25

465 24 3
                                    

Yepsyeni bir bölüümm!
Oy vermeyi unutmayın canımlar...

-----

Gözlerimi hafifçe araladığımda başucumda gözleri belermiş bir şekilde bana bakan ve üzerinde hâlâ takımımızın forması olan Melih'i gördüm. Gözlerinde sevinç vardı, rahatlama vardı... Benim bedenimde ise açılmış bir damar yolu ve sırt ağrılarım vardı.

Önce koluma baktım sonra gözlerime çarpan hastane ışığı yüzünden gözlerimi kıstım. Melih söze girdi.

"Kar tanem, iyisin değil mi? Doktoru çağırayım mı?" dediği sırada kapıya yöneldi.

"İyiyim, iyiyim." derken sesimin kısılmış olduğunu farkettim.

Melih elini yanağımda gezdirdi emin olmak istercesine. Yüzüme bir gülümseme kondurdum, zaten bu adamın karşımda bulunması bile beni iyi hissettirirken kötü olmam imkansızdı.

"Ben yine de doktoru çağırayım, iyi olup olmadığını o da söylesin. Olur mu?" dedi derin bakışlarını gözlerimde gezdirirken.

Başımla onu onayladım ve odadan çıktı. Hemen yanımdaki komodinde duran telefonuma ilişti gözüm. Zorlanarak da olsa aldım, birkaç uygulamadan gereksiz reklam bildirimleri vardı. Bir de whatsapp'dan, maç başlamadan hemen önce yazan, yabancı numaradan bildirimler vardı...

Mesajı açmadan önce numarayı "y.n" şekilde kaydettim. Profil fotoğrafı yoktu, hakkımda kısmında ise "hayırlısı" yazıyordu. Şakacı bir tip olsa gerek. Ne güldüm anlatamam.
Merak ve gerginlikle mesajları açtım.

Y.N: Maç boyunca seni izledim.

Y.N: Güzelliğin izlenmezse boşa giderdi, maçı izlemeye gelenler seni görmezden geldi herhalde.

Y.N: Halbuki herkesten güzelsin.

Y.N: Bu güzelliğin gün sonunda yere serilmesi beni çok üzdü gerçekten.

Y.N: Sen yerlere değil göklere layıksın.

Y.N: Bir kuş kadar narin, bir kelebek kadar naifsin.

Y.N: Seni ilk gördüğüm gün dedim,

Y.N: sen benimsin...

Okuduklarım karşısında şoka uğradığım için elim istemsizce açılan ağzıma gitti. Tüm bu mesajlar içime anlamsız bir korku salmıştı, her anımı izleniyor gibi hissetmemiştim şimdiye kadar ama her anım izleniyormuş. Tedirginlikle telefonu kapatıp komodine tekrar koydum. Tam her şey rayına oturuyor derken raylardaki tren hızla bana geliyordu sanki.

Duvara dalmış gözlerim bir anda kapıya yöneldi. Melih ve doktor gelmişti bile. Doktor bey hızla söze girdi.

"Bedenini çok yormuş, demir eksikliği de mevcut. Bayılmasının ardında bu var yani. Onun dışında bir problem yok. Yazacağım demir takviyesini alıp dinlenmelisiniz." Melih bana gülümsedi ben de aynı şekilde karşılık verdim.

"Teşekkür ederiz doktor bey," dedi minnettar bir tavırla doktora karşı.

Sonrasında doktor başıyla onayladı onu, bir yandan yatağın ucundaki masada bulunan belgelerime bakıyordu. Belgeleri inceledikten sonra serumuma göz gezdirdi, henüz bitmediğini gördü.

"Serum bitince taburcu olabilirsiniz, geçmiş olsun," dedi ve ağır adımlarla odadan çıktı.

Melih yatağın kenarına oturup ellerimi kavradı. Büyük, damarlı ellerinin arasında ellerim kayboluyordu. Genelde soğuk olan elleri şimdi benim ellerimi ısıtıyordu. Aramızdaki ten rengi farkı da dikkatimi çekmişti bir anlığına.

Derin derin gözlerimin içine baktı, yüzüme düşen saç telini kulağımın arkasına attı. Bir şeyler söyleyecek gibiydi fakat bunun zamanı olmadığını düşünen bir hâli vardı. Yüzünden anlaşılan bir sıkıntı vardı.

"Ne oldu Melih? Bak iyiyim, şimdi ve sonra, seninleyken her zaman iyi olacağım. Endişen sona ermedi mi?" diye sordum merakla.

"Yok bir şey kar tanem. Sen dinlenmene bak." deyip sahte bir gülümseme kondurdu yüzüne. Bir şey olduğu apaçık belliydi ama üstelemeyecektim. Bana zamanı geldiğinde anlatacağına emindim, ona güveniyordum.

Serumum bittiğinde taburcu oldum Melih beni eve bırakmak istemedi Emir'in dedesinin evine götürmeyi teklif etti bir daha böyle bir şey yaşanır endişesiyle. O kadar ısrar etti ki kabul ettim. Şimdi ise galibiyetimizle gururlanan basketbolcularımızın coşkulu sevinçlerini dinliyordum yeşil pufta oturmuş bir şekilde. Melih de mutfakta bana ve kısılan sesime iyi gelmesi için ballı papatya çayı yapıyordu.

"Ben demiştim bu maç bizde diye." Dedi Yusuf.

"Takım ismine tribünde karar vermen harika olay yalnız yen- Berfu bacım." Diyerek güldü Emir, Yusuf da kıkırdayıp onu onayladı.

"Soylu Basket Takımı... Kırmızı-siyah formalarımız kadar asil bir isim Berfu." Dedi Berkay.

"Sizin kadar asil olmasa da formalarınız kadar asil bir isim buldum en azından sevgili takım."

Kendimle ilk kez gurur duyuyordum, sahaya çıkıp oynayan ben değildim belki ama onlara destek olmak antrenmanlarla onları hazırlamak bana bir şeyleri başardığımı hissettirdi. Bir şeyleri severek yapabildiğimi anladım.

"Bu arada, maçta gerçekten bir harikaydınız. Yaptığım tezaüratların hepsinin hakkını verdiniz kısılan sesime değdi be koçlarım benim koç bunlar koç koç!" Kısılan sesimi unutup bağırmaya çalışmıştım, birkaç kez on yıllık sigara kullanan dedeler gibi öksürüp kendime geldim.

Melih ballı papatya çayımı hazırlamış ve bana doğru getiriyordu. Ordan söze Emir gevezesi girdi,

"Oooo kardeşim mutfağa da mı girermiş! Hanımcı olacak ya bu kanında var." Bu cümleleri sarf ettiği an Melih'in öldürücü pörtlemiş gözleriyle kesişti gözleri. Tırsıp 'ben susuyorum' işareti yaptı.

Çok güzel, sıcak bir aile ortamımız vardı resmen. Yarın hep birlikte Arif hocayla kazanmamızın şerefine yemek yemek için harika bir mekana gidecektik. Arif hocanın bize böyle bir sözü var, Emir'in ısrarları sonucu gideceğimiz mekana o karar veriyor. Umudumuz bizi pavyona götürmemesi yönünde ama ondan beklediğim tek yer orası.

Tartışmalar, gün değerlendirmeleri, kazanılan maçın kritiği, gün içinde yaşanılan her şey hatta benim kazandıktan sonra bayılmam bile konuşulduktan sonra Miraç'a büyük minnettarlığımızı dile getirdik. Umut oynayamadığı için üzgündü ama kazanmamız onu mutlu etmişti bu yönden üzgün olmaması beni rahatlatıyordu.

Miraç'ı evine uğurladıktan sonra hepimiz güzel bir uyku çekmek için gözlerimizi yumduk. Ben uyumadan önce hep yaptığım gibi Melih'i düşündüm.

Acaba o da beni düşünüyor mudur?

__________

Bölüm sonu...

Nasıldı?

Sonraki bölümdeki mekanı tahmin etmeye çalışabilirsiniz.

Oy vermeyi unutmayın minnoşlarım! ^^

Sonraki bölümde görüşürüz... (kim bilir ne zaman )


Möhkemmel Bir Sevda | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin