31.Bölüm

194 18 6
                                    

Pazar
12:45

Erem

"Gel lan buraya!" Diye bağrınıyordum. Sizce kime? Tabiki biricik sevgilime...

"Hayır. Gelmiyorum." Çıldıracaktım.

"Behnan! Yanıma gel!" Durduğu yerden hızla bana doğru gelmeye başladı. Yanıma ulaştığında yanaklarımdan tutub dudaklarıma sıkı bir öpücük kondurdu. Alnını alnıma yaslayıp konuşmaya başladı.

"Geldim, sevgilim. Artık sakin olman lazım."

"Neden beni durdurdun ki? Bıraksaydın da gösterseydim ona dalga geçmek nasıl oluyor. Sırf bir çok insandan daha zayıf ve kısa göründüğüm için benimle dalga geçmelerinden nefret ediyorum."

"Anlıyorum, yavrum. Ama onu dövmene izin verseydim de bir şeyler değişmeyecekti. Sadece sen yorulacaktın. O ise sığ beyniyle yaşamaya devam edecekti."

"Belki de o sığ beyni biraz yumruklaya bilirdim."

"Ereeemm."

"Ufff tamam be. Bu arada sen beni nasıl gördün ya."

"Yolumun üstüydü sadece. Sesleri duyup noluyor diye bir bakayım dedim. Baktım ki, sevgilim bir adamı az daha hastanelik etmek üzere. Ben de koşarak sevgilimi kurtardım."

"Daha çok o adamı kurtardın sanki?"

"Yoo... Adamı hatırlamıyorum neredeyse. Düşünsene adamı dövecektin, o seni şikayet edecekti, sonra karakol falan derken olan sana olacaktı."

"Off hiç onları düşünmedim ki... Cidden ya."

"Senin yerine bunları düşünecek sevgilin olduğu için çok şanslısın o zaman." Tabii Behnan bunları söylerken önümde tatlı tatlı gülümsemeyi de unutmuyordu.

"O zaman iyi ki varsın, canım sevgilim." Diyerek Behnan'ın yanaklarını mıncırmıştım. Şapşal adam ya...

Behnana çabuk alışmıştım. Neşe kaynağıydı sanki. Işıl ışıldı... Enerjisi o kadar güzel ve pozitifdi ki, onu görünce hep gülümseyesim geliyordu. İçimdeki o huzur hissini nasıl târif edeceğimi bilmiyorum. Belki de hayatımın hiç bir evresinde Behnan'ın yanında hiss ettiğim kadar huzurlu hiss etmemiştim. Onu kaybetmek istemiyorum.

"Aaa Erem, dün Baler Gökcan'ın ailesiyle tanışmış."

"Anlattı Gökcan dün akşam. O nasıl tanışma şekli ya. Göktan amcayı hayal edemiyorum." Diye gülmüştüm.

"Niye? Sinirli biri mi?"

"Yok. Aslında pamuk gibi bir insan da. Ailesine karşı fazla korumacı."

"Hmm... Anladım." Behnana döndüğümde yüzünde garip bir ifade vardı. Sanki bir şey sormak istiyor da, ama çekiniyor gibiydi.

"Behnan?"

"Hıı? Efendim?"

"Sor ne sormak istiyorsan."

"Şey... Sen hiç ailenden bahsetmedin de. Aran mı bozuk ailenle?"

"Ah haklısın. Hadi gel oturalım."

Onu kanepeye oturtup ben de başımı dizlerine koyup uzanmıştım. Anında bir elini saçlarıma atmıştı. Saçlarımla oynamayı çok seviyordu. Diğer elini ellerimin arasına alıp konuşmaya başladım.

"Ailemden bahsetmeme sebebim aramızın bozuk olması değil. Onlar... Hayatta değiller."

"Erem... Ben özür dilerim..."

"Özür dilemene gerek yok, sevgilim. Bilmiyordun sonuçta."

"Peki nasıl, ne zaman oldu?"

"Ailemi bir araba kazasında kaybettim. Şöyle ki, annem savcı, babam avukattı. Bir dava üzerinde çalışıyordular. Bu dava yüzünden kaç kere tehtid edilmişler. Bunu ben çok sonradan öğrendim tabi. Kaza planlıymış, yani amaç zaten annemle babamı öldürmekmiş.

