Keyifli okumalar...
Çınar'ın ağzından...
"Neden, niye sordun?"
Kerem"Caner ile konuştuk. Emir ve Mete en kısa sürede oraya geliyorlar."
Hsktr... Mete'ye ve Emir'e bunu cidden yapacaklar mıydı, iyi de onlar bunun üstesinden gelebilir mi ki? Gerçi yaşları da baya geçti. Ben ne diyom aq!?
"Kerem, ne dediğinin farkında mısın? Eğer buraya gelirlerse geri dönüş şansları yok biliyorsun değil mi?"
Kerem"O kadarının bizde farkındayız büyük kuş! Bu olayı yeteri kadar erteledik zaten.. Çok daha önce oraya gelmeliydiler ama geç olması bir şeyi değiştirmez. Hızlı eğitime sokun."
"Hızlı eğitim mümkün ama bunu kaldırabilirler mi emi-"
Kerem"Kaldırmak zorundalar, o kadar!"
Yüzüme kapanan telefon ile küfürleri sıraya dizmeye başladım. Bu onlar için iyi olacaktı evet bunun ben de farkındayım ama bu hiç ama hiç kolay olmayacak. Hele ki bu ruh hali ve hızlı eğitim ile... Umarım başlarına bir sakatlık gelmez.
Elif ne yaptı acaba..? Bir şey gelmemiştir umarım başına. Ya geldiyse, ya sırf ben onun gitmesine izin verdim diye başına bi iş geldiyse? Allah'ım ben ne yaptım!?
"Hayır..."
Diye bir kelime çıktı ağzımdan istemizce.
"Yine olmaz..."
Derken merdivenlerden hızla aşağıya inmeye başladım. Buraya en başından gelmemeliydim. Neden onu aramak yerine buraya geldim ki salak gibi!
Kendime kızarak hızla aşağı indiğim merdivenlerin sonunda karşıma çıkan alt rütbedeki kadın ile karşılaştım. Bana şaşkınca bakan kadın bir anda ciddi ve soğuk kanlı bir tavır ile...
..."Efendim, bir sorun mu vardı!?"
Soruyu gayet soğuk kanlı bir tavır göstererek sorması nasıl buraya kadar geldiğini açıklıyordu.
"Hayır, bir sorun yok. Sen neden buradasın, çömezler durdular mı? Bu kadar çabuk mu?"
..."Hayır efendim, diğer Anka kuşları kendilerinin çömezler ile ilgileneceklerini söylediler ve gitmemi emir ettiler."
Sözünü bitirdikten sonra gitmek için hamle yapan kıza baktım. Hüzünlü duruyordu. Elif burda olsa ona yardım ederdi belki de.. diye geçirdim içimden. Gitmek için hamle yapan kadının kolunu tuttum ki bir hamle ile elimi bileğimden büküp ters çevirdi. Bu hamleyi yaptığı gibi kolumu bırakıp benden bir iki adım geri çekildi. Doğrusu çok kusursuz bir şekilde beni etkisiz hale getirmişti. Ters çevirdiği bileğimi tutarak ona baktım. Bana endişeli bir şekilde bakıyordu ve yine gözlerimin içine bakıyordu. Bu kız ecelini falan arıyor galiba. Bana baktığını birisi görürse eğer hayatı biter. Başını hemen öne eğen kadın tek düze bir ses ile konuşmaya başladı...."Afedersiniz... Refleks"
"Demek refleks...? Adın neydi senin?"
Sorduğum soru ile tedirgin bakışlar ile bana bakan kadın tekrar başını öne eğdi. Yine yüzüme baktı, dalga mı geçiyor bu? Şu an kesinlikle bana yalvaracak, herzaman olduğu gibi...
..."Adım Lila, efendim."
~~~~
Elif'in ağzından...
Tolga"Bunu yapmak istediğinden cidden emin misin? Geri dönebiliriz, hem ben sana yardımcı olurum."
Derin bir nefes alıp üf ledim. Yeter der gibisine Tolga'ya bakıp emliyet kemerini çıkardım.
"Bak bunu yapmak istiyorum ve yapacağım da.. tamam mı Tolga? Biliyorum bir sorun çıkmasını istemiyorsun ama belki de bu sorunlarımızın sonu olur."
