11

156 18 46
                                    

Otel odasında tavanı seyreder şekilde uzandım koltuğa.
Başım ağırlaşmış ve sinirimi bozuyor olsa aldırmadım.
Chuuya ile kafeden döndük, otele uğrayıp duş almak istedi.
Tachihara'nın eşliğinde ölen kurbanların ailelerini ziyarete gidicez.
Bunu departman 2 geçmişte yapmıştı ancak beceriksizler derken genel ofisten bahsediyordum.
Ölen 3 ailenin ziyaretini yapmakla vakit kaybetmeyip onları Tachihara lavuğuna vermeliyim. Üstesinden gelicektir~
Aklıma takılan bir soru vardı... ama yakın zamanda öğrenicez gibi duruyor.
Kishou-san ile konuşup hükümsel soruşturma izni aldık ve otelden ayrıldık.
Araba fazla güzel~
Ama başım bir türlü düzelmiyor...
Sürücü koltuğuna geçtim.
Chuuya yüzüme bakıp duruyor.
Ne o sivilcem mi çıktı acaba...

"Ne oldu."

"Hm?"

"Yüzümde bir şey mi var?"

Elimle yüzümü yokladığımda gülümseyip beni durdurdu.

"Hayır hayır, sadece.. fazla yorgun gibisin."

Tamam keşke sormasaydım...

"Hep böyleyim..."

"Oh afedersin."

"Dert etme. Daha beterlerini de duydum. Yaşayan ölü, uyuşuk torba, tembel teneke..."

"Hepsini de Michizou-kun söylemiş gibi duruyor."

Bingo~

"Nerden bildin?~"

"Hiç. Aranız gergin gibi."

Nasıl fark etti ya... o kadar fark ediliyor mu (!)

"Bizim mi? Yok hayır, hep böyleyizdir. Oldu olası sataşırım ona."

"Evet orasına.. şahit oldum.."

Ne yaşamış olabiliriz ki o lavukla.
Anlatılıcak bir tarafı yok, sadece emirlerimi pek umursamaz.

"Yine de sever beni, yani umarım... bir ara üstüme araba sürmüştü... ama iyi aramız, dert edilicek bir şey yok emin olabilirsin."

"-Nasıl olabilirim... sen nasıl oldun...?-"

Galiba şu soldaki ev olmalı...
Tamam şuraya park edicem.

"Ne dedin? Duymadım. Fazla işlek bu cadde."

"Önemli değil, varmadık mı diycektim.."

"Hm?"

"Varmadık mı diycektim.."

"Dalga geçiyordum, geldik işte."

"Ah..."

Bahçeden girip tanıdık ismi görünce zili çaldık.

"Takimura Shi. Katil 2'nin ilk kurbanı."

"Diğer aileler?"

"Onları Michizou hallediyor. Görev dağılımı yapmanın vakit kazandırıcağını düşündüm."

"Oh haklısın. İyi fikir."

Kapıyı açan olmadı.
Silahımı çıkartıp beklemeye başladım.

"Galiba boş.."

"Hayır değil..." (dazai)

"...Huh?"

"Kim tüpü açıkken evi terk eder ki? Tuzak kokusu..."

"Hayır bu tüp.. kokusu..!..."

"Hassktr..."

"Kaçmamız gerek..¡"

Bu kadar kolay olmaz...
Geldik baktık kokuyu aldık ve kaçtık öyle mi?
Sanmıyorum.
Bu davayı ilerletebildiğim kadar ilerleticem.
Herhangi bir hamle yapmadan önce evin güvende olduğundan emin olmalıyım.
Ev güvende olursa çevredeki insanlar da güvende olur.
Orasını Chuuya halletmeli, bu sayede onu uzaklaştırırım..
Beraber ölüceğim bir yoldaş bulmuşken tek ölücek gibiyim... şansıma tüküreyim.

Çatlak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin