One Shots Series -{Jikook}-

Facetime

Jimin ev arkadaşı Taehyung'un odasına gittiğinde onu, sürekli bahsettiği arkadaşı Jeon Jungkook ile görüntülü konuşurken görür. Aralarına katılmaya karar verdiğinde ise işlerin bu kadar ilerleyeceğinden habersizdir.
_______________

Arkadaşının odasından duyulan gülüşme sesleriyle kaşları merakla havalandı. Onu bu kadar güldüren şeyi merak ediyordu bu yüzden yönünü karşısında duran odaya çevirdi. Bir iki kez tıklayıp içeri gireceğinin haberini verdikten sonra kapıyı yavaşça araladı ve sadece kafasını aralıktan içeri sokarak çalışma masasında oturan arkadaşına baktı.

"Gülüşme sesleri duydum. Neler oluyor?"

Tae eliyle Jimin'e gel işareti yapıp bilgisayarının ekranını hafif yan çevirdi.

"Jungkook'la konuşuyorduk. Bize katılmak ister misin?"

Jimin'in yapacak daha iyi bir işi yoktu ve eh, dillere destan olan Jungkook'un kim olduğunu öğrenme vaktide gelmişti. Hafifçe gülümseyip Taehyung'u onayladı ve yanına ilerledi. Bilgisayara doğru eğilip yüzünün gözükmesine izin verdikten sonra gülümseyerek ekranın karşısındaki kişiye selam verdi.

"Merhaba."

Jungkook da genişçe gülümseyip karşılık verdi.

"Merhaba, sen Jimin olmalısın. Adını çok duydum."

Jimin Taehyung'un kendisi için getirdiği sandaleyeye otururken kıkırdadı.

"Ne tesadüf, bende senin adını çok sık duyuyorum. Özellikle son günlerde Tae senden çok bahsediyor. Sanırım ziyarete gelecekmişsin. Seni misafir etmeyi çok isteriz."

"Orada olmak için sabırsızlanıyorum."

İkili sessizce bilgisayar ekranından birbirini izlemeye başladığında Taehyung gözlerini üzerlerinde gezdirdi. Yüzünü geniş bir sırıtma kaplarken oturduğu yerden kalkıp konuştu.

"Bir tuvalete gidip geleceğim. Siz devam edin lütfen."

Jimin giden arkadaşının arkasından gerginlikle bakarken Jungkook'un pekte umrunda değildi. Ekranındaki güzel oğlan daha çok ilgisini çekiyordu.

"Ne zaman gelmeyi düşünüyorsun peki?"

"Bilemiyorum, belki son sınavlardan sonra kendime tatil veririm."

Jimin başını sallayarak onu onayladı.

"Böyle şeyler biraz gerici aslında. Taehyung'un gelmesi de uzun sürdü. Eğer istersen kapatabiliriz."

Jungkook ellerini hızla iki yana salladı. Öylece susslarar bile Jimin'le görüşmeye devam etmek istiyordu. Jimin'in kaşları merakla havaya kalkarken o gergince ensesini kaşıdı.

"Şey, Tae gelmeden kapatırsak bana uzun bir süre trip atar. Biliyorsun onun tuhaf huyları..."

Jimin başını aşağı yukarı sallayıp onu onayladı. Sohbet işlerinde karşı taraftan atak gelmedikçe gerçekten berbattı. Üstelik karşısındaki kişiyle ilk konuşmalarıydı ve itici göründüğünü düşünüyordu. Bu huyundan nefret ediyordu fakat yüzündeki gülümseme ile ona bakan Jungkook kötü düşüncelerini biraz da olsa almıştı.

"Neden öyle bakıyorsun?"

Jimin kısık sesiyle gülümseyip sordu.

"Nasıl bakıyorum?"

İkili kıkırdadı.

"Bilmem, tuhaf bir şekilde gülümsüyorsun."

Jimin Jungkook'un gülümsemesini komik bir ifade ile taklit ettiğinde karşı taraftan kahkaha sesleri duyuldu.