O zaman küçüktüm daha. 10 yaşında falandım. Olay olduğu gün Gökcanlardaydım. Biz oyun oynuyorduk. Baya mutluydum o gün. Okulda olan şeyleri annemle babama anlatmak için çok heyecanlıydım.

O güne dair hatırladığım şey Göktan amcaya bir telefon geldiği ve onun da acele bir şekilde evden çıkması. Gerisi ise benim için felaketti.

Kabullenemiyordum, çocuktum işte. Kendime hep geri döneceklerini söylüyordum. Benim için zor bir süreçti. Tabii bu süreçte ne Gökcan, ne de ailesi beni yalnız bıraktı. Beni onlar büyüttü ve hiç bir zaman kendi çocuklarından ayırmadılar. Bunun için onlara her zaman minnettar olacağım."

Sonunda konuşup bitirmiştim. Olanları hatırlamak üzmüştü beni. Hep üzüyordum zaten. Behnana baktığımda gözlerinin dolduğunu gördüm. Şapşal adam...

"Hatırlattığım için üzgünüm, bebeğim. Seni üzmek istememiştim."

"Üzülme, sevgilim. Eninde sonunda anlatacaktım."

"Olsun. Yine de üzülmeni istemiyorum." Ben bu adamı yesem... Uzandığım yerden yavaşca kalkıp yüzüne bakmaya başladım. Sonraysa yüzünü ellerimin arasına alıp dudaklarına sıkı bir öpücük kondurdum. Şaşkına dönmüştü.

"Seni seviyorum, Behnan."

"Haa... Şey... Ben de seni seviyorum, Ateş topum."

"Eee ne yapalım şimdi? Dışarı çıkıp gezelim mi? Hem kafamız da dağılır."

"Olur, yavrum. Sen nasıl istersen. Haa bu arada bir şey soracağım."

"Dinliyorumm."

"Şimdi ben de Gökcan'ın babalarıyla mı tanışacağım?" Biraz kısık sesle konuşmuştu.

"Evet. Onlar benim de banalarım sayılır. Ne o korktun mu?"

"Yok korkmadım da... İnsan biraz geriliyor işte." Bu haline gülmüştüm.

"Korkma, sevgilim. Ben seni korurum."

"Ya Erem, dalga geçme ya. Seni de göreceğiz o zaman."

"Ne zaman?" Diye sorduğumda Behnan bana bakarak sinsice sırıtmaya başlamıştı.

"Ailemle tanışınca."

"Tanıştıracak mısın beni ailenle gerçekten." Sevinmiştim.

"Tabii ki. Hatta ben anneme anlattım seni. Fotoğrafını da gösterdim." Yok daha nelerr...

"Nee? Off neden bana söylemedin daha önce. Ne dedi peki?"

"Dedi ki, çok güzelsin ve akıllı birine benziyorsun. Nasıl benden hoşlanmışsın falan." Bu dediklerine kıkırdamıştım. Kollarımı iki yana açıp onu yanıma çağırmıştım.

"Gelsene buraya." Yanıma geldiğinde ona sıkıca sarılmıştım.

"Çok tatlı ve iyi kalpli birisin, Behnan. Ayrıca güzelsin." Şaşırmıştı ve utanmıştı. Yanakları hafif pembeydi çünkü.

"Aa teşekkür ederimm. Şey güzel miyim ki?"

"Sen aynada kendini görüyor musun? Benden 12 sm uzun olman bu gerçeği değiştirmiyor."

"Yuh 12 sm mi var aramızda? Vay be..."

"Hadi gel hazırlanıp çıkalım." Diyerek onu odama doğru çekiştirmeye başladım. Bu gün dışarı çıkıp bolca eğlenecektik.

Bölüm sonu.

Merhabalarr✨Üzgünüüm geç geldiği için😶

Bu arada Behnan için yeni model buldum ve gerçekten sevdim. Büyük ihtimal değişeceğim modeli. Ama siz nasıl isterseniz öyle hayal ede bilirsiniz.

Okuyan, oy veren, yorum yapan ve hikayeyi okuma listelerine ekleyen herkese teşekkür ederim. Güzel günler dilerim🌼

BALER(GAY)TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin