TWO BABIES TAEJIN/VJIN

Kıskançlık

Günler Seokjin için daha çok mutlu geçmeye başlamıştı. Daehyun  günden güne büyüyor, yeni şeyler öğrenmeye heves ediyordu. Seokjin onun bu hâlini mutlulukla izleyerek ona yardımcı oluyor her şeyin adını söylüyordu. Çiçekleri, hayvanları, eşyaları... Seokjin, Taehyunga  bir kitap almasını söyledi. Taehyung ise birkaç gün sonra izinde olacağını o zaman beraber dışarı çıkıp bakmalarını söyledi. Seokjin kabul etti bunu. Taehyung oğlunun değişimini görmüş, fark etmişti. Seokjin e ne kadar teşekkür etmeliydi  bilemiyordu. Daehyun onun kucağındayken her şeyi soruyor bu da Taehyung'un hoşuna gidiyordu. Akşam yemeklerini yerken de öyle olmuştu.

"Baba, baba?" Taehyung oğluna baktı. Dae kaşığı alıp gösterdi. Taehyung gülümsedi.

"O ne mi?" Çocuk kafasını salladı.

" Kaşık  oğlum. Kaşık."

"Kayık? Kayık, kayık!" Jin onları izlerken güldü.

"Hayır Dae hayır. Ka-şık. Tekrar dene bebeğim."  Seokjin de ona  destek çıktı.

"Katık?" Dae kaşığı alıp önündeki yemeğe götürdü. Taehyung onu engellemedi.

"Ha gayret bebeğim. Diyeceksin."  Dedi Tae bu kez. Yemek çocuğun meraklı soruları ile bitmişti. Şimdi film gecesi  yapacaklardı. Seokjin bu aileye bu alışkanlığı getirdiğini fark etmişti elbette. Ama güzel oluyordu. Taehyung'un az çalıştığı günlerde, yorgun olmadığında onunla beraber film bulup izliyorlardı. Yemekten sonra biraz Jin ve Dae oynadı. Taehyung gündeme bakıyordu. Karısına-eski karısına- Dae'nin iyi olduğunu yazmıştı. Jihyo yine yurt dışına çıkmıştı ve oğlunu soruyordu. Taehyung buna ne kadar sinirlense de oğlunun annesi ile bağlarının kesintili olmaması için ona katlanıyordu.
Film saati geldiğinde Seokjin ayağa kalktı.

"Siz film seçin. Ben de bir şeyler getireyim. Hayır hyung, bu akşam Dae de yiyecek. Geçen akşam meyve yedik!" Jin, Taehyungun bir şey söylemesine izin vermeden  mutfağa gitti. Saat ondu. Hizmetli noona gitmişti. Seokjin bulduğu şeyleri büyük tabaklara koydu. Dört günde bir  film izlemeye başlamışlardı. Hem Daehyun filmlerden bir şeyler öğrenebiliyordu. Seokjin elindeki tabakları zorla taşıyarak salona geçti. Ortadaki saptaya koydu. Tae, Daehyunu  koltuğa oturtmuş kendisi de yanda film seçiyordu.

"Ne tür istersin Seokjin-ah?"

"Komedi olsun.  Dae ile gülelim."  Seokjin çocuğun yanına oturup ona kocaman bir öpücük verdi.

" Sen böyle tatlı olmaya devam edersen evden çıkmana izin vermem ben. Kaparlar seni. Yok, yok. Paylaşamam seni ben."  Seokjin bir an düşündü. Taehyung ve kucağında Daehyun'la iken etrafını çevreleyen kızlar... onu öpmeye çalışırken, Taehyung'un kızlarla flörtleşmesi... Seokjin çocuğa sarıldı.

"Kimseye veremem seni. Kızlar ham yapar be! Ben varken sizi kimseye kaptırmam. "  Seokjin izlendiğini o an bir gülüşle fark etti işte. Taehyung a döndü hızla. Taehyung kafasını avucuna yaslamış ona bakıyordu gülerek.

"Yani Daehyunu. Onu ben büyütüyorum değil mi? Kızlar onu öpsün diye değil ya. Hayırlı evlat olması için bakıyorum ona. "  Seokjin geriye yaslandı. Kimi kıskanmıştı şimdi? Etrafı kızlarla sarılı olup onlara gülen Taehyungu mu yoksa babasından farkı olmayıp kızlara gülen Daehyun'unu mu? Jin daha çok kıskandı. Ikisini de düşünmek onu sinirlendirdi.

"Sen bizi mi kıskanıyorsun?" Taehyung alayla sordu bunu. Seokjin kaşlarını çatarken kulakları kızarmıştı. Sinirli  olduğu belliydi.

"Seni ne kıskanacağım hyung. Daehyunu kıskanıyorum ben. Etrafında sana yaranmak için onu sevgiye boğacaklar. Buna izin veremem. " Taehyung daha fazla güldü. Seokjin çocuğunu sahiplenmişti. Dişi aslan gibi.. Taehyung onu daha da sinirlendirmek için sordu.