Çarşamba
17:30İlahi bakış açısı
Ne yapacağını bilmiyordu Arcan. Neredeyse 3 gündür düşünmekten ve ağlamaktan kendini harap etmişti. Göktan da iyi değildi. 3 gündür dağılmış durumdaydılar. Çocukalara bir şey belli etmemeye çalışıyordular. Arcan bir daha kardeşini, dostunu göreceğini düşünmemişti. Onu unutur sanmıştı. Ama gel gör ki, öyle olmamıştı.
"Arcan, ağlama artık. Bak ararız, konuşuruz. Anlatırız her şeyi. Anlar o bizi."
"Hangi yüzle arayacağım. Benim yüzümden bu kadar etkilenmiş. Ona haber vermeliydim."
"Hayatım, canım. Durumlar iyi değildi. Biliyorsun. Çok kötüydün, kötüydük. Bu hâle gelmemiz kaç yılımızı aldı."
"Biliyorum." Sesi fısıltıdan farksızdı. O günleri hatırlamak istemiyordu. Çünkü kötüydü... Hem de çok...
O zamanlar Arcan'ın öldüğü söylendiğinde aslında ölüden tek farkı nefes almasıydı. Bedeni de, ruhu da çok fazla hasar almıştı. Doktorlar ümidi kesmişti ama Göktan hep inanmıştı uyanacağına.
Uzun süre komada kalmıştı. Neredeyse 7 ay... Uyandığı zamansa zorluklar başlamıştı. Yıllarca süren sinir krizleri, panik ataklar, uyku bozuklukları, kabuslar... Ve yine yıllarca devam eden psikoterapi ve psikiyatri tedavileri...
"Göktan, korkuyorum. Ya hiç affetmezse?"
"Arcan'ım, anlar o bizi. Hem artık küçük çocuklar değiliz. Dinler, hak verir bize."
"Arayıp buraya davet edelim mi?"
"Olur, konuşalım çok geç olmadan."
Tüm cesaretini toplayıp aramıştı sonunda. Ve kendi evlerine davet etmiştiler. Ne dışarıda, ne de çocukların yanında konuşulacak bir durumdu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Ergün şaşkındı. Nereden çıkmıştı bu konuşma işi? Anlamlandıramadı. Balere sorsa iyi olurdu. Oğlu mutfaktaydı.
"Baler."
"Efendim, baba?"
"Bir gelsene, oğlum." Baler elinde 2 bardak çayla salona gelmişti. Bardaklardan birini babasına uzattı.
"Ne söyleyecektin, baba?"
"Demin Gökcan'ın babası aradı da. Benimle görüşmek istediklerini söyledi. Senin haberin var mıydı?"
"Aslında seni anlattığımda, yani bu düğün olayları falan işte garip bir hâle büründüler. Zaten Arcan amca numaranı istemişti." Ergün'ün rengi atmıştı ismi duyunca. Belki tesadüftür diye geçirdi içinden.
"Beni götürür müsün, oğlum? Sen tanıyorsun zaten. Evlerine çağırdılar."
"Tabii, ne zaman?"
"Yarın, öğlene doğru."
"Tamaam."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sonunda gelmiştiler. Yukarıya çıkıp kapıyı çaldılar. Gökcan'ın babaları kendi evlerine çağırmıştılar. Baler biraz garipsemişti. Sonunda kapı açıldığında onları gülümseyen bir Gökcan karşılamıştı.
"Merhaba Ergün amca, hadi siz geçin içeriye. Biz Balerle benim evimdeyiz. Şey salon bu tarafta, buyurun." Gökcan Ergün beyi geçirip gelmişti. Balerle beraber kendi evlerine geçmişlerdi.
Ergün salona girdiğinde içerde olan iki adam ayağa kalkmıştı.
"Hoş geldin." Demişti sarışın olan kısık bir sesle. İki adam da dağılmış haldeydi. Kızarık gözler, üzgün suratlar...
"Merhabalar." Ergün yüzlere dikkat kesildi. Baktı baktı ve baktı...
İnanmak istemiyordu ama karşısındaki kardeşiydi. Tabii biraz yaşa dolmuş hâli.
"Arcan?" Sesi titremişti.
"Ergün, ben özür dilerim." Diyerek ağlamaya başlamıştı adam. Kardeşi yaşıyordu. Hep inanmıştı buna.
"Yaşıyorsun... Biliyordum." Hızla yanına giderek sıkıca sarılmıştı. Yılların özlemi vardı bu sarılmada. Bu görüntü karşısında Göktan gözünden akan yaşı hızla silmişti. Ve ortamdakı havayı dağıtmak için konuşmaya başlamıştı.
"Tabii, Göktan kim ki..." Bununla Ergün Arcandan ayrılıp ona doğru gelmişti. İlk bir kaç dakika dikkatle baktıktan sonra elini kaldırıp sert bir yumruk atmıştı yüzüne. Göktan geriye doğru sendelemişti.
"Laan... Neden ben ya neden?" Ergün bu sitemli haline gülüp ona da sıkıca sarılmıştı.
"Hiç değişmemişsin, salak herif."
"Hep ben salak oluyorum zaten."
"Sus sen kardeşimi saklamışsın."
"Özür dilerim."
"Dileme, sadece gerçekleri anlatın bana."
"Ergün." Arcan'ın sesiyle ona dönmüştüler.
"Efendim?"
"Gelsene biraz daha sarılayım. Çok özledim seni." Ergün gülerek yanına gidip sarılmıştı. Hiç değişmemiştiler.
"Bu arada Gökcana teşekkür etmeliyiz." Dedi Göktan. "Balere âşık olmasaydı bunları yaşamayacaktık şimdi." Ergün güldü.
"Gerçekten..."
O gün bir çok şey konuşuldu. Yaşananlar, acılar, kavgalar... Çocuklukarına inip biraz eğlendiler. Geçmişi hatırladılar. Güldüler, çokca da hüzünlendiler. O gün üç adam da sanki yeniden 19'undaydı.
Bölüm sonu.
Merhabalar✨ Üçüncü kişi ağzından yazmak garip gerçekten... Neyse bu bölümü kısa tutmaya çalıştım fazla dram sevmiyorum.
İki bölüm sonra final yapmayı düşünüyorum. Yeni hikayeye bölüm biriktirmeye çalışıyorum.
Ve burası için insta hesabını paylaşmayı düşünüyorum. İsterseniz eğer...
Hadi size İyi geceler🌟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALER(GAY)Tamamlandı
Short Story'TAMAMLANDI' "Olaya bak ya. Evleneceğin zaman kısmetin açılıyor." Diyerek gülmeye başlamıştı. Durumun garipliği beni de güldürmüştü pek tabii. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Sessiz-sakin bir hikayedir. Tabii arada parlamalar ola bilir. Homofobik sevm...