46.bölüm

141 3 0
                                    

Yeteri kadar dışarda durup sinirimin biraz da olsa yatıştığını hissettiğimde tekrar içeri girdim. Kolları dizlerine yaslı elinde kahvesi öylece boş boş yere bakıyordu.

''Bana neden yalan söyledin.'' 

sesimi duymasıyla doğruldu. Karşısındaki koltuğa yerleşirken 

''Az önce de dediğim gibi sana zaman tanımak istedim.'' 

''Galiba şu sevgimin yalan olduğu kısmı için değil mi.'' 

''Esra ben öyle demek istemedim. Ayrıca o sebeple de değildi.'' 

''Tamam galiba benim farkında olmadığım bir olay yaşanmış ve hepsi o olayın sonuçları. Baştan alalım.'' 

''Şu ailelerin nişan ne zaman sorusu. Bana bu konuyu açtığında soğuktun sıkıntılıydın. İstemiyordun nişanlanmak falan ama baskı vardı üzerinde. Nasıl reddedeceğini de bilmiyordun. Bana sordun daha doğrusu konuyu açarak sormuş oldun ama benden de olumlu yönde bir cevap gelince çaresiz hissetin kendini. Gördüm ben bunu.'' 

''O yüzdendi hastanede ayrılırken ki o tavrın. Ben istemediğimi dile getirmedim ki.''

''İstediğini de söylemedim.'' 

''Emir gerçekten kafanda kurmuşsun ve kendi kendine oynamışsın. Keşke bana açık açık sorsaydın. Ben sadece o zamanın yaklaştığını hissedince ister istemez tuhaf bir şey hissettim. Sana bir şey dememde ki sebep bunun sevinç mi heyecan mı yoksa korku mu olduğunu bilmediğimdendi.  O yüzden sana bir şey demedim.''

''Bana baştan neden söylemedin!''

''Çünkü telefonuna gelen mesajdan dolayı böyle hissettiğimi öne sürecektin biz seninle kavga edecektik. Ben seninle kavga edip sonra arkasından barışmak istemiyorum. Ben seninle kavgasız gürültüsüz bir ilişki istiyorum. Ama gel gör ki durumumuz ortada. Hadi ben bilmedim ne olduğunu. Sen! Sana ne demeli. Bana o mesajla ya da bu gün ki öğrendiğim o iğrenç yalan hakkında hala bir açıklama yapmadın.'' 

''Mesajı açıklayamam. Ama yalan konusunda gelirsek. Seni kararsız gördüm. Sana her zamanki gibi yakın davranıp yanlış bir karar vermeni istemedim. Beni ve çevreni mutluk etmek için değil de kendini nasıl mutlu hissediyorsan öyle davran istedim. ''

''Ne alaka ya!'' 

''Güzelim farz edelim ki sen evlenmekten vaz geçtin. annen annem sana baskı yapsalardı utandığından tamam diyecektin ya da onlar bir şey demediler sen sırf beni üzmemek kırmamak benim sana olan sevgimi kendine vicdan yapıp yine onaylamayacak mıydın.'' 

''Hayır... yapamazdım... Vicdan uğruna ya da utanma uğruna ikimizin de hayatını mahvetmezdim.'' 

''Onu şimdi öyle düşünüyorsun. Bende daha doğru daha mantıklı bir karar ver sadece kendini düşün diye sana uzak davrandım. Hafta sonu da seninle olmak istemedim ki otur düşün kendinle baş başa kal diye. Ben nereden bileyim senin çıkıp gelip sürpriz yapacağını.'' 

''Yine de bana yalan söylememeliydin. Her ne kadar ne olursa olsun insan sinirliyken ve sarhoşken gerçek duygu ve düşüncelerini söylermiş....'' 

''Ben sana söylediklerimde ciddi değildim. gerçekten öyle düşünmüyorum. Sence öyle düşünmüşüm olsaydım seninle bu ilişkiyi yürütür müydüm. Ben senin beni ne kadar sevdiğini biliyorum. Bende seni çok seviyorum.  Bunu sakın unutma olur mu...'' son cümleleri söylerken yanıma gelip yüzümü ellerini arasına aldı 

''Tamam mı güzelim. Anlaştık mı.'' 

''Emir ben çok kırıldım...''  kırmıştı üzmüştü söyledikleri. Gözlerim doldu dolu bu cümleyi kurduğumda 

''Biliyorum sevgilim. Fazla ileri gittim. özür dilerim yaptığım her şey için. Ne yapacaksın işte seni seven bu adam bazen mantıklı düşünemiyor.'' 

''Bende bilemden de olsa seni üzmüşüm kalbini kırmışım bende özür dilerim. Ben seninle evlenmeyi tabi ki de istiyorum. Sadece işte bir şey oldu ama ne oldu bilmiyorum. Senden istediğim biz bu yola girdik ta en başından. buradan asla düş yok çünkü sana olan ne sevgim ne ilgim değişti bu sebeple senle yürüdüğüm yolda değişmedi. Sadece yanımda ol elimi tut yeter. Belki beni bu hazırlık aşamasında korkutmuş olabilir. Ailelerin istekleri bitmeyecek hazırlık detay davetiye ev eşya off... Bitmeyecek bu tantana. Biz bize olsak her şey daha kolay olur ama biliyorsun.'' 

''Sen sıkıldığında bunaldığında bana bir işaret et ben seni hemen çekip çıkarırım o sıkıntıdan tamam mı...'' 

''Tamam. ''

''Acıktın mı.'' 

''Evet. Çok söyle çok açım bir de ir sürü tatlı söyle. Sinirden kavgadan şekerim düştü.'' 

''Evlenince de bu kadar yemeye devam edeceksen kendime bir ek iş bulayım ben.'' 

''Valla annem bana gül gibi bakıyordu güvenmiyorsan  hiç alma beni. ''

''İşte bu dediğin hiç bir zaman olmayacak küçük hanım...'' 

O siparişleri verirken bende telefonumu almış takvimden hesaplama yapıyordum 

''Yarım saate gelir yemekler. Sen ne yapıyorsun.'' 

''Nişan günü bakıyorum. Ben akşam eve gidince anneme çıtlatayım bakalım en diyecek. Onun aklında hangi tarih var. Lale teyze de en yakın en zaman olursa olsun diyor anladığım kadarıyla.'' 

''Aynen. Nerede yaparız nişanı.'' 

''Nişan kız tarafına ait onu biz yapacağız. Ama benim fikrim öyle abartı bir şey yapmak değil. En yakınlarımız arkadaşlarımız iki üç tane çağırmak zorunda olduğumuz aileleri de çağırırız. Yetmez mi.'' 

''Bence de nişan evde olsa yeter. Zaten sizi ev yeteri kadar büyük.''

''Güzel bu konuda hem fikir olduğumuza göre bizim en kısa zamanda gidip sana takım banana da elbise bakmamız lazım.'' 

''Gideriz sevgilim.''

''Emir bunun hediyeliği var masası var ikramlığı var... Offf anam off! Varda var.'' 

''Hallederiz...'' 

beni şimdiden telaş sarmıştı Allahım ben nasıl yapacağım bu kadar şeyi yaa....



KUTUP YILDIZI*2*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin