~Son~

48 5 0
                                    

Evet değerli dostum! Şu an 10 Ekim 2020 ve saat 02.00'ı göstermekte. Bu gece uzun bir düşünmenin ardından bir şeyleri başlatmak işin önce bitirmek gerektiğini düşündüm. Yaşım 24. Türkiye'nin sıradan Öğretmenlerinden biriyim. İşin arka planında ise hiç de sıradan değilim. Bana verilen görevler yaşıma ve yaşadıklarıma göre olabildiğince fazla idi. Verilen görevlerin üstesinden bir şekilde gelebilmiştim. Fakat yorgunluk mu diyeyim yoksa bıkkınlık mı, artık uğraşmak içimden gelmiyor. Önceden üzerine gittikçe çözdüğüm soruları artık üzerine gittikçe daha büyük bir sorun haline gelmeye başladı. Önceden mühürlü olan kalbin anahtarını elimde tutup açabiliyorken, şimdi anahtarı dahi elimde tutamıyorum. Sanki bir daha açmamak üzere yapraklarını döken ağaç gibi hissediyorum. Kalbim cam kırıkları gibi paramparça olmuş, artık ölmek için atıyor gibi...

Bazen düşünüyorum, benim gibi duygularını yoğun ve uzun süre yaşayan biri için verilmiş olan vazifeler ödül mü ceza mı? Belki de bundan sonra yüzünü görmeyeceğim insanlar için dahi üzülmem kendime yaptığım bir kötülük fakat bundan kendimi malesef alıkoyamıyorum. Bazen "Merak etme, bir kaç gün sonra üzüntün geçer, unutursun aldırma, boşver düşünme" vb. diyenleri de duyuyorum. Madem bunlar doğru, neden hala 24 yıl önce vefat eden ablamı unutamadım? Neden değer verdiğim insanların beni bu kadar çok üzmesine, değer vermeyişlerini yüzüme çarpa çarpa vurmalarına rağmen niye, niye, niye hala onlar için üzülüyorum??? Bugün kırmızı odanın 6. Bölümündeki bir sahnede hastaların biri geliyor ve hep sen bizi dinledin şimdi sıra sende, ben seni dinleyeceğim demesi, belki de bendeki eksiklik idi. Herkesi dinliyordum. Fakat bende olan problemleri kalpten dinleyen yoktu. Bazen hissizleştim diyorum ama sanırım tam tersi aşırı hisli olmaya başladım. Öyle ki, değmeyecek insanları kafama takıyor, küçük sorunları dahi görmezden gelemiyorum...

Kafamda bir sürü soru işareti, düzeltemediğim konular, çoklukta yalnızlık, ihanetler, dedikodular...
Bir sürü şeyi aynı anda düşününce insan ister istemez gecenin o kasvetli karanlığında kaybolup gidiyor. Ben de o karanlığın derinliklerinde kayboldum. Yardım eli uzatan yok. Gerçi şimdiye kadar da hep kendim düştüğüm yerden kalktım. Yine öyle yapacağım sanırım. Bu sefer çok daha çetin olacak, zira ilk defa bu kadar derine indim. Zirveye gideceğim günü bekliyorum...

Günler öyle de böyle de geçiyor. Ben üzülürken onların sevinmesi günlerin işleyişini değiştirmiyor. Bugün önemli bir gece idi. Çok zorlandığım kararları almak zorunda kaldım. Sanırım eski Burak geri dönecek. O soğuk, kendini beğenmiş, kimseye sıcakkanlı davranmamaya çalışan, herkesin zararlı olabileceğini düşünen bir Burak. İnsanın Güven ve Sevgi duvarları yıkıla yıkıla onarılamaz hale geliyor işte. Benim de onarılamayacak olan yaralarım çoğaldı. Son dönemde istemediğim davranışlar, ağza alınmayacak laflar vb. aklınıza gelebilecek her şeyi gördüm, duydum, yaşadım ve hissettim. Mecazen değil, resmen dibine kadar yaşadım. Bunalıma girdiğim zaman da oldu. Bunu dahi kendi başıma atlattım. Böyle büyüyen birisi sizce de kime güvenebilir? Bu beden o kadar çok yaralar aldı ki, bazen bedenim ruhumdan kaçmak istiyor. O kadar ki, günde uyuduğum 3-4 saatte bile sayısız kabuslar görüyorum. Ama işte onlar mışıl mışıl uyuyabiliyor. Arkadaşlarının yanına gidince gülebiliyor. Ben de kaç defa denedim ama olmadı. Aşamıyorum bazı şeyleri malesef...

Sözün özü bu beden ve ruh artık çok fazla yoruldu. Artık başkaları yerine kendini dinlemeye ihtiyacı var. Bu yüzden de sanırım herkesle arama mesafe koymalı ve kimseyi beni üzecek kadar değerli hissettirmemeliyim. Son zamanlarda yaptığım öyle hatalar, yanlışlar vardı ki, ben doğru zannediyordum fakat birileri de yanlış olduğunu görmemi sağladı. Bu yüzden onlara teşekkür ediyorum. Artık bu seneyi unutma vakti. Bu senede olan biten olayları, kişileri unutup önüme bakma vakti geldi. Bugüne kadar bir şekilde götürdüm ama sanırım benim de Miladım yeniden yazılmaya başlayacak. Gönül isterdi ki, yeni Burak olarak kalmaya devam edeyim. Ama Yeni Burak oldukça sanırım kendimden vazgeçecek ve kendimden daha da fazla nefret edeceğim. Elveda 2019-2020 dönemi tanıdığım insanlar, elvada tanıdığım mekanlar, elveda gezdiğim yerler, elveda bir zamanlar her şeyim olabilecekken beni hiçbir şey olarak hissettirenler, elveda menfaatçiler, dedikoducular, ikiyüzlüler, yalancılar, ağzı bozuk insanlar, elvada insanları kullanıp çöp kutusuna deliksiz atanlar, elveda yüzüme gülüp arkamdan konuşanlar, elveda çok değer verdiğim insanlar. Ve en önemlisi de...

Elveda Yeni Burak, Hoşgeldin Eski Burak!

~THE END~

Ayağa Kalk!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin