/...Kendinden Kaçış, Kendine Kaçış.../
Kim bilir; daha ne kadar kirlenecek benliğim bu lağım çukurunda...
Ne kadar daha tüketeceğim ruhumu, bu dünyanın kokuşmuş işlerinde...
Yoruldum;
Kendim olamamaktan, ruhumun isteklerini susturup, hayatın kirli işleriyle boğuşmak zorunda kalmaktan...
Kim bilir, daha ne kadar yürüyeceğim hayat kaldırımlarında, kör, sağır ve dilsiz?
Daha ne kadar katlanacaksın, hayatın binbir türlü mecburiyetlerine...
Hayat dediğin bir mecburiyetler dünyası değil midir?
Yaşamak için nefes almak bile mecburiyetten değil midir?
Yaşamak için mecbursa, istemediği her türlü rezilliği yapar durur insan...
Kim bilir bu kaçıncı kaçışıdır kendinden
Bedeninden tiksinip, ruhuna kaçışı, ruhunun ağırlığına dayanamayıp bedenine kaçışı...
Hangi kendinden hangi kendine, hangisi kendin?
İnsan dediğin iki zıddın birleşimi değil midir?
Bir yanı kokuşmuş bir beden, bir yanı varlık aleminin en letaifi olan ruhu...
Bu yüzden değil midir ruhunun bedeninden ve yaptıklarından tiksinmesi kaçması...
Yaşamak gibi bir mecburiyeti olmasaydı, ruhu bedenine katlanıp orda dururmuydu oysa...
Yoksa bu iki sonsuz zıddın bir arada bulunması mümkün müydü?
Alâ-i illiyin ile esfeli safilin'in bir arada bulunma imkansızlığı nasıl mümkün olabilirdi ki?
İmkansızlığın vücut bulmuş haliydi aslında İnsan....
Ve yaşamak için bu imkansız iki zıddı bir arada tutabilmeye her an tahammül edebiliyordu...
Çünkü yaşamak ve var olmak bu kadar değerliydi...Kendi gerçeğinin farkında ol...!
"Sen" sadece bir noktasın varoluş aleminde...
"Sen" sadece hisettiğin bir noktasın, belki de sonuz varuluşun içinde bir hiçsin...
Ne bu beden sana ait, ne de ait oldukların...
Algılayan, hisseden ve tepkide bulunan bir noktasın varlık aleminde...
Hissettiğin şey senin imtihanındır,
Tepkin ise senin amelindir...
Önünde sonsuz bir tercih var...
Neye nasıl tepki vereceğinden de sorumlusun ve hesap vereceksin bu sonsuz varlık aleminin yaratıcısının karşısında...
"O" nun adalet terazisiyle her bir tepkin, her bir amelin ölçülecek, "insan" olmaya layık mısın diye...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Şehir (Bajarê Wenda)...Kayıp Bir Şehrin Hikayesi (Çîroka Bajarekî Wenda)
Poesía/.... Kürtçe ve Türkçe Şiirler.... / Kayıp bir şehrin hikayesi... Kayıp bir şehrin hikayesiydi bizimkisi, Çok şey yaşanırdı, ama kimseler bilmezdi, Geceler en güzel bizde yaşanırdı, Sözün en güzelinden konuşurduk, İçten, samimi, yalansız ve katıks...