Bana hafif tebessüm ederken gözleri kısılan Tolga hemen yüzünü başka yöne çevirdi. Aga bu çocuğun özgüven sorunu var. Hani kesin yani, neyse sonra onunla da ilgileniriz. Arabanın kapısından indiğim gibi Tolga da beklemeden arabadan indi. Buraya gelmeden önce telefonda konuştuğum kişi sözde kapının önünde bizi bekleyecekti ama ortalıkta kimse gözükmüyor. Hafif bi etrafı kolaçan ettim. Bu mahalleden şimdiden nefret etmiştim doğrusu. Her ne kadar çoluk çocuğun koşuşturup top oynadığı, gençten yaşlıya herkesin gülüp eğlendiği bir yeri anımsatsa da tamamen farkı bir yüzü olduğu çok bariz ortadaydı.
..."Küçük hanım?"
Duyduğum ses ile yanımıza ne zaman geldiğinden dahi emin olmadığım iri kıyım bir adam bana hafif bir baş selamı verdi. Öne eğdiği başını kaldırırken Tolga'ya ufak bir bakış attı. Tolga'ya döndüğümde ise karşımızda duran adama ters ters bakıyordu.
..."Küçük hanım, Fırat ben. Baba'nın sağkoluydum zamanında. Allah rahmet eylesin.."
"Amin."
Derken kelimeyi ağzımda geveleyip göz devirmiştim.
Fırat "Buyrun Küçük hanım, Barış Abi sizi bekliyor."
Sözlerini bitirdikten sonra arkasını dönüp yürüyen Fırat ile hemen Tolga'ya baktım. Bana başını hafifçe sallayıp Fırat'ın peşine takıldı. Ben ise Tolga'nın hemen arkasından yürümeye başladım. Dar bir sokak arasından geçtikten sonra karşımıza çıkan çift kapı ve bir grup adam ile birlikte hepimiz durduk. Beni görünce herkes ayağa kalkıp selam verirken kapı başına zaten ayakta duran iki kişi bizim için kapıyı açtı. Ufak bi tedirgin olsam da Tolga'nın elini omuzuma atması ile ona baktım. Bana, sakin ol ben varım der gibi bakıyordu. Derin bir soluk alıp içeri ilk adımımı attım. Fırat hemen iki adım önümde yürürken biz de onu takip ediyorduk. Koridor boylu boyunca kapılarla doluydu ve koridorun sonu ise kapısı olmayan ofis misali bir yere açılıyordu. Koridorun sonuna vardığımızda ahşap masaya oturmuş bazı dosyaları kurcalayan lacivert, takım elbiseli, gözlük takan bir adam vardı.
Fırat"Barış abi, Küçük hanım geldi."
Başını evraklardan kaldıran adam bana ve Tolga'ya bir bakış attıktan sonra konuşmaya başladı.
Barış"Eyvallah Fırat, sen çekilebilirsin artık."
Fırat başını eğdikten sonra hemen arkasına dönüp koridorun sonuna doğru yürümeye başladı. Bu adamın yürüyüşü neden bilmem gözüme hoş gözüktü. Bunun üzerinde pek durmadan hemen önüme döndüm.
Bu Barış dedikleri adam bizim telefonda konuştuğumuz kişiydi. Bunu ses tonundan anlamam hiç de zor olmamıştı doğrusu.
Barış"Elif hanım, buyrun oturun lütfen. Konuşacak çok şeyimiz var malûm."
•••
Gençler bayadır yazmıyorum biraz aklım karışıyor yazarken. Zaten bu sıralar üzerimde inanılmaz büyük unutkanlık var ve kitap hakkında neyi nasıl düşündüğümü hatırlamıyorum.
Bölüm hakkındaki oy ve yorumlarınızı bekliyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAMDAN ZİNCİRLER
Teen Fiction(Abi kitabıdır. Daha önce hiç okumadığınız türden bir kitap...) Aile kelimesi illa kan bağıyla mı ilgili olmalıdır? Hiç de bile!! Kendisine kötü davranan ailesinden kaçarken, yeni insanlarla tanışan bir kız ve bu kızı kardeşi olarak kabul eden 5 erk...