14- otel

5.7K 516 313
                                    

🌙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌙

hyunjin

bırakmak nasıl bir şeydi?

vazgeçmek, ardına bakmadan her şeyi unutmak-

bunu o kadar çok istiyordum ki ama işte, yapamıyordum.

aklım, fikrim onun için işliyordu. o başkasına dokunurken bunun kabusuyla geceleri uykumdan sıçrıyor ve boynumu süsleyen yeni izlerle tırnak içimde biriken kan parçacıklarına dolu gözlerimle bakıyordum.

savunma mekanizmam diğer insanlardan daha farklıydı- kendimi kendimden kurtarmak için tırnaklarımı derime saplamalı ve acıyı hissetmeliydim.

küçüklüğümden beri kabuslarımdan böyle uyanır, boğucu karanlığımdan çıkmaya çalışırdım.

jiwon' da bir zamanlar rüyalarımdan kabusuma dönüşürken izlerimin arasına katılmıştı.

bu yüzden, unutmak zordu.

her sabah aynada gördüğüm yansımam bana hatırlatıyordu gerçeği.

deli olmak, kabullenmiştim.

ondan gelecek bir parçacık sevgi için yaşıyordum.

aciz, iç sesimin yükselen tek çığlığıydı bu. aciz- aciz- aciz!

🌙

bir oteldeydim.

beni buraya çağırmasındaki amacı anlayamasam da sakince lobiye geçmiş onu bekliyordum. yazdığı saatten kırk beş dakika önce gelmiştim, gergindim.

dayak yemek falan umrumda değildi, en azından o zaman bana dokunuyor diye bazen kendimi avuttuğum bile oluyordu- hastalıklı!

ama şimdi, bu tekinsiz otel köşesinde bekliyor olmak içime bir sıkıntı çökertmişti.

neden buradayım?

insanlar yukarı kata çiftler halinde çıkarken, resepsiyondaki adamın bayık gözleri umursamazca televizyona takılmışken ve sarhoş sesleri dışarıdan içeriye kadar ulaşıyorken neden- neden buradaydım?

jiwon tüm sorularımın cevabıymış gibi girişte belirdiğinde oturduğum döşeme koltuktan kalkıp ona ilerledim. neredeyse üç adım atmıştım ki beni fark etmiş ve eliyle gelmemi işaret edip resepsiyondaki adama ilerlemişti.

ben yanlarına varana kadar adama bir şeyler söyleyen jiwon parayı uzatıp oda anahtarını aldığında kaşlarımı çattım. o ise hiçbir şey söylemeden merdivenlere ilerledi, birkaç basamak çıkmıştı ki arkasına dönmüş ve onu neden takip etmediğimi sorgularcasına anahtarı sallayıp "gelmiyor musun?" diye çağırmıştı.

yutkundum, titreyen bacaklarım bakışlarına direnemeden ona çekilirken ellerimi ceketimin ceplerine saklayıp peşinden ilerledim. iki kat çıkıp koridoru döndüğümüzde ortada kalan 202 numaralı odanın kapısına yaklaşmış ve eski kapıyı itip geçmemi beklemişti.

l'enfer. hyunlix✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin