Vita Jeon Jungkook delta Kim Taehyung'tan nefret ediyordu.
Vita olan Jungkook bir çok alfaya taş çıkarır cinstendi ve bir çok omegadan güzeldi. Bir deltaya kafa atacak kadar aptal cesaretine sahipti. Deltadan nefret ettiği için kendini ondan soğutma...
Taehyung hızlı adımlarla Jungkook'un yanına gelmişti. Elindeki paketi sepetin içine atıp Jungkook'a sırıtıyordu. "Delta neden prezervatif aldın?" Taehyung biraz düşüyormuş gibi yapıp dudaklarını birbirine bastırmıştı. "İkimizin de kızgınlığı yaklaşıyor ve aynı evde olduğu-?" Taehyung'un lafı yarım kalmıştı. Jungkook parmaklarını Deltanın dudaklarının üstüne koymuştu.
"Bu kadar çirkin biriyle sevişmek istemezsin değil mi? Bende seninle sevişmek istemiyorum. Boşuna umutlanıp almasaydın o şeyi." Taehyung alayı bırakıp ciddi olmaya çalışıyordu ama karşısındaki beden yüzünden ciddi kalamıyordu. Jungkook'un şaşkınlıkla açılan gözleri, o şeklini alan dudakları ve ellerini nereye koyacağını bilememesi Taehyung'u güldürmeye yetiyordu.
"Boşuna almadım. Sözümü bitirmeme izin verseydin konu oraya geliyordu. Dediğim gibi ikimizde aynı evde kalıyoruz ve ikimizin de feremonları baskın. Sen istemesende veya ben istemesem de kurtlarımız isteyecek. Eğer öyle bir şey olursa hamile kalmanı istemem. Yoksa senden daha güzel omegalar varken ya da diğer Vita varken neden seninle sevişeyim ki. Çirkin olduğunu bilmen güzel." Alaycı tavrı yüzünden Jungkook'un şakaklarındaki damarlar belli oluyordu.
"Gidelim köpecik. Hadi kasa da ödeme yap da şu şeylerden yiyelim." Jungkook dudak büzüp iştahla sepettekilere bakıyordu. "İlk hangisini yemek istersin?" Jungkook eliyle mavi paketli bir çikolatayı göstermişti. Taehyung onu sepetten çıkartıp ambalajını açmıştı. "Delta ne yapıyorsun! Parasını ödemedik daha!" Taehyung omuz silkip kendi içinde cips paketini açmıştı. "Market benim olunca parasını ödemeye gerek duymuyorum." Jungkook şaşkınlıkla gözlerini büyültmüştü.
"Ne demek benim?" Taehyung sırıtıp çıkışa doğru ilerlemişti. "Meslek sırrı." Jungkook sinirle göz devirmişti. "Koduğumun malı sen çalışmıyorsun bile!" Taehyung kahkaha atıp arabanın bagajını açmıştı. Jungkook eline alabildiği çikolataları ceplerine koyup bir pakette cips eline almıştı. Dudaklarını büzüp kola şişesine bakarken Taehyung kolayı alıp onun koltuk altına sıkıştırmıştı.
"Geriye pek fazla bir şey kalmadı Vita." Jungkook dil çıkarıp ön koltuğa oturmuştu. Kapıyı kapatıp Taehyung'un işlerini bitirmesi bekledi ve o sırada eline aldığı yiyecekleri yemeye başladı. Kararan hava yüzünden bütün şehir nefes kesici bir güzelliğe sahip olmuştu. Araba ormana girdiği zaman etraf epey kararmıştı ve kasvetli bir hava bırakmıştı. Jungkook'un tüyleri ürpermişti.
Araba orman içinde on dakikalık bir yoldan sonra durmuştu. Taehyung arabadan inip bagajdaki poşetleri eline almıştı. Jungkook da arabadan inip sabah çıktığı evi süzmüştü. Tekrar geleceğini düşünmemişti. Kapıyı açan Taehyung mutfağa giderken Jungkook'ta salona gitmişti. İçerideki koltuğa oturup etrafı incelemişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yastıklarla dolu koltukta iyice yayılıp Taehyung'un gelmesini beklemişti. Elinde mısır ve bir çok abur cubur olan Taehyung Jungkook sinir olsun diye tam dibine oturmuştu. Dizleri bir birine deyince Jungkook rahatsızca yerinde kıpırdanmıştı. "Bana niye bu kadar çok yaklaşıyorsun?" Taehyung iç çekip masum bir bakış atmıştı.
"Biliyor musun keşke senin gibi çirkin şansına sahip olsaydım. Benim gibi yakışıklı biri olunca herkes peşinde koşuyor. Ama senin gibi çirkin birini kimse istemiyor. Bu yüzden yanına oturup şansının bulaşmasını bekleyeceğim." Jungkook bıkkın bir şekilde kafa salladı. "Hey ego çekil de Deltayı göreyim." Taehyung gözlerinin yanındaki deriler kırışana kadar gülmüştü.
"Çok çirkin gülüyorsun Delta. Bir daha gülme. Sinir bozucu bir gülüşün var." Taehyung hemen susmuştu. "Hey bunun ne kadar kırıcı bir kelime olduğunu biliyor musu-?" Aniden susup başını eğmişti. "Özür dilerim. Ama cidden çirkin gülüyorsun. Kimsenin yanında gülme." Jungkook elini boş ver der gibi salladı.
"Film izleyelim mi?" Taehyung hemen kafa sallayıp televizyonun yanındaki siidilere baktı. Eline aldığı filmle yarım ağız sırıttı ve elinde salladığı filmi Jungkook'a gösterdi. "Korku filmi sever misin?" Jungkook'un dudaklari alayla kıvrıldı. "Ben bir kurdum neyden korkmam gerek? Hadi aç ve izleyelim. Korkup yanıma gelme ama tamam mı?" Taehyung da gülüp kafa salladı.
Başlayan film ile Taehyung ışıkları kapattı. Jungkook'un yanına gidip iyice ona sokulmuştu. Jungkook ses çıkarmayıp filme odaklanmıştı. Yarım saat sonra korkunç yerleri gelmişti ve ikili çığlık atıyorlardı. Taehyung kollarını Jungkook'un beline sarıp kafasını göğsüne gömünce Jungkook çıldırmış bir şekilde bağırıyordu."Delta! DELTA! SENİN AQ! SENİ DELTA YAPAN HİYERARŞİYİ SİKİM! SENİN AÇTIĞIN FİLMİ SİKİM! O PARMAKLARININ HER BİR HÜCRESİNİ SİKİM!" Taehyung daha sıkı sarılıp gözlerini kapatmıştı.
"Küfür etme! BEN NERDEN BİLEYİM BÖYLE BİR FİLM OLDUĞUNU! SANKİ İZLEDİM YA! BU YÜZDEN BANA BAĞIRMA!" Jungkook susmuştu ve Taehyung'u uzaklaştırmak için tekrar konuştu. "Bak korkunç sahne gitti! Hadi çek kafanı üstümden! Çok ağırsın!" Taehyung Jungkook'a güvenip kafasını filme çevirmişti. Aniden önüne çıkan ruh yüzünden çığlık atıp daha sıkı sarılmıştı Jungkook'a.
Sonunda biten film ile Jungkook derin bir nefes almıştı. Yatak odasına çıkarken Taehyung onun kolunu tutarak durdurmuştu. Korkuyla gözlerini açıp Jungkook'a sarıldı. "Ne o korktun mu köpecik?" Jungkook'ta korkmuştu ama Taehyung gibi belli etmemişti.
"Birlikte uyuyalım. Yani etrafta bir ruh çıkarsa seni korumam gerek. Korktuğumu düşünme! Sen zayıfsın bu yüzünden seni korumalıyım. Hadi benimle uyu!"
