Bu başlığı attım. Çünkü hepimizin belli bir döneminde yaşadığımız acılar, üzüntüler, sevinçler olmuştur. Benim de bu duygularım gece yarıları ortaya çıkıyor. İstemsizce düşünüyorum. Nereden başlasak bilemedim. Kim bilir doğduğundan bu yana ne zorluklar çekmişsindir. Ne zorluklarla büyümüşsündür. O zaman size hayatın içinden bir şeyler anlatayım. X adında bir delikanlı vardı bir zamanlar. Bu delikanlı Üniversite son sınıfta Yüksek lisans okuma hayali kuruyor. Hem de istemeyerek başladığı bölüme şimdi isteyerek daha da devam etmek istiyor. Biliyor ki üniversite'den önceki hayatında çok fazla zorluk çekti. Çocukken istediği hayallerin belki de çoğunu gerçekleştiremedi. Ama o hep inançlı idi ve asla pes etmedi. Biliyordu ki, bir yerlerde ona yardım edecek birileri vardı. İdealleri vardı X adlı delikanlının. Koşturmayı çok seviyordu. İnsanlara yardım etmeyi adeta kendine farz yapmıştı. Özellikle kız çocukları konusunda çok hassastı. Çünkü doğduğu gün 3 yaşındaki ablasını kaybetmiş olmanın hüznü her doğum günü onu yasa boğuyordu. Sonra Üniversite son sınıfta karşısına bir kız çıktı. Onunla bir süre arkadaşlık kurdular,Gel zaman git zaman zorlaya zorlaya 6 ay geçmişti. Tabi X adlı delikanlımız mezun olmuş, Yüksek lisans hedefini 1 yıl erteleyip bir Okulda Öğretmen olmuş. Yaşının vermiş olduğu o azim, çaba ve enerji ile sanki 10 tane X varmış gibi her yere koşturuyormuş. Dedim ya İdeal meselesi. Başını gece yastığa koyduğu her an,bugün ne yaptım? Yarın ne yapabilirim? Diye düşünüp duruyormuş. Üniversite bitince Yurtdışına gitme ihtimali varmış. Ama gitmemiş. Sebebi de önce kendi vatanıma faydalı olmalıyım imiş. Bu yüzden yüksek lisansından da puanları alsa da ilk sene gitmemiş. O, önce alt sınıflardaki öğrencilere ulaşıp düşünce yapılarını öğrenmek, durumlarını görmek, ve olabildiğince düzeltmek istemiş. Tabi kolay değil bu yol. Ama bizim X pes eder mi! İhtimal bile yok bu konuda. Okulundan baskıyı da görmüş, hayatında duymadığı ithamları, küfürleri burada duymuş. Sanki herkes öğrencilerden umudunu kesmişti. Okulda her baskı yedikçe daha da güçlenmiş. Ama belli etmemiş. Öldürmeyen acı güçlendirir misali, gitgide gücüne güç katmış. Onun amacı; toplumda var olan, yanlış bilinen doğrularla, doğru bilinen yanlışları şimdiden öğrencilere göstermek, onlara, aslında Öğretmenlerin de birer öğrenci olduğunu göstermek imiş. Hal böyle iken, rahatının bozulacağını anlayan Kimseler sizce köşeye çekilir mi? Tehdit, hakaret, azarlanma gibi psikolojik işkencelere maruz kalmış. Bu şekil devam ettikçe gitgide üzülmeye başlamış. Çünkü onu anlayan insanların orada değil, başka yerlerde olması onu üzüyormuş. Öyle bir zaman olmuş ki, arkadaş olduğu kız ile ayrılmış. Sebebi de Okula vakit ayırdığından kendisine vakit ayırmadığını ve ileride de böyle olacağını söylemesi imiş. Oysa ki, bizim X'in idealleri herşeyden önemli imiş. Bir nevi kendisine ya ben, ya da okul denilmiş. Bizim X ise okulu tercih etmiş ve bundan asla pişman olmamış. Ama bu tercihini yaptıktan sonra öğrencilerde kafasındaki projeleri uygulayamamak onu hayal kırıklığına uğratıyormuş. O, hem Kpss sınavına hazırlanıyor hem de geleceği olan öğrencilerini yetiştiriyormuş. Üstelik sırf yaşı genç ve diğer öğretmenlerden konum bakımından alt kategoride olmasından dolayı dışlanıyormuş. Bizim X Bey inat değil mi! Pes etmemiş devam etmiş. X bey hem kardeşini okutuyor, hem kendi sınavına çalışıyor, hem de öğrencilerine taze kan olmak için çabalıyordu. Her ne kadar maddi ve manevi olarak yıpransa da, öğrencilerine belli etmemeye çalışıyor, en zor anda bile gülmenin güzel bir şey olduğunu onlara gösteriyordu. Şimdi ise ne kadar kafası bir sürü soru işaretleri ile dolu olsa da, ne kadar baskı altında olsa da, ne kadar kötü ithamlar alsa da, şartlar ne olursa olsun, daima hayata pozitif bakmaya çalışıyor, kendisinden daha kötü durumda olanları biliyor, en azından Nefes alıp, bedeninin sağlam olduğunu bilmek ona güç veriyormuş. Şimdi sana soruyorum Ey okur! X adlı delikanlımız bu şekilde şu an hayatını devam ettirirken, bu kadar zorluk çekmişken, şu anlattığım şeylerin, aslında yaşadığı şeylerin çeyreği bile olmadığını düşünürsen, ve kendine bu durumda bile Asla pes etme diyebilen bir kişiyi az önce okuduğunu da bildiğime göre, sen neden pes ediyorsun? Dünya'nın kendisi çöplük iken, bir sürü kötü insan varken, senin gibi iyi insanlara ihtiyaç varken neden karamsarlığa kapılıyorsun? Neden olaylara sürekli olumsuz bakıyorsun? Ne olursa olsun şunu unutma sadece beynin yok! Yüreğin de var. Beyninin pes ettiği yerde yüreğini devreye sok. İnan,çabala, dua et. Sen bu kadar basit bir insan değilsin...
Unutma ki bu kadar zorlanıyorsan, demek ki arkasından kolaylık gelecek. Daima duygu ve mantık dengesini koru. Kalp kırma, üzme, birilerini kötüleme. Sana karşı yapılan kötülüklere kötülük ile karşılık verme. Bu seni aşağı seviyelere indirmez. Son cümlemde de X Bey'in bana, size iletmemi istediği cümleleri söylüyorum. " Ey beni dinleyen arkadaşım! Sen benim için çok önemlisin. Sen varsan ben varım. Ben senden güç buluyor ve mücadelemi sürdürüyorum. Hayatta omuzlarımda çok yük var. Zorlandığım zamanlar çok oluyor. Ama ben şikayetçi olmuyorum. Çünkü biliyorum ki, yalnız değilim. Sen bana güç veriyorsun. Ne olur yalnız bırakma beni! Jean-Christophe Grangé bir sözünde şöyle der:
'Sahip olduklarının tadını çıkarmayı öğren. Çünkü vaktini sahip olamadıklarının acısına ayırırsan tek üzülen sen olursun!" Sen de vaktini sahip olamadıklarına verdiğin hüzün ile değil, sahip olduklarına verdiğin şükür ile harca. Bu halde ben pes etmiyorken, senden en büyük isteğim Asla pes etme!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayağa Kalk!
Paranormal"Keşkeler" ile "İyi kiler" in savaştığı şu Dünya'da, en azından bu kitabı okurken her hikayesinde ayrı bir Benliğinizin farkına varacak, doğru bildiğiniz yanlışlar ile yanlış bildiğiniz doğruları bizzat kendiniz keşfedeceksiniz. Aslında siz, kendini...