Hello! Bir sabah aklıma birden bir kurgu geldi dedim neden bunu yazmıyorum? Hemen oturdum ve yazmaya başladım.
Bu sefer karakterimi Robert Downey yapmak istedim. Kendisini çok severim de.. Umarım güzel bir şey çıkar ortaya ve sizlerde keyif alarak okursunuz. Daha fazla uzatmadan sizi yeni hikayemle baş başa bırakıyorum. İyi okumalar :)
---
Günlerdir yaptığım şey sadece pencere kenarında oturup yağan yağmuru seyretmekti. Yine yağmur yağıyordu, artık kış mevsimi kendini yavaştan belli ediyordu.
Hayatım hep aynı şekilde devam ediyordu. Her hangi bir değişiklik yoktu. Liseyi bitirdikten sonra sanki hayatım durmuş gibiydi. İyice eve kapanmıştım, bile bile kendimi yalnızlığa itmiştim.
Oturduğum tekli koltuktan kalktım ve aşağıya ailemin yanına indim. Annem koltuğa yayılmış kucağında ki lebtoptan bir şeyler bakıyordu. Babam ise yine telefonda iş hakkında birileriyle konuşuyordu. Bu aralar fazla stresliydi iş yüzünden. Bir holding sahibiydi ve gelecek hafta kazanması gereken bir ihale vardı.
O sıra içeri abim gelmişti, oflayarak koltuğa oturdu. Bende daha fazla ayakta beklemeden oturdum.
"Ne oldu yine Kıvanç?" Annem sorusunu abime yöneltirken, abim tekrar oflamaya başladı.
"Selenle kavga ettik." Umursamadan olaya dahil olmadım. Selen abimin kız arkadaşıydı ve sürekli çocuk gibi kavga ediyorlardı.
"Yine mi? Bu sefer ne oldu?" Abim gözlerini telefonundan çekti anneme baktı.
"Neymiş mesajlarına geç cevap veriyormuşum, onunla ilgilenmezmişim..." O söylenmeye başlarken bir süreliğine kulaklarımı tıkadım. Sahiden ikiside çocuk gibilerdi.
Benim hiç bir erkek arkadaşım olmamıştı, yani bu gibi şeylere pek kafa yormuyordum. Hayatım boyunca tek istediğim başarılı bir insan olmaktı. Babamın yanında çalışmak değil, kendi işimi kurmaktı. Fakat 20 yaşıma gelmiş hala üniversiteye gitmemiş biriydim.
Düşüncelerimden çıkıp şu an ki ana geri döndüm. Babam telefon konuşmasını bitirip yanımıza geldi ve annemin yanına oturdu.
"Size bahsettiğim yeni ortağım bizim yanımızda ki eve taşınmış eşiyle. Yarın akşam bizi yemeğe çağırdı, hem sizde tanışmış olursunuz." Misafirliğe gitmeyi hiç sevmezdim. Hele ki tanımadığım bir insansa. Herkes bu duruma onay verdikten sonra bende başımı olumlu bir şekilde salladım.
Odama geri dönmek için kalktım ve merdivenlerden çıkarken annemin sözleri beni durdurdu.
"Ekim?" Gözlerimi anneme çevirdim. Annem de küçük adımlarla aramızdaki mesafeyi kapadı.
"Kızım neyin var senin?" Diye sordu meraklı bir ses tonuyla.
"Bir şeyim yok anne." Bunu kabul etmeyerek başını iki yana salladı.
"Emin misin? İyi görünmüyorsun." Sıkıntıyla derin bir nefes verdim.
"Anne dediğim gibi bir şeyim yok sadece yorgun hissediyorum o kadar." Annem bu sefer pes edermişcesine, başını salladı. Bende odama çıkmaya devam ettim.
Odama geldiğimde bilgisayarın başına geçtim ve video izlemeye karar verdim.
•••
Akşam yemeğine gideceğimiz için hazırlanmaya başlamıştım. Hiç gitmek istemiyordum, boşu boşuna gidip orada zaman öldürecektim. İsteksiz bir şekilde üzerimi giyindim ve odamdan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yan Komşum | Robert Downey Jr.
ChickLitBen sana aşık oldum. Bir kaldırımda, bir yağmurda, bir yıldızın altında, ayın ışığında... Ben sana durduğumuz aynı gökyüzünün altında aşık oldum. Kelimeler sanki boğazıma düğümlenmişti. İstesem de kelimeler düşmüyordu dudaklarımdan. Koyulaşmış gözl...