabir Civan'ın ağzından laf almaya çalışacak. Civan zaten çocuk gibi. Cabir sorduğunda ikna olabileceği birkaç şey söyleteceğiz ona. O kısmı ben halledeceğim. Civan beni dinler. Bu bize zaman kazandıracak ama sadece bir süreliğine. Çünkü Saruhanlar bununla da yetinmeyecekler. Sizden bebek isteyecekler. Zamanı gelince o isteklerinin de olduğunu söyleyeceksin. Onlar zaferlerinin tadını çıkarırken biz planımızın son aşamasına geçeceğiz; seni ve aileni buradan kaçıracağız."
Duydukları karşısında gözleri büyüdü Zümra'nın. Duyduklarından sonra uğradığı şaşkınlıktan istifade ederek yavaşça Zümra'nın boynundakini çıkarttı Sare.
Birden kendine gelmiş gibi irkildi Zümra, gözlerinde şüphe vardı.
"Neden, neden bunu yapacaksınız Sare hanım? Hem madem bu kadar kolay, neden siz kaçmadınız? Niye hala bu konaktasınız?" dedi.Kabuk bağlamış bir yarayı kaşımıştı Zümra. Canı yandı Sare'nin.
"Beni babam kendi soyadının, kurduğu kanlı imparatorluğun diyeti olarak verdi Cabir'e. Günahını benimle ödedi. Bile isteye gönderdi beni cehennemime. Ben yalnızdım Zümra. Bana yardım edecek kimse yoktu." dedi Sare, gözlerinden akan yaşı eliyle hızlıca silerken."Sonra peki, sonra neden kaçmadınız? Madem hem beni hem ailemi kurtarabilecek kadar güçlüsünüz, bu gücü kendinizi kurtarmak için niye kullanmadınız?" dedi Zümra.
"Dedim ya sana, ben yalnızdım. Benim, hayatını düşünmem gereken ama senin gibi alıp uzaklara kaçamayacağım başka insanlar da vardı. Ama sen sevdiklerinle birlikte buradan kurtulabilirsin Zümra.
Sen Cabir'in projesisin, ben ise maalesef karısıyım. Bu yüzden senin bir şansın var, senin yaşamak için bir şansın var Zümra.
O gün, o kınayı senin ellerine yakmış olabilirler ama sen bu hikayenin kurbanı olma Zümra."Konağa geldiği günden beri ondan bakışlarını kaçıran bu kadın, bugün ilk kez ona kendi hayatının kapısını aralamıştı. O aralıktan kendini gördü Zümra. Nasıl Sare, Zümra'da kendi kurtaramadığı gençliğini görüyorsa Zümra da Sare'de kendini görmüştü şimdi.
Ve karşısındaki kadının bir ölüden hiçbir farkı yoktu. Kendinden çoktan geçmiş bu kadın ona kendisini bırakmamasını söylüyordu.
Geçirdiği güzel günler bir film şeridi gibi geçti gözlerinden Zümra'nın. Yaşamanın, bir insanı sevmenin, sevilmenin ve sevinmenin hazzı doldu birden bütün hücrelerine. Karar vermişti, eğer bugün ölmeyecekse yaşarken de ölmeyecekti Zümra ve eğer önüne bir şans çıktıysa bunu kullanacaktı.Tamam der gibi başını salladı Zümra.
Gülümsedi Sare.
Ve kader birliği yapmaya zorlanmış bu iki kadın, Zümra'nın kaderini birlikte yeniden yazmaya karar verdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜÇAR
Ficción GeneralBiliyordu bu hikayenin kurbanı oydu. Ve üzerinden niyetler edilmiş hiçbir kurban, kurban edilmeden ölmeyi başaramazdı. Avluya açılan kapıdan içeri attı adımını. Ömründe hiçbir konağı bu kadar yakından görmediği için mi heybeti bu kadar ürpertmişti...