9. BÖLÜM

957 452 271
                                    

Neler yaşandı öyle , bunlar nasıl insanlar diye düşüne düşüne Denizlerin evinden çıkıp eve doğru yola koyuldum. Ama Güneşin insanı cezp eden sıcaklığı , çarşaf gibi önümde serilen deniz , çiçeklerin etrafa yayılan son dem kokuları böyle güzel bir günü bırakıp da ,günlerdir kapanıp kaldığım eve geri dönmeyi canım hiç istemedi . Eve gidip yine dört duvarın arasına kapanmak yerine bu güzel günün tadını çıkarmak için ani bir kararla yolumu değiştirip diğer sokağa saptım.Dökülmüş begonvil çiçeklerinin süslediği ,Arnavut kaldırımlı, dar yolda güneşin içimi ısıtışının verdiği sıcaklıkla , aklımdan Deniz ve annesini geçire geçire Arnavut kaldırımlı yolun sonuna kadar geldim. Artık önümde devam eden yol patikalı dağ yoluydu. Bu yolu daha önce hiç kullanılmamıştım ama bu yolun sonunun deniz fenerine çıktığını biliyordum. Teyzemle iskelede otururken fener hep karşı ki kıyımızdaydı . Gitmeyi hep istemiştim ama yoğunluktan hiç fırsatımız olmamıştı.

Patika yol her zaman olduğundan çok daha sessiz ve tenhaydı. Halbuki bundan on gün öncesine kadar insanlar fotoğraf çektirmek için özellikle deniz fenerine gelirlerdi. İnsanların şehirden çekilmesiyle birlikte fenere olan ilgide azalmışa benziyordu. Resmen etrafta in cin top atıyordu .

Deniz fenerine doğru gitsem mi yoksa geri mi dönsem diye bir müddet kendi içinde bir çelişki yaşadım fakat sonra merakım baskın geldi. Feneri ve fenerden şehrin manzarasını izlemek , üstelik böyle güzel bir günde ruhumu cezp etti bir kere .Kurumuş dikenli otların arasından geçe geçe küçük dağ yolunu tırmanmaya başladım .Bu tırmanışın biraz nefesimi kestiğini söyleyebilirim ama karşımda ki eşsiz manzara kesinlikle bu tırmanışa değerdi. Tırmandığım tepenin üzerinden bile manzara mükemmelken ,tepenin biraz altında ki büyük kayalıkların üzerine inşa edilmiş fenerden manzarayı izlenmek için tırmandığım tepeden aşağıya doğru inmeye başladım. Bir çocuk edasıyla içim kıpır kıpır tepeden aşağıya inerken ağaçlıkların arasında birden bir ses duydum. Ne olduğunu anlayamadığım bu sesle birden irkildim! Bu dağın başında tek başımaydım. Görünürde benden başka kimse yoktu. Ama ne olduğunu anlayamadığım bir ses vardı. Bu ses bir insan sesi miydi, yoksa bir hayvan sesi mi? Algılayamadım. Algılayabilmek için hemen olduğum yere çöküptüm. Hareketsiz kalarak sesin nereden geldiğini bulmaya çalıştım. Bir süre sonra sesin geldiği yeri buldum. Ses ileride ki ağacın altından geliyordu. Ve biraz dinleyince , bu sesin ağlama sesine eşlik eden bir iç çekme sesi olduğunu anladım. Yavaş yavaş yürüyerek , adeta bir yılan gibi sessizce sesin olduğu yere doğru yaklaştım. Yavaşça kafamı uzatıp ağacın arkasına baktığım da ağlayan kişinin Deniz olduğunu fark ettim .Deniz sessizce içini çeke çeke ağlıyordu.Yanına gitsem mi gitmesem mi diye tereddütte kaldım ama içimde Deniz'e karşı her geçen gün biriken merakımı bastıramayarak yanına gidip oturdum. Birden karşısında beni gören Deniz neye uğradığını şaşırdı. Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş deniz mavisi gözlerinde ki şaşkınlıkla gözlerimin içine bakarak ;

_ " Sen de nerden çıktın ?" Diye sordu.

Onun yüzünde ki şaşkınlık ,benim şaşkınlığıma eşlik eden ,acıma hissim hepsi birbirine karıştı. Evet !
Deniz'i bu halde görmek beni şaşırtmıştı ama şaşkınlıktan çok acıma hissetmiştim ya da içinde ki acıyı hissetmiştim , bilemiyorum. Gözlerinin içinde ki acıyı da utanma duygusunu da en derinlerimden biliyordum. Onu daha fazla utandırmak istemeyerek, sakin bir tavırla;

- "Fenere gelmiştim sonra bir ses duydum , etrafta kimse olmayınca duyduğum ses beni irkiltti . Korkarak sesin geldiği yönü bulmaya çalıştım . Meğer beni korkutan ses senden geliyormuş ." Dedim. Ben böyle deyince ağlamaklı yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirerek;

_"Sen ne acayip bir kızın. Saklanmak istediğim her an bir şekilde karşıma çıkıyorsun. Şimdi de fenere gezmeye geldin ve yine karşılaştık öyle mi? Gerçekten tuhaf ! Kadere inansam bir şekilde yollarımız çakışıyor derdim. Ama kadere inanmam!"dedi. Yüzüme tereddütle bakarak.

ÖZLEM ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin