56.bölüm

164 2 2
                                    

Eve geldiğimizde her şeyden bir haber annem Edayı yanımda göremeyince tabi ki bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Ona olan biten her şeyi anlattıktan sonra Nilda hanımı tutabilene aşk olsun 

''Sen nasıl ablasın! Sen nasıl kardeşinin lafıyla iş yaparsın!'' 

''Anne ben nereden bileyim böyle olacağını!'' 

''Bileceksin efendim. Ben bir şeye yok diyorsam yoktur. Neden kafana göre iş yapıyorsun! ''

''Kıramadım onu.'' 

''İyi bok yedin! Kardeşini kıramadın ona hayır diyemedin diye bir kadın onun yüzünden şu an hastanede yaşam mücadelesi veriyor! Sen bu akılla bir de bu çocukla evlenmek istiyorsun! Oğlum sende ekmek kırıntısı kadar akıl varsa bu kızı alma kendin eş yapma! Bunun aklı kendine bile yetmiyor baksana! Kıramamışmış!'' 

''Nilda teyze olmuş bir hata sende biraz sakin ol artık bak tansiyonun çıkacak!'' diyerek araya girdi deniz

''Nasıl sakin olayım! Hıh! Nasıl!'' 

''Anne çok özür dileri-''

''Şimdi değil eğer kardeşin çıkamazsa o zaman ondan özür dile! Ben canavar mıyım. Yasaklarla dolu bir anne miyim ne yapıyorsam hep sizi korumak için yaptım. Eda da benim kızım ama onun böyle şımaracağını bildiğim için izin vermedim. Ama sen ne yaptın beni hiçe sayıp arkamdan iş çevirdin!'' 

Daha fazla kendimi tutamamıştım ''Evet haklısın arkandan iş çevirmemeliydim ama sende şunu bil bize yasalar koyarak bizi koruyamazsın. Kendimi haklı çıkarmak için demiyorum. Eda kendi başına da yapabilirdi evden gizlice gidebilirdi. İzin versen de yapacaktı vermesen de. Yapma gitme gelme diyerek bizi koruyamazsın sende bunu bil!'' 

''Ben biliyordum sende bu tecrübeyle öğrendiysen bir sorun yok!'' 

Annem daha fazla yanımda kalmayıp ''Suzan bana limonlu su getir!'' diye bağırarak çalışma odasına çıktı 

''Güzelim...''

''Abi ben gerçekten kötü bir şey-''

''Şşş... Biliyorum. Sakin ol onu da anla! O da çok sinirli! En çok edaya sinirlense de şu an haklı olarak senden çıkaracak.'' 

Emirin çalan telefonuyla göz yaşlarımı silip ona baktım

''Efendim Emre?''

''....''

''Tamam.'' 

''Ne olmuş?''

''Kızın durumu çok ağır değilmiş ama haliyle çarpmanın etkisiyle kafa travması geçirmiş. 24 saat içinde her şey daha net olacakmış.''

herkes elinde kahvesiyle sessizce tv belgeseli izliyormuş gibi yapıyordu. Ortam o kadar sessiz ve can sıkıcıydı ki aleyna bari ses olsun diye televizyonu açmıştı. 

''Off! Yeminle daraldım ya!'' 

''Ne yapalım sevgili kuzencim amuda kalkıp mı bekleyelim.'' 

''Hayır sevgili kuzenicm gidip yatalım ki bir an önce sabah olsun.'' 

''Çağatay gün ağarmasına şurada 2 saat kalmış ne yatması ne sabahı.'' 

''İyi siz bilirsiniz. Ben yatmaya gidiyorum. Yapılacak bir şey olursa beni uyandırın.'' 

Bende başımı Emirin omuzuna yaslayıp gözlerimi kapattım....

''Sevgilim..''

''hıh?''

''Kalk hadi kahvaltı yapalım sonra da olayın peşine düşelim.'' 

''Tamam ben duş alıp üzerimi değiştireyim.'' 

odama çıkıp duş aldıktan sonra üzerimi değiştirip aşağı indim 

''E bir haber var mı?'' diye gergin bir soru yönelten annemin sesiyle abim hazır ol da bekliyormuş gibi hemen 

''Yok bizde şimdi bilgi almaya gideceğiz.'' dedi 

ortamda yine bir sessizlik hakim olacakken çalan telefonla derin bir nefes aldım. 

''Emre arıyor. Efendim!'' 

''...''

''Tamam.''

''Gözümüz aydın. Kız az önce uyanmış ve ifade vermiş. Araba ona çarpmamış. Kız arabanın önüne atlamış intihar etmek istemiş. O da bizimkilerin arabasına denk gelmiş. Sude alkol ve ehliyetsizlikten dolayı ceza yerler onu da ablası bir zahmet ödesin demiş.'' 

''Oh be! Öderim! Yeter ki başları belaya girmesin.'' 

''Eğer ablaları ve abileri akıllarını başlarına alırlarsa  hiç biri belaya bulaşmaz. Değil mi Denizcim''

''Evet nilda teyze. ''

''Anne bir daha asla ne eda ne de bir başkası asla böyle bir şey yapmaz buna emin olabilirsin.'' 

''Umarım! Gidin işleri halledin kızımı da alıp gelin!'' 

''Tamam anne.'' 

Hepimiz hemen hazırlanıp evden çıkarken herkesin yüzünde bir mutluluk vardı en çokta benim. 

emniyete geldiğimizde Sudeyle Toprak oradalardı ve işlemleri halletmişlerdi. eda sırıtarak yankıyla bir köşede beklerken 

''Ne o beni mapus kapılarında karşılamaya mı geliniz?'' diye espiri yaptı kendince 

''Evet ablacım aynen öyle!'' 

''Aa abla nerede benim yaprak sarmalarım ve sur böreğim. Hapis yatana bunlar getriliyordu deil mi?'' 

''ben sana karnını doyracak daha gzüel bir şey getirdim. Sen buraya gelsene!'' diyerek üzerine doğru koşunca o da benden kaçmaya başladı 

''Abi!  Abi ne olur beni bundan kurtar!'' 

''Bu ha! Özür dileyeveğine yaptığın şeye bak!'' 

Hemen denizin arkasına doğru koşarken deniz onu yakaladığı gib iomuzuna atıp arabaya doğru yürümeye başladı 

''Sen dur daha bu ne ki Annem seni görünce bakalım ne olacak! Bu daha iyi saniyelerin!'' 

''Abicim önce annen halletsin sonra sana vereceğim söz ama önce annene kalsın!''

''Olur abicim zevkle!''

''Yankı ailen gelecek mi?'' 

''Geldiler bile. Sevgilim seni seviyorum... Keşke hiç bir şey böyle bitmeseydi ama elbet bir gün yine buluşacağız...'' 

''Bende seni seviyorum sevgilim...'' 

''Yankı! Hadi!'' babasının bağırmasıyla yankı koşar adım arabaya ilerledi giderken de son kez öpücük atmayı ihmal etmedi 

onların bu halineyse biz sadece gülüyorduk abimlerde arabaya binip giderken emirle ben kalmıştık 

''Nasılsın?'' 

''Aşırı mutluyum...Bundan da yırttım...'' 

''Pek yırtmış sayılmazsın annenden daha çekeceksin var.'' 

''Aman eda iyi olsun da ben gerekirse annemi her gün çekerim.'' 
















KUTUP YILDIZI*2*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin