Platonic

705 59 41
                                    

Tarih dersi bütün sıkıcılığı ile devam ederken genç çocuğun gözü sevdiğindeydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Tarih dersi bütün sıkıcılığı ile devam ederken genç çocuğun gözü sevdiğindeydi. Sevgilisi değil; sevdiği. Kendisi platonikti çünkü. Üç yıldır. Lisenin ilk senesinden beri oluyordu bu yani ki Jungkook için çok uzun bir zamandı. Ama seviyordu işte.

Açılmak bir yana dursun arkadaşlık bile kuramadığı, okulun en popüler ve en ulaşılmaz öğrencisi olarak görünen Park Jimin'i seviyordu.

Sessizdi, kendi halindeydi ve çok gizemliydi ama bunlara rağmen her zaman her canlıya yardım eder ve güler yüzle yaklaşırdı. Sessizliğin arkasına saklanmış bir kötülük yoktu onda. Melek gibiydi Jungkook'un gözünde.

Öğle arasını getiren zil sesi ile daldığı yerden gözlerini çekip masasının üstündeki eşyalarını topladı. Bu da bir alışkanlıktı onun için, sırası düzenli değilse huzursuz oluyordu. Ön sırada oturan en yakın arkadaşı ayaklanıp üstünü düzelttiğinde o da ayaklandı. Sınıfta göz gezidirip Jimin'i kontrol etti ve onun çoktan çıkmış olduğunu gördü. Kendi kendine tebessüm edip arkadaşına uyum sağlayarak sınıftan çıktı.

"Planımız ne?"

"Önce yemek yiyelim, açlıktan midem kazınacak. Sonra kütüphaneye geçeriz."

Hoseok Jungkook'u onayladığında İkili kantin sırasına girip yemeklerini ellerine aldılar.

"Hayır anlamıyorum, gözün sürekli onun üstünde. Artık bütün okul senin ona yanık olduğunu biliyor. O nasıl hâlâ her şeyden bir haber anlamıyorum."

Jungkook kıkırdadı.

"Belki kulaklığını kulağından çıkarmak aklına gelirse o da fark eder."

Hoseok da ona uyum sağlayıp kahkaha attı. Park Jimin kulaklığını kulağından asla çıkarmazdı, ders saatleri dışında. Bu bütün okulun dalga konusuydu. Aslında ortada dalga geçecek bir şey yoktu ama sürekli kulağında kulaklıkla gezip etrafında insanlar yokmuş gibi davranması herkese komik geliyordu.

Yine de Jungkook onun bunu bilerek yaptığını biliyordu. Gereksiz şeyleri duymaya gerek yoktu. Jimin'in yaptığıda buydu belki. Gereksiz şeylere kulağını kapatmak. Kulakları kapalı olsa bile kendisini görmesini dilerdi Jungkook. Ne de olsa Tanrı göz diye bir organ vermişti insanlara. Yedi yirmi dört seni izleyen birini nasıl fark etmezdin ki? Jimin aptal olmalıydı. Jungkook onu düşündüğü her an yaptığı gibi yine kendi kendine tebessüm etti. Aptal Jimin, en az kendisi kadar.

Yemekleri bitince ayaklanıp kütüphaneye gittiler. Normalde kütüphaneye uğramazlardı bile fakat öğleden sonraki ilk dersleri okuma dersiydi ve Jungkook kitap getirmeyi unutmuştu.

İçeri girdiklerinde onları sessizlik karşıladı. Bu insanların sessiz olmasından kaynaklı değildi; içerinin boş olmasından kaynaklıydı. Jungkook gözlerini devirip rafların arasında dolaşmaya başladı. Genel olarak fantastik kitaplar okumayı severdi fakat okulun kütüphanesinde bunu bulmak zor olduğu için öğretmeninin gözüne girecek kitaplar seçmeye çalıştı. Hoseok masalardan birine oturmuş onu bekliyordu.

One Shots Series -{Jikook}-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin