Duyduklarım karşısında göz yaşlarıma hakim olamadım. Göz yaşlarıma karışan titrek sesimle "Korkma teyze! Korkma! Çünkü ben hiç korkmuyorum. Metin amcadan da ,Metin amcanın yapacaklarından da korkmuyorum. Ben sadece şaşkınım. Hem de çok şaşkınım ! Anneme , babama , bütün bu olanlara ... Onlarca yıl boyunca , sevgisiz büyümeme neden olan bu büyük aşka ve en çokta hayatın oyunu , kadere şaşkınım!
Görmüyor musun teyze ? İlahi kaderi görmüyor musun? İlahi kader nasıl da oyununu kurmuş , kendi yolunu çizmiş , annem ve babamı aşkla birbirine bağlamış . Kimse istemese de ,sonu kötü biterse de ,bu son canımı acıtsa da, bu değiştirilemeyecek bir gerçek . Bunu şimdi o kadar net görebiliyorum ki.
Biliyor musun? Yıllarca onlara hep kızdım , içten içe onlarla hep hesaplaşmak istedim. " Neden?, Neden?" diye sormak istedim. Ama şimdi bütün nedenlerimin cevabı apaçık ortada .Cevaplarımı aldım ! Ve işin garp tarafı ne biliyor musun teyze artık onlara kızmıyorum. Çünkü onlar kader oyununa aşla başlayıp , derin bir depresyonla yitip biten hayatlarmış. Onlara nasıl kızabilirim ki. Ve biliyorum ki artık tercih yapma sırası bende . İyisiyle kötüsüyle kader yolunu girme sırası bende . Ya seni dinleyip, Metin amcadan korkup Deniz'i bırakacağım ya da kendi kalbimi dinleyip kendi yolumu çizeceğim. Ben kararımı verdim teyze kendi yolumu çizeceğim .Şem_i Tebrizi 'nin dediği gibi;
"Kader; yolun tamamı değildir, sadece yol ayrımlarını verir.
Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.
Öyleyse ne hayatın hakimisin , ne de hayat karşısında çaresiz."
Bende hayatımın yolunu da , sapaklarını da kendim belirleyeceğim. Karşıma çıkan engeller karşısında ne çaresizim ne de onlara karşı üstün. Hayatın bana getireceklerini de benden de götüreceklerini de ancak yaşayarak öğrenebilirim. Ama ben , bu gün burada senden çok önemli bir şey öğrendim teyze. Hiçbir şey tesadüf değilmiş. Başıma gelen her şey , karşıma çıkan her kişi kaderin bana yazdığı senaryonun bir parçasıymış . Benim kader senaryomda da Deniz benim değiştirilemez gerçeğimmiş .Deniz benim kaderim teyze .Geçmişin , geleceğin ve bu günün görünmez ipliklerle ilmek ilmek işlediği kaderim.
Bir düşünsene ; annem ve babamın , Metin amca ile Vera'nın karşılaşmaları ,her şeye rağmen yaşadıkları aşklar ne kadar da kadersel değil mi? Sadece onların aşkları ve geçmiş mi kadersel ? Elbette hayır ! Günümüzde geçmiş kadar kadersel. En başta annem ve babamın intiharı ! Onlar kendi hayatlarına son vermeseydi , biz tanışabilir miydik teyze? Ben bu şehri , seni , Deniz' i tanıyabilir miydim? Peki ya Deniz pek çok olasılığı olmasına rağmen bana doğru çekilmesi de mi bir tesadüf yoksa bu da kaderin bir parçası değil mi? " Diye sordum.
Teyzem konuşmamı bölmeden dikkatle dinledi . Israrla aşkıma sahip çıkan kararlı halimi görünce de tedirginliği katbe kat arttı. İçinde bir türlü bastıramadığı ruhunu her geçen dakika ele geçirten korkunun , sesine yansıyan titrekliğiyle" Çağla ne olur böyle şeyler söyleme ! Tıpkı annen gibi davranıyorsun. Onun gibi bir aşk uğruna gözümün önünde yitip gideceksin . Yapma bunu! Ben ablamı bir aşk uğruna kaybettim . Şimdi hayatımda ki tek varlığım seni de bir aşk uğruna kaybedemem. Ne olur anla beni." Diyordu ki teyzemin sözünü kestim . Ellerini sımsıkı tutup yalvaran gözlerle gözlerinin içine baktım . Ve "Teyze ne olur sözünün devamını getirme . Lütfen ! Seni kırmak istemiyorum. Sende benim bu dünyada ki tek varlığımsın. Ne olur sen de beni anla . Ben Deniz'e aşığım, onu bırakamam, bunu istesem de yapamam. Aşk öyle bırak diyince bırakılan ya da ol diyince olunabilen bir şey değil ki. Aşk ruhun seçimi!! Bizim ruhlarımız birbirini seçti. Şimdi sen bana diyorsun ki ruhunun sesini dinlememe , onu yok say .Hayır teyze ! Hayır! Yapamam ruhumu yok sayamam. Sende yapma ruhumu yok sayma , benimle ol , bana destek ol. Madem bu aşkta yolum zorlu karşımda olma ,yanımda ol . O zaman annem gibi tek başıma kalmam. Annemin yaptığı hataları yapmam ,teyze. Lütfen!" dedim.
Sözlerim karşısında teyzemin gözleri doldu. İstemeye istemeye de olsa yalvarışımı , çaresizce kabul etti . Her ne kadar aşkımı kabul etse de içinde bir türlü bastırmadığı beni koruma içgüdüsüne karşı gelemiyordu. Bu duygu o kadar yoğun ve o kadar basındı ki ruhunu esir alan bu yoğun duygu onu çaresizce tedbir almaya yönlendiriyordu. Koruma içgüdüsünün kendisine verdiği duygu yoğunluğuyla " Benim de şartlarım var Çağla ."dedi ve derince bir nefes alıp şartlarını sıralamaya başladı " İlk şartım Deniz'le birbirinize olan aşkınızı üniversiteye gidene denk hiç kimseye söylemeyeceksiniz. İkinci şartım ise bu aşkla ilgili aldığın her karardan benimde haberim olacak. Ancak bu şekilde yanında olurum ve ancak bu şekilde seni koruyabilirim. "dedi.
Teyzemi anlıyordum onu anlamak benim için güç değildi. Ona hak da veriyordum . Çünkü karşısında gerçekten vicdansız bir adam vardı. Fakat ben bu şartları kabul etsem de Deniz'e bu durumu nasıl açıklayacaktım. Kafamın içinde kendime açıklayamadığım bu soruyu olduğu gibi teyzeme sordum." Teyze ben bu şartlarını anlıyorum . Kabul de ediyorum ama bu durumu Deniz'e nasıl açıklayacağım. Deniz gerçekleri bilmeden bu şartları kabul etmez ona saçma gelir.Bu şartları kabul etmesi için ona gerçekleri anlamam gerekli."dedim . Teyzem gayri ihtiyari bir şekilde "Anlat o zaman , gerçekleri bilmek onun da hakkı ." dedi ve biraz duraksadıktan sonra derince bir nefes vererek " Belki o zaman biraz olsun annesini anlar da annesiyle görüşmeyi kabul eder ." diyerek konuşmasını sonlandırdı.
O gece sabahı sabah ettim. Gerçekleri ve geçmişi daha kendim doğru düzgün hazmedememişken Deniz'e nasıl anlatacaktım? Bu soru , bu sorunun kafama yaydığı düşünceler tüm gece bir kabus gibi üzerime çöktü durdu . Sabaha kadar sürüp giden bu durum ,sabaha karşı iyice katlanılmaz bir hal almaya başlayınca daha fazla dayanamayarak sabahın o erken saatinde Deniz'i arayıp fenere çağırdım. Soğuk ve fırtınalı bu kış gününde hele birde bu saatte Deniz'i arayıp fenere çağırınca Deniz oldukça tedirgin oldu. Bu tedirginlikle ardı ardına sorular sorsa da telefonda anlatamayacağımı, çok önemli olduğunu söylediğimde daha fazla sorgulamadan yanıma gelmek üzere yola çıktı.
Fener'e vardığımda hava oldukça soğuk ve fırtınalıydı. Fenerin seyir terasını döven dev dalgalar denize kimseyi yaklaştırmıyordu. Seyir alanında konuşmayı bırak durmak bile imkansızdı. Ben de Deniz'i fenerin içine girip orada beklemeye karar verdim. Çok beklememe de gerek kalmadan beş on dakika içinde Deniz telaşla ,nefes nefese fenerin içine girdi . Fenerin içine girer girmez de korkunun ve tedirginliğin tüm benliğini sarmış haliyle bana sımsıkı sarıldı. Onun sevgi , şefkat ve en çok da aşk barındıran sıcacık sarılışı tüm gece boyunca beni huzursuz eden her şeyi üzerimden alıp götürdü. O an bir kez daha anladım ki Deniz'e olan aşkım gerçekti. Günlerdir içinde bulunduğum huzursuzluğu tek bir sarılışı ile yok etmişti. Bu bir büyüydü. Aşk bir büyüydü. Deniz benim kaderim, aşkı ise en güzel büyümdü.
Deniz'in aşk dolu sıcacık kollarında her şeyi geçici olarak unutsam da Deniz hala tedirgin ve endişeliydi . Huzurla başımı dayadığım göğüsünden beni yavaşça ayırdı ve gözlerimin içine tedirginlikle bakarak" Ne oluyor Çağla neden bu saatte burada buluşmak istedin? " diye sordu. Deniz'in o güzel gözlerinin içe aşkla baktım baktım ve " Her şeyi öğrendim Deniz , bilmemiz gereken her şeyi öğrendim " Diyerek Deniz'in ellerini sımsıkı tuttum. Deniz şaşkınlıkla, anlam verdirmeye çalışarak " Neyi öğrendin Çağla ? Anlayamıyorum."dedi.
Kaderimin bağladığı ellerini sımsıkı tuttum. Merakına karışan tedirginliğini azaltmak için gözlerinin içine daha derinden baktım ve " Annemi , babamı ,neden intihar ettiklerini , senin anneni , babanı , amcanı yani geçmişimizi ve gerçeklerimizi öğrendim. Şimdi hazırsan öğrenme sırası sende ." dedim.
Keyifli okumalar dilerim 🍀😇🙏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZLEM ÇİÇEĞİ
ChickLitAnne ve babasının intiharları ile hayatı kökünden sarsılan Çağla'nın daha önce varlığından bile haberdar olmadığı teyzesinin yanına taşınmasıyla hayatı bambaşka bir şekil alır. * Hiç tanımadığı bu şehirde hiç tanımadığı bu insanların arasında kendis...