27.bölüm

688 22 5
                                    

''Hangi gün?''

''Onu öldürdüğüm gün...Ama bilerek yapmadım. İnsan hiç çocuğunu bile isteye öldürür mü?''

''Hayır... Öldürmez. Eminim senin suçun yoktur. Anlatma ister misin?''

''Öldürmedim...Ben onun annesiyim onu öldüremem...Ben ona söz vermiştim... Onu parka götürecektim...Ama sonra birden kapı çaldı karşı komşum gelmişti... Bebeğinin iyi olmadığını söyledi gökçeye bir şey demeden hemen evden çıkıp onun evine gittim. Bebeğe baktım nefes alamıyor gibiydi hemen yüz üstü yatırdım sırtına bir kaç kez vurdum ağzından leblebi düştü... Onu almış ağzına  o da nefessiz kalmış... sonra eve geri döndüğümde kapı açıktı...İçeri seslendim ama ses gelmedi hızlıca evin için aradım ama Gökçe yoktu... binadan çıktım ve sokakta aramaya başladım birden aklıma park geldi ve koşarak parka gittim ama orada da yoktu... Hemen polise haber verdim,eşimi aradım ona haber verdim. onu eşimle beraber bütün mahallede aradık ama bulamadık. polislerde kameralara bakmışlar ama kızım geçtiği yeri tam gören bir kamera yokmuş. Bir hafta sonra onu bu ormanda bir ağacın altında gömülmüş olarak bulduk. Ormanın içinde bir kulübe var. Kulübenin sahibi köpeğiyle beraber ara ara kafa dinlemeye gelirmiş köpeğiyle gezinirken köpek  kokuyu alıyor ve havlamaya başlıyor adamda ne olduğuna bakmak için kazmaya başlamış ve kızımı görünce polise haber vermiş. Ona çok kötü şeyler yapmışlar... Eğer ben ona söz verip parka götürseydim ya da hiç söz vermeseydim benim kızım ölmeyecekti onu ben öldürdüm benim yüzümden öldü ben öldürdüm onu! Ben yaptım!'' 

''Kocan nerede?''

''O beni terk etti! Ben kafayı yemişim! Benimle uğraşamazmış onunda acısı varmış ama kendini toplamak zorundaymış benimde toplamam lazımmış! Bunları söyledi ve defolup gitti! Bende kızımı alıp defolup gideceğim!'' 

Her şey bir anda gerçekleşti. Kadın arkasını dönüp uçuruma doğru hamle yapacakken bizden ve polislerden birileri koşup tutmaya çalıştılar. Başardılar da. onu tutup hemen geriye doğru çekince polisler meleği elinden alıp kadını sıkı sıkı tuttular 

''Bırakın beni! Kızımı verin bana! O benim kızım!'' 

polis-''Araca bindirin ve hemen merkeze götürün!'' dedi

diğer polisin elinde olan melekse gözyaşları içinde benim kucağıma koştu

''Esra abla!'''

''meleğim!'' 

onu hemen kollarımın arasına aldım hıçkıra hıçkıra ağlıyordu 

''Şşşş...Tamam her şey geçti bak bizim yanımızdasın. Her şey yolunda. Ağlama'' 

ona sıkı sıkı sarılmışken birden kollarımın arasında yığılıp kaldı 

''Melek!'' 

Emre-''Ver bana.'' deyip kucağımdan aldı ve arabaya doğru ilerledi. 

hepimiz arabalara yerleşip Hastanenin yolunu tuttuk. Meleği Müdahale odasına aldıklarında biz koridorda bekliyorduk. Tam o sırada yurdun müdürü geldi

''Melek nerede? Buraya getirmişsiniz. Bir şeyi yok değil mi?''

Toprak-''Merak etmeyin her şey yolunda. Birazdan doktor gelip gereken açıklamayı yapar.'' 

Kapı açıldığında bütün gözler Emreye döndü

''Merak etmeyin  gayet iyi sadece korkudan bayılmış. Şimdilik seruma bağladık uyanınca çıkabilir.'' 

Müdire hanım bunları duyduğunda kendini kenardaki sandalyeye atıp ağlamaya başladı 

Eda-''İyi misiniz?''

KUTUP YILDIZI*2*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin