Belim ağrıyor... Duş alabilir miyim!?....
Ah...
Ayağımdaki kadın ayakkabılarını çıkarttım. Bileklerim de ağrıyor.
Akutagawa ve diğerleri sıradaki emrime kadar kendileri haraket edicek ve destek ekibini bekliycekler.
Tam bunu düşündüğüm esnada kahpenin evladı köşeyi döndü.
Hızlı hızlı adımlıyor.
Düşünücek halim yok zaten.
Ona tiksinirken baktığım esnada beni yakaladı ve gülümseyip bana doğru yöneldi.
Dibimdeki korumayı öldürmek istiyorum, ancak silah çekersem çok büyük sorunlara yol açar.
Mecbur kalmadıkça kimliğimi ele vermiycek, halledicez her şeyi...
Adamların kameralara sızdığımızı anlamaları imakansız.
Akutagawa'nın getirdiği şu bellek tahmin ettikleri gibi bir şey değil.
Sakin ol Daz, henüz değil...
Yüzünü yumruklamak istesen de durmalısın, yapmalısın etmelisin.. falan filan."Merhabalar. Sayın detekt-.."
"!"
Kahpe
"Ah afedersiniz, hanfendi~ size bir şeyler ısmarlamama izin verir misiniz acaba?"
Ne halt ediyor bu?
Evet bu benim için spesifikleşmiş bir soru cümlesi.
Daha çok karşımdakine; devam edersen eğer seni birazdan s*kicem, mesajı iletiyor.
Kalkamadığımı görünce dibimdeki korumayı kenara çekti ve elini centilmence uzattı.
Centilmen'i söylerken sinirleniyorum çünkü bu kahpenin evladı tam bir yavşak.
Elini tutup ayağa kalktım.
Ayakkabımı elime alıp onunla yürüyceğim esnada koruma tereddüt ederek atlamıştı."Ace-sama üzgünüm ancak patronun emri, o kadının burda beklemesi gerekiyor."
"Aynen evet. Patronun yeni bir emri var, bu kadını bana hediye etti ve sizin geri çekilmenizi istiyor. Kaybol şimdi."
"..."
Seni küçük yavşak.
Çok sövüyorum bu adama, çünkü pisliğin teki ve saygımı hak etmiyor.
Korumanın söyliycek bir şeyi kalmayınca Ace beni kolumdan tutarak yürütmeye başladı.
Beni merdivenden çıkartıyor..."Nereye... Dursana adi pislik."
"Sh"
"Sana hediye öyle mi, nah bile çekmem o iğrenç suratına."
"Sus ve yürü detektif."
"Ne halt ediyorsun, dur tahmin edeyim, yardım etmek mi istiyorsun? Neden gidip köşede kendini sikmiyorsun,,"
"Saygı karşılıklıdır bayı-... bayan-?"
"ERKEĞİM ULAN BEN"
"Her neyse. Eğer saygı göstermez isen saygı da görmezsin. Eğer uyum sağlamaz isen göze batarsın. Eğer bana itaat etmezsen o bandajlı boynunu kırarım."
Ne diyceğimi bilemeyip silahımı çekmek için atıldım.
Sinirlenmiş, aynı zamanda zaten onu öldürmek istediğimden aklıma ilk silah gelmişti.
Silahı çekerken düşürmekten korktum...
Bitkinim ve bu gibi anlarda hissizleşen bedenim zor kavrıyor cisimleri... şaşırtıcı değil ne yazıkki"Bu saygısızcaydı... Dazai-kun"
"Nereye götürüceksin beni?"
"Demek gelmeye karar vericeksin?~ sus ve takip et, kamera odasına gitmemiz gerekiyor."
"Ne?"
"Açıklayamam, oraya gidince anlarsın"
"Çekiştirme beni. Yürü önden!"
"Bana böyle silah doğrultursan seni hiçbir yere götüremem sayın detektif~"
"Eğer yürümezsen seni gebertirim, bay kahpe"
"..."
"Yürü şimdi ağzına tükürmeyeyim.."
"Ayb"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çatlak
Mystery / ThrillerBıkkın bir adam ve tükenen zihin duvarlarının içi. Gizem/Polisiye Kapak tasarımı bana ait. Artist??? [Soukoku] Bu kitabı yaşatın, zihninizin bir köşesinde her daim hatırlayın, buna ihtiyacım olucak♡