10.BÖLÜM

909 377 163
                                    

Şaşkındım ! Deniz'in anlattıkları beni bile alt üst etmişti. Kafamın içinde Deniz 'e sormak istediğim o kadar çok soru oluşmuştu ki , ben bile kendime şaşırıp kalmıştım. Ancak karşım da Deniz'in kendini ilk kez birine açmanın acı dolu tedirginliğini yaşadığını görünce aklımda ki sorular da duygusuna kapılıp gittiğim merakta uçup gitti. Hatta öyle ki onun içini acıtan , kulağa inanması zor gelen gerçekleri merak ettiğim için o an ,içten içe kendimden utandım. Katlanması çok zor şeyler yaşamış ve bu yaşadığı acıların altında ezilmiş biri olarak ben , Deniz' in acısını anlamak yerine , mahallemde ki teyzeler gibi acıyı merak unsuruna dönüştürüp bundan içten içe bir haz almış olamazdım. Olmamalıydım!

Kendi içimde yaşadığım utançla Deniz'in gözlerinin içine baktım. Ama Deniz kendi derdinin içinde , kendi acısına o kadar dalmıştı ki , benim yaşadığım utancın farkına bile varmadı. O an kendi kendime bir söz verdim. Acıların birleştirdiği yollarımız ayrılana denk Deniz 'in her zaman yanında olup ona destek olacaktım.Çünkü ben bile, geçici olarak da olsa, onun başına gelen olayı sorgulayıp kendi içimde yargılama cüretine kapılmıştım. Daha hayatlarında hiçbir zorlukla karşılaşmamış arkadaşları onun başına gelenler hakkında kim bilir neler düşünür , hangi yargıları dağıtırlardı acaba. O an içten içe aldığım kararda ne kadar haklı olduğumu hissettim. Ama kendi kendime verdiğim bu sözü Deniz 'e söylememe kararı aldım. En azından o an için söylememeliydim. Deniz'in kendisine acıdığımı hissetmesini istemiyordum. Çünkü böyle zayıf anlarda birilerinin bize acıması bizi güçlü kılmıyor , hatta daha da hayata karşı oluşturduğumuz gardı kırıp yerle bir ediyor. Bunun bilinciyle Deniz'in masanın üzerinde öylece duran ellerini sımsıkı tutup avuçlarımın arasında birleştirdim ve ;

" Korkma ! Sırrın benimle güvende ." Dedim. Dalıp gittiği yerlerden ,aniden yanıma gelmenin geçici şokunu yaşayan gözleriyle gözlerimin içine baktı . Acı çektiği her halinden belli olan yüzüne küçük bir gülümseme yerleştirerek ,kendinde emin bir sesle ; " Bunu biliyorum." Dedi .

İçimdeki yoğun duygu geçişinin verdiği refleksle Deniz'in sıktığım ellerini yavaşça bıraktım. İçten ve samimi bir gülümsemeyle , " Aslında çok şanslısın." Deyiverdim. Deniz şaşkınlıkla; " Biraz önce anlattıklarımı ya duymadın ya da unuttun galiba ." diyerek istemsizce gülümsedi. "Hayır ! " dedim. "Hayır , her şeyi duydum. Ne kadar şanslı olduğunu da duydum . Çünkü sen ,gerçek anne sevgisiyle büyümüşsün . Seni seven , sana değer veren ve tek önceliği sen olan bir anne tarafından ,gösterilmiş bir sevgiyle büyütülmüşsün. Evet ! Baban sevmemiş ya da sevgisini göstermemiş ama annen kendi sevgisini cömertçe , hiç çekinmeden sana sunmuş. Doğrusu annenle aranızda ki bu sevgiye imrendim. Benim annem ve babam sağ iken ikisinin de babandan farkı yoktu. O yüzden Deniz ,annenle olan sevgine sahip çık,o senin annen. Bunu hiçbir gerçek değiştiremez. " dedim.

Konuşmam bittiğinde Deniz'in gözlerine anlam veremediğim bir öfke perdesi indi. Sesi bile içinde ki öfkeden nasibini alarak " Haklısın Çağla , hem de çok haklısın!Dedi ,öfkesi içini kavururcasına derin bir nefes aldı ve ; " Bende ilk önce tıpkı senin söylediğin gibi düşündüm. Hatta hayatımda ilk kez bağıra çağıra ,tüm cesaretimle babama karşı çıktım. Ona tek bir annem olduğunu söyletip ,bir tek söz bile söylemesine müsaade etmeden kapıları vurup, hızla odasından çıktım.Babamın söylediklerinin gerçek olmadığını söyleye söyleye, tüm gerçeği inkar ede ede bir çocuk gibi annemin yanına gittim.Yüzümde öfke , gözümde yaşlarla anneme sıkı sıkı sarıldım. Çaresiz bir çocuğun feryadı gibi " Yalan değil mi yalan ? Y alan olduğunu söyle lütfen , ne olursun yalan de. " diye anneme yalvardım.Ama annem gözlerinden akan yaşları sildi ve " Duyduğun her şey doğru Deniz "dedi.Birden sanki anneliği o an bitmişçesine katılaşarak ; " Bu gerçeği kabul etsen iyi olur Deniz ve ayrıca anneni görmek için Rusya'ya gitme fikrine kendini alıştırsan daha da iyi olur ." dedi. O an babamın söyledikleri değil de annemin , anneliği bitmişçesine takındığı bu duygusuz tavır hayatımı bitirmiş gibi hissettim. O günden beri annem ,bir daha eskisi gibi annem olamadı. Olmaya çalıştı mı bilmiyorum ama aramıza bir gerçek duvarı girdiği kesin. O günden sonra bende eski ben olamadım , içime kapandım. Hiçbir şey sormadım . Bu konuyla ilgili hiçbir şeyi merak etmedim. İlgisizleştim. Hem de her şeye karşı.Tabi tüm bunları yaşarken, içimde fırtınalar koparken babamın talimatıyla , onun itibarını zedelememek için her şey normalmiş ,hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam etme talimatı almamda cabası." dedi.

ÖZLEM ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin