Omega, aşkı buldun mu?

818 95 53
                                    

Seokjin güzel bir sabaha uyanmıştı. Daehyun yanında yoktu ama. Büyük ihtimalle Taehyung eğer evdeyse ya o almıştı ya da hizmetli noona. Seokjin odanın camını açıp dışarı baktı. Sıcak hava tenini yaladı. Seokjin derin bir nefes alıp yüzünü yıkamaya gitti. Daha sonra aşağı indi. Kurt gibi acıkmıştı. Merdivenleri bir ceylan edasında sekerek indi. Masaya baktı. Taehyung yoktu. Demek ki işe gitmişti. Seokjin masaya gitti.

"Günaydın noona, günaydın Dae." Seokjin çocuğun yanağına bir öpücük kondurdu.  Kahvaltısı hazırlanmış, yerindeydi. Seokjin iştahla yerken bazen kendi yemeğini Daehyun ile paylaşıyordu. Jin, çocuğun da kendisi gibi iştahlı olmasını seviyordu.
Kahvaltıdan sonra onun için aldıkları kitapları  ve boyaları getirdi Seokjin. Küçük bir masayı oyun alanına götürdü ve Daehyun'un boyama yapmasına izin verdi. Seokjin ona nasıl boyandığını gösterse de çocuğun kaba ve kalın çizgileri resimden taşıyordu. Jin güldü.  Büyüdükçe öğrenecekti elbette. Belki kim bilir bir ressam bile olabilirdi? Seokjin arkadaşlarıyla konuştu bu sırada. Jungkook, Hoseok ta kalmıştı ve onu görüntülü aramışlardı. Jin onları özlemişti. Hoseok ise bir teklif yapmıştı ona. Taehyung izin verirse onları eve davet etmek istiyordu. Onlarla konuştuktan sonra Taehyungu aradı. Seokjin'in kalbi ağzında atıyordu. Ya reddederse?

"Jin? Bir şey mi oldu?"  Seokjin onun sesini duyunca derince tuttuğu  nefesini dışarı bıraktı. Böyle güzel sesi duymak...bir onurdu.

"Hyung bir şey olmadı ancak senden bir  ricada  bulunabilir miyim? " 

"Tabii ki. Söylemen yeterli."

"Ah,arkadaşlarım eve gelebilir mi? Jungkook ve Hoseok. Gerçekten kötü kişiler değiller. Hatta Daehyunu çok seviyorlar. Tabii izin vermezsen sorun yok. Anlayışla karşılarız." Seokjin ondan gelecek cevabı bekledi.

"Seokjin, seni zaten sosyal hayatından  alıkoyuyorum.  Tabii ki gelebilirler. Istedikleri zaman gelebilirler." Seokjin mutluluktan havaya uçacaktı.

"Teşekkür ederim hyung. Ne kadar mutlu olduğumu tahmin bile edemezsin ! " ancak Taehyung onun sesindeki mutluluğu anlıyor, görmek istiyordu.

"Akşam görüşürüz Jin-ah. Arkadaşlarına selamlarımı ilet. Ve Daehyun'a iyi örnek olmalarını söyle."
Seokjin güldü.

"Pekala hyung. Kolay gelsin sana. Seni seviyorum. Görüşürüz." Seokjin heyecanla telefonu kapattı. Şimdi arkadaşları gelecekti ya! Nasıl heyecanlıydı ah bir görseniz. Tam arkadaşlarını arayacaktı ki durdu. O ne demişti öyle?  Seni seviyorum mu demişti ona? Jin yanaklarının alev almasını engelleyemedi. Rezil olmuştu! Kesinlikle rezil olmuştu..

Ancak Taehyung öyle düşünmüyordu. Seokjin'in söylediği şey kafasında dönüp duruyordu. Ona seni seviyorum demişti.. Taehyung kafasını eğerek güldü. Heyecandan demiş olmalıydı. Ancak... ondan böyle bir şeyi duyması neden hoşuna gitmişti ki? Ah, konu Seokjin olunca çoğu şeyi hoşuna gidiyordu aslında.

"Taehyung-ah son bir çekim  daha.  Sonra röportaj vereceğiz." Yoongi'nin sesini duyunca telefonunu masaya koyup kahvesinden bir yudum aldı ve stüdyoya döndü. 

Seokjin hızla arkadaşlarını aramıştı. Çocuklar mutlu olmuştu. Onlara konumu attıktan sonra  Seokjin onları beklemeye başladı. Onları beklerken Dae ile çizmeye devam etti. Onunla birlikte boyama yaparken telefonu çaldı. Jungkook arıyordu. Muhtemelen güvenlik ya da koruma, onların girmesine izin vermemişti. Seokjin hızlıca kapıya gitti. Kapıda bekleyen arkadaşlarını gördü.

"Bana baksana sen! Kasın var diye kendini çok mu güçlü sanıyorsun be! Benim yumruğum  uçurur seni. " Seokjin korumayla zıtlaşan Jungkooku görünce kahkaha attı.

TWO BABIES TAEJIN/VJIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin