27

374 17 3
                                    


Hışımla Özgür'ün evine gitmiştim fakat evde yoktu, ben de her zaman takıldığı mekana uğradım orada bulurum umuduyla.

Mekanın balkonunda, sağda en köşede sigara içiyordu, beni farketmedi. Büyük adımlarla yanına gittim. Sigarasından aldığı son nefesi veremeden, beni gördüğünden olduğunu düşündüğüm, bir öksürük çıkıverdi ağzından.

"Sen psikopat manyağın tekisin!" diye bağırdım titreyen sesimle.

Mekandaki herkes bize dönmüş şaşkınca bakıyordu, o bakışları hissediyordum. Bir garson veya güvenlik yanımıza gelmeden önce onunla dışarı çıkıp onu bir güzel pataklamak istiyordum. Sen kim köpek, benim arkadaşıma motorla çarparsın lan?!

"Kalk, beni takio et ve burdan az zararla kurtulalım." dedim daha sakin bir ses tonuyla.

Hemen ardından arkamı döndüm, Melih girişte etrafına bakınıyordu. Bizi görmesi saniyeler aldı, Özgür kalktı ve benimle yürümeye başladı. Şu an Melih'le Özgür'ün bu ortamda kavga etmemesi kaçınılmazdı. En az hasarla kurtulmak için müşterilere yöneldim.

"Sayın insanlar, lütfen mekanı boşaltın burada kötü şeyler olacak, sonra demedi demeyin he." garip bir cümleydi fakat insanlar Melih'in yeri sallayan adımlarına şahit olduktan sonra gerçekten korkmuş bir şekilde mekandan birer birer kaçıştılar.

Melih yanımıza geldiği ilk saniyeden Özgür'ün yüzünün sol tarafına bir yumruk attı. Bunun üstüne Özgür suskunluğunu bozdu.

"Ne istiyorsun be! Ben de elimi kaldırırsam çok ağır sonuçları olur ona göre." dedi. Bu sözden sonra Melih'in gözlerindeki kızgınlık ateşi harlandı ve durmaksızın Özgür'e yumruklar atmaya devam etti. Özgür yerde, Melih ise onun hemen üzerinde hırslı bir şekilde yumruklar atıyordu. Ben mi? Ben çekirdeğimi almış olanları izliyordum, haketti pezevenk napalım.

Çok geçmeden güvenlikler geldi ve Melih'i kollarından yakaladi, Özgür kan içindeydi ama ayağa kalkabilecek gücü de vardı.

Tüm olanlardan sonra bir mesaj bildirimi aldım tabii ki tahmin ettiğim kişidendi. Ardından Melih mekana verdiği zararı ödedi ve Özgür şikayetçi olamadığı için işler polise kadar gitmedi. Tüm hırsımızı temiz bir şekilde almıştık. Az bile yaptı yiğidimm.

Melih, Emirlere gitti ben ise kendi evime. Sonuçta her zaman onlarla olamam.
Kapı kilidini açtım, çantamı kapının kenarına koyup salondaki koltuklardan birine kuruldum. Yorulmuştum, açıkçası Melihleyken hissetmiyorum da onsuzken yorgun ve eksik gibiyim.

Uzandığım yerden telefonuma baktım, bildirimi tamamen unutmuşum.

Y.N: Sanırım korkma vaktin gelmiş de geçiyor küçük kız :)

Berfu: Elindeki fotoğrafların tamamını silmeni rica ediyorum kim olduğunu bilmediğim kişi.

Y.N: Bir şartla bebeğim

Y.N: Bana benim istediğimi vermelisin.

Berfu: Neymiş o ?

Y.N: Melihten ayrıl

Y.N: Melihe dair her şeyden vazgeç

Y.N: Yoksa fotoğraflarını sosyal medyada göreceğini söylemiştim zaten

Dona kaldım, henüz 2 gün bile olmamışken ayrılmam gerektiğini söylüyordu. Kendimden çok sevdiğim adamdan uzaklaşmalıyım, onun da benim de iyiliğim için sonuçta yapmalıyım fakat gerçek aşk dediğin bir kez gelir... Dünyanın öteki ucuna bile gitsem onun gibi bakan ışıltılı gözler göremem, onun kadar düşünceli, naif, korumacı, kibar bir adam asla bulamam. Melih benim kaderim, hissediyorum o benim tek gerçeğim...

Düşüncelerimden ötürü gözlerim dolmuştu, doğrulup balkona çıktım. Yüzümü gökyüzüne çevirdim ki göz yaşlarım akmasın. Her zaman olduğu gibi gülmeye çalıştım ki ağlamayayım fakat yine başaramadım. Yine ağladım. Elimde telefon, odama geçtim. Yatağıma oturdum ellerimle bacaklarımı sardım ve ağladım. Bir çocuk gibi, hiç kimsenin olmayışının rahatlığıyla sesli ağladım.
Ve yine bir bildirim daha geldi.

Y.N: Ağlama küçük kız, bu gençlik aşkları gelip geçici

Y.N: Dostluklar kalıcıdır

Y.N: Kendini yıprattığına değmez

Berfu: Sen...

Berfu: Çok kötüsün.

Y.N: Normalde herkes beni çok sever yahu

Y.N: Sende ters tepti herhalde

Y.N: Enerjimiz uyuşmadı diyelim

Berfu: Enerjini de seni de... (Bu mesaj silindi)

Y.N: Sana yarına kadar mühlet

Y.N: Yarın akşam 8de ayrılmış olursan her şey senin için daha güzel olur.

Y.N: Yoksa hayatın zehir olur. :)

⏳⏳⏳

Bütün gece ne yapacağımı düşündüm.
Kararım ne yazık ki son an'a kalmıştı. Melihe mesaj attım.

Berfu: Hemen bizim evin ordaki parka gelir misin?

Berfu: Önemli bir şey konuşmalıyız.

Melih: Tabii ki hayatım

Melih: 5 dakikaya oradayım

Melih gelene kadar salıncakta sallandım, yüzüme doğru esen rüzgar iyi hissettiriyordu. Melih geldiğinde ayağa kalktım ve bankı gösterdim. İkimiz de oturduk, ben konuşmaya başladım.

"Melih, ben seni çok seviyorum."

Güldü ve sanırım utandı, "önemli bir şey söyleyecektin bu muydu canım sevgilim?"

"Melih ben ayrılmak istiyorum" dedim ve başımı ellerimi tutan ellerine doğru çevirdim. Elleri soğuklaştı, eminim ki gözleri de dolmuştu benimkiler gibi.

"Beni çok sevdiğini söyledin, ben de seni çok seviyorum biliyorsun. 2 yılımın her saniyesinde seni çok sevdim. Sevmeye devam etmek için de koca bir ömrüm var. Neden?"

Konuşmadım, önce ellerimi ellerinden çektim sonra ayağa kalktım ve öylece gittim.

Üzgünüm sevgilim ben buna mecburdum...

-----------------------

Oy vermeyi unutmayın aşkolarrr!

Sonraki bölüm 3 aya kalmaz gelir.. herhalde. Jshdhs

Umarım gelir.

Hadi bye!

Möhkemmel Bir Sevda | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin