Ama ne zaman???

22 3 0
                                    

Karmakarışık duygular içinde zorlu bir dönem geçiriyorum. Sanırım buna hançer vuran sebeblerden birisi de verdiğim kayıplar... Sanki koca bir şehirde tek başıma kalmış gibi hissediyorum. Havada bahar havası var. Evet bahar geldi. En sevdiğim zamanlar. Ama içim o kadar yorgun, bitkin ve yaşam sevincini kaybetmiş ki... Oysa ki önceki ben; şu an baharın gelişini şiirleriyle kutlayan, sevinciyle dünyanın en mutlu insanı olan, doğanın yeşili ve mavisini iliklerine kadar hisseden birisi idim. Hatta öyle ki o zamanlar çevremde o kadar çok insan olduğu için onlarla buluşmaya zaman yetmezdi. Şu an... işte şu an bunlardan eser yok. Sanki içimdeki doğanın denizleri maviliklerini yitirmiş, yaprakları sararmış, ilkbahar yerini sonbahar almış ve acaba ne zaman kış gelecek diye tedirginlikle bekleyen bir ruh halini almış. Bunun üstüne çokluktaki yokluk durumu pençesini atıyor. Koca bir dünyada yalnız başıma yaşayan birisi gibi olmuşum da haberim yok. Belki de bunun farkına daha yeni yeni vardım. Şimdi ise bir zamanlar gezmeyi çok seven ben, bir yere gidesi gelmeyen ben'e dönüştü. İçinde tutmayıp dışa vuran ben, içine dönen ben'e dönüştü. Bugün çok iyiyim diyen ben, bugün kötü birşey olmasın diyen ben'e dönüştü. Biliyorum ki bu dünyada böyle hisseden tek kişi ben değilim. İnsan bazen bazı şeyleri tek başına atlatamaz ya, ben de çok güçlü olduğumu zannedip hepsini tek başıma atlatmaya çalıştım, çalışıyorum. Güneş sabahın ilk ışıklarında bana gülümsemesine rağmen aynı gülümseme ile karşılık veremiyorum. Dışarıda yazın habercisi ilkbahar varken, içimde karakışın en soğuk zamanları hakim. Zamanı, günleri dolu dolu geçiren ben ise şu saat oldu ve bugün hiçbir şey yapmadım. Anlamsız bir şekilde günlerim bile boş geçmeye başladı. Sanki beni birşey kamçılaması lazımmış gibi hissetmeme rağmen hiçbir şey kamçılayamıyor. İçimde kopan fırtınalar dışarı vursa en sakin deniz bile yerinden oynar. Ne yapmam lazım da bu içimdeki durum değişir ve eskisine döner bilemiyorum. Ben eskileri özlüyorum. İçimdeki kayıp şehri tekrar bulmak istiyorum. O kayıp şehir tekrar canlansın istiyorum. Çünkü bu ben değilim. En komik videoların, filmlerin, dizilerin bile yüzümü güldürememesi; gülmek zorunda olduğumda da -mış gibi yapmaya alışmam... Koca dünyaya sıkışıp kalmış gibi hissediyorum. Mücadele etmeye devam ettikçe yeni zorluklarla yüzleşiyorum. Biri bitmeden diğeri başlıyor ve ben nasıl dayanacağımı bilemiyorum. Kalbim sanki paramparça olmuş, büyük bir depremin ardından enkaz altında kalan küçük bir çocuğun yakarışları gibi... Biliyorum geçecek bu günler. Bitecek bu dertler, gidecek bu içimdeki çaresizlikler. Ama ne zaman???

Ayağa Kalk!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin