One Shots Series -{Jikook}-

Hero

100 yorum gelse çok güzel olmaz mıydı 🙃 Uzun zaman sonra gelen yeni bölüm şerefine bol bol yorum yapalım bebeklerim veeeee bölümü yazmaya o kadar uzun zaman önce başlamıştımki sonunu unuttuğum için en baştan yeni bir final yazmam gerekti. Ne oldu nasıl oldu bilmiyorum tamamen doğaçlama epdmğsmdpd sorry🙏🏻

Hadi okuyalım ⤵️⤵️⤵️⤵️

Tüccarların satış yapmak için bağırdığı pazar yerinde güvenliği sağlamak adına yürüyordu. Üstündeki kırmızı asker ceketi ve dar siyah pantolonunun altına giydiği çizmeleri ona kraliyet tarafından verilen üniformalaradı. Halkın güvenliğinden sorumlu askerdi, rütbesi yüksek olsa bile saray güvenliğinden sorumlu olacak tecrübeye henüz sahip değildi. Bu yüzden o gösterişli yapıyı birkaç metre öteden görmenin ilerisine gidememişti. Jungkook'un en büyük hedefi buydu. Saray askerlerinden biri olacak ve o gösterişli yapıyı yakından görecekti. Tabi içindeki sevdiğinide.

Prens Jimin kraliyetin veliahtıydı. Yirmi yaşını çoktan geçmiş olmasıyla beraber halk onun yakında tahta geçeceğini konuşuyordu. Jungkook uzaktan sevdiği prens için en iyisi olmasını istesede tahta geçmek demek halka kraliçe vermek demekti ve bunun olmasını hiç mi hiç istemiyordu. Ülkeleri özgür bir ülkeydi ve kimsenin yönelimli kraliyet tarafından hor görülmüyordu, ama kraliyete bir veliaht bırakmak için Jimin'in bir kadınla evlenmesi şarttı.

Yine de bu Jungkook'un umrunda değildi. Elbet kraliyetin başına geçecek biri bulunurdu ama o Jimin'in yerine kimseyi koyamazdı.

Düşünceleri arkadan kendisine yaklaşıp eliyle sırtına yavaşça vuran arkadaşı yüzünden dağıldı. Taehyung kendisi gibi halkın güvenliğinden sorumlu bir askerdi. Görev başında yanına geldiğine göre önemli bir durum söz konusuydu. Jungkook yanında yürüyen belki de bu hayattaki tek arkadaşına bakıp tek kaşını sorarcasına kaldırdı.

"Az önce bir dedikodu duydum. Önemli olabilir."

Jungkook başını sallayıp görevini de ihmal etmemek için çevrede gözlerini gezdirdi. Taehyung da onun yaptığını yapıp insanlara duyurmamaya çalışarak konuştu.

"Yakında prens Jimin'in tahta geçeceği halk arasında duyulunca isyankarlar törende kullanılacak değerli ve kutsal eşyaları çalmışlar. Fakat kral onların istediği olmaması için sakinliğini koruyup yerine daha değerlilerini yaptırıp koymuş."

Jungkook kaşlarını çattı.

"E bunda kötü olan ne var?"

"Kötü olan bir şey yok zaten. İşin önemli kısmı bundan sonrası. Dinle, isyankarlarda sen böyle oynarsan bizde böyle oynarız diyerek gerçek kraliyet tacını çalmışlar. O taç asırlardır bugün için saklanıyormuş. Meğerse Jimin kutsal kitapta bahsedilen o veliahtmış."

Jungkook kıkırdayıp başını çevirdi. Sonra ifadesini düzleştirip arkadaşı ile göz göze geldi.

"Hadi be ordan. O kitapta yazılanlar gerçek değil."

Taehyung kaşlarını çatıp Jungkook'un kolunu cimcikledi. Sonra duyan oldu mu diye etrafı kontrol etti.

"İnsanların içindeyken söylediklerine dikkat et. Sen kraliyet askerisin."

Kendisinden yüksek rütbeden olan Taehyung onu sertçe uyardığında aldırmadan omuz silkip sağında kalan yola saptı. Ülkenin pazarları yurtdışından gelen tüccarlar yüzünden her zaman kalabalık ve uzun olurdu.

"Üstelik bütün işaretler onu gösteriyor, ten renginden saçlarına, yüzündeki benlerden sırtındaki doğum lekesine kadar her şey onu işaret ediyor. Zaten yazılanlar gerçekse ve beklenen kişi prens Jimin'se bu çok geç olmadan belli olacak."