~▪︎~
"Hey selam. Nette bir makale dönüyor görmüşsündür."
"Kim tarafından?"
"Polina'ydı galiba... evet o. Polina Petronovna"
"Benden araştırmamı istediğin kadın mı makale mi?"
"Her ikisi de~"
"Anlaşıldı."
"Ha Akutagawa, bir şeye daha var."
"Olur."
"Makalede geçen bir isim var. H.S. diyeydi galiba, neyse sen bulursun, onu da bir araştır. Ayriyetten özel ricam olucak...-"
"-Dazai-san..."
"Lütfen bir sır olarak kalsın olur mu."
"Bu biraz... neden böyle bir şey istiyorsun? Bir şeyler şüpheni mi çekti?"
"Hayır. Sadece elimde bulunsun. Anlarsın ya."
"Peki, tamam. Fazla temkinlisin... umarım sorun çıkmaz."
"Aramızda kalsın rica ediyorum~"
"Ağzımdan kaçırırsam sorumlusu ben değilim."
"Sen dikkatli birisin hadi ordan~"
"En azından nedenini bana söyle. Yani eminim bir sebebi vardır?"
"Yok, bu sefer bir sebebi yok. Sadece onu daha iyi tanımak istiyorum. Ancak ona sormak değil de araştırman benim için daha önemli."
"Anladım. Öğrenirse?"
"Öğrenirse, sorun değil. Amacım arkasından iş yürütmek değil."
"Ne zamandır tanışıyorsunuz ki?"
"Yani... uçağı kaçırdığım günden beri."
"Oh... anladım, tamam. Nakahara Chuuya hakkında tüm dosyaları incelerim."
"Bir tanesin~ iyi geceler."
"Aynen sana da~"
~•~
Bu konuşmayı hatırladınız mı...
O günün ertesi sabahı tüm dosyalar elimdeydi.
Hem şu H.S.nin kim olduğu, hem de Chuuya hakkındaki geçmiş dosyalar da dahil.
Önce şu H.S.nin kim olduğundan başlayalım. Sizlere okuduğum, makale ağzından gidicem:
Polina Petronovna'nın iddaları attığı yer bu geldiğimiz kumarhane.
Kumarhane olayı temizinden reddediyor.
Kumarhane zaten tek başına değildi, tüm bu müşteri kılığındaki pislikler...
Chuuya buraya girdiğinden beri beni çekiştiriyor. Herkes onu tanıyor olmalı, herkes diyemesem de tanıyanlar vardır, çünkü yakaladığım bakışlar son derece şaşkın bakışlardı. Müşterinin müşteriye şaşkın bakması ne kadar mantıklı?
Makalenin yazarı olan Polina Petronovna ile iletişime geçtiğimde H.S. nin görünüş olarak az çok neye benzediğini ağzından kaçırttık, ancak bir işimize yaramıycak.
Şu yaşlı kadını hatırlıyor musunuz? Gaz zehirlenmesi.
Kadının adı Aira Shi.
Makaledeki H.S. denen herif ile bir bağlantısı olduğuna eminiz.
H.S VİP bölüm harici dolandırıldığından ihbarda bulunabilmiş.
Ancak bir detay atlanıyor ki aile bunlar, uzak veya yakın. Yani ya bir hataydı, aynı aileden 2 kişiyi kumarhanede dolandırmaları (biri öldü lol) ya da intikam içindi.
İhbarda bulunma ve cinayet tarihleri bu çıkarıma uyuyor.
H.S. ihbarda bulundu, bunun karşılığında da Takimura Shi kumarhaneye çekilerek makul bir yolla öldürüldü. Adam zaten borç içindeydi, para kelimesinden sonra mantıklı düşünebildiğini sanmıyorum.
Ancak tam olarak öğrenemedik, kim bu Takimura Shi?
Ben dava esnasında yerimde durmayıp Miya-san, yani Departman 2'den bir müfettişi yardım etmesi için tehtid ettim.
Tehtid değildi ancak o kadar korkaktı ki, kendisi kabul etti, ricamı yani~
Yürütmesini istediğim araştırma Takimura Shi hakkında kilitli dosyalar. Yani Departman 2 tarafından, bizim için erişime kapalı olan dosyalar.
Miya-san kesinlikle izin vermezdi, ancak bu aptal müfettişi sisteme sokup belgeleri ele geçirdim. Ve o kısım çok sorunluydu, kafede toplandığımız gün getirilen bilgisayarımda her şeyi, birçok şeyi, güzelce ve derince inceleme fırsatım oldu. Şifreli olan dosyayı Akutagawa uzun uğraşı ardından kırdı. Kırılan şifre anlık olarak Miya-san'ın, şefin bilgisayarına uyarı yolladı.
Bunu önceden bilen Akutagawa sinyal kesici kullanarak uyarıyı engelledi.
Ancak Miya-san'ın öğrenmesine engel olamadık.
Departman 2 nerdeyse savaş alanına dönmüşken biz o gün, yani bugün, bu kumarhanede şansımızı ve tüm irademizi denemek için kılık değiştirdik.
Üye girişi gerektiriyorken Chuuya ile rahatça girdik. Chuuya fark edildiği esnada patron haberdar edildi ve bizi içeri aldırıp küçük oyun tekliflerini yaptılar, VİP bölümde kumar fırsatı~
Bu teklif göz boyamak için, Chuuya da biliyor ki amaç onu cezalandırmak veya sorguya çekmek. Öylece kaçıp aniden ortaya çıkması mantıklı değil, onu fırsatı kaçırmadan öldürmek isterler.
Takimura Shi'ye dönersek. Bu heriften önceki kurbanların bir olayı yok, yeni kurbanlar ise aynı amaca hizmet etmek içindi. Balık avı, para borsası.
Polislerden bile üstünlük kazandıkları bu balık oyununda gönüllerince eğlenmek için hiçbir engel göremediler.
Özel mülk huh... siktırın ordan, yırtık donlu herifler.
Ben haberlere vererek gerçekten düşman örgütlere mesaj yollanmış olabildiğini düşünüyorum.
O kısımları az çok lavuk eşliğinde inceledik.
Ruletlerin her daim kırmızı geldiği bu kumarhanenin sayısız düşmanı var. Ancak ilgi çekici değiller. Ve öğrendiğim kadarıyla patronların yüzünü hemen hemen hiç kimse görmemiş. Yalan tabi. Neyse.
Ayyaşların bile ağzından bu konuda laf alamayınca pes ettik mecburen.
Chuuya ilk kurbanlar hakkında ne düşünüyordu acaba... ilk öldürülenler...
Ah, her neyse devam edelim ana konumuza... kunarhanede sıkıştım.
Daha fazla anlatıcak halim kalmadı...
Akutagawa şu anda kameralara erişik ancak Chuuya ortada yokmuş.
Kulağındaki kulaklık bağlantı kesikliğinden çalışmıyor...
Bedenim uyuşuk, içerideki müşteri kılıklı herifler oyunlarına umursamadan devam ediyorlar. Detektif olduğumuz anlaşılırsa sorun olur. Olası bir çatışmada burası ztn kırmızıya boyanıcak, tüm ruletler, tüm kartlar...
Ekip ile iletişimde kalıp olduğum yere çöker vaziyette durdum.
Şu saniye elimden bir şey gelmez, destek ekibinin varmasını bekliycez.
▪︎Yürüdü, yürüdü ve attığı her adımda her zerresi titredi.
İçerisi boştu, tamamen boştu.
Tanıdık gelen duvarları incelerken bir masa dikkatini çekti.
Masaya kadar eşlik eden korumalara nefretle, iğrenerek baktı.
Masaya yaklaştı ve kıpırdamadı."Otur lütfen."
Oturmayı istemiyordu, yine de buna mecburdu, buna kendisi bulaşmıştı.
Sandalyesini çekip üzerine karşısındaki adamdan gözünü ayırmadan oturdu.
Adamın gözlerine bakarken tek bir şey bile hissetmeyen Nakahara Chuuya, sessizliği tercih edip tek kelime etmedi."Nasılsın evlat."
Adam yavaşça kafasını kaldırdı ve gözlerini adice öteki mavilere dikti.
"Görmeyeli uzun zaman oldu. Yurt dışına gittiğini sanıyordum."
Masaya huzurla eğilen adam çenesini elleri arasına aldı.
"Saçlarını uzatmışsın, peruklarından daha güzel duruyor."
"Sohbet etmeye gelmedim."
"Öyleyse neden geldin? Ne diye şu kapıdan içeri girdin?"
"Bırak ciddiyetsizliği, neden geldiğimi bilmiyorsun gerçekten değil mi, sanki beni buraya sen çağırmamışsın gibi."
"Seni çağırmak istesem arardım evlat?~"
[Chuuya'nın ağzından]
Şu masada oturmak bile beni germeye yetiyormuş. Çok hissizim ona karşı. Ağzımı açmamayı, daha fazla konuşmamayı istiyorum.
"Beni özlemediğini düşünmeye başlıyorum. Sohbet etmiycek misin benimle?"
"Beni kumar masasında beklediğine bakılırsa, konuşmaya değil oynamaya niyetlisin."
"Biricik oğlumla kumar keyfi ha? Peki seni kırmıycam, ancak önce gerçekten biraz hasret giderelim. Konuş hadi benimle, seni Shinanzaku'ya verseydim konuşturmasını bilirdi. Sana öfkeliler. Ancak bunu yapmıycam, seni bizzat ben dinlemek istiyorum."
"Neyi duymak istiyorsun?"
"Ne diye kaçtın, nasıl kaçtın, ihanet, nasıl ihanet ettin, utanmadın mı?"
"Ne utanması, katilsin sen, iğrençsin, sen utan!"
"Saygısız. Seni patron koltuğunda hayal ediyordum oysaki."
"Asla kabul etmezdim!"
"Öyle mi, çok asabisin Chuuya, acımasızsın. Nasıl oldu da korkmayı başardın ve kaçtın anlamıyorum."
"Ölümler... bunlar..."
"Fazla şiddet, fazla kan! Ne bekliyordun? Yazılan borç senetlerini silerek müşterilere yardım edildiğini mi, ne kadar iyi kalplisin Chuuya~"
"Yeter, konuşma, midemi bulandırıyorsun."
"Asıl sen, benim midemi bulandırıyorsun. Bir baba olarak, evlatlarımın yüz karasısın!"
"Kapa çeneni! Katil!"
Cebinden bir şey çıkarttı, ancak tam göremedim ne olduğunu. Masaya sertçe indirdiği şeyin antika bıçaklarından olduğunu anlamam uzun sürmedi. Hemen dibimdeki bu bıçak, belki de sonumu getiricekti.
"Sorularıma cevap ver. İhanet ederken bunların bir gün yaşanıcağını biliyordun, kendini hazırlamışsındır~"
"Sana söyliycek tek kelimem yok ."
"Ne mutlu bana, güzel gözlerinle bir ömür mutlu yaşıycam."
"Adi piç!"
Korumalar beni tutarken kartlar masaya bırakıldı.
"Aşina olduğun bir oyunla başlayalım ha? Ne dersin evlat."
"Kazansam da beni öldürüceksin iğrenç herif!"
"O halde zaman kazanmaya bak~"
Adi herif...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çatlak
Mystery / ThrillerBıkkın bir adam ve tükenen zihin duvarlarının içi. Gizem/Polisiye Kapak tasarımı bana ait. Artist??? [Soukoku] Bu kitabı yaşatın, zihninizin bir köşesinde her daim hatırlayın, buna ihtiyacım olucak♡