Pazar
14:12Ateş topu: Merheba.
Ateş topu: Nasılsın?
Behnan: Sonundaa...
Behnan: Hiç yazmayacaksın sandım.
Behnan: İyiyim, sen nasılsın?
Ateş topu: İyiyim ben de.
Ateş topu: Şeyy ben seninle konuşmak istiyorum da...
Ateş topu: Müsait misin acaba?
Behnan: Müsaitim tabii.
Behnan: Verdin mi kararını?
Ateş topu: Eveet.
Behnan: Offf çok heyecanlandımm...
Behnan: 26 yaşındasın Behnan kendine gel...
Ateş topu: Olsuun ben de heyecanlıyımm.
Behnan: Eee nerde buluşalım o zaman?
Ateş topu: Bana gelir misin?
Ateş topu: Hiç dışarı çıkasım yok bu gün.
Ateş topu: Ama seninle konuşmam gerek.
Behnan: Tamam o zamann.
Behnan: Yarım saate ordayıım.
Ateş topu: Bekliyoruum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Behnan
Heyecanlıydım... Hem de çook... Dahası biraz da korkuyordum. Beni kabul etmemesinden... Bazen kendime şaşırıyorum. Nasıl bu kadar hızlı etkilenmiştim ondan. Daha önceleri sevgilim olmuştu. Ama hiç birinde böyle hiss etmemiştim. Nasıl desem sanki daha önce hayatımdakı renkler solgundu da o geldikten sonra hepsi canlanmıştı. Gelmiş ve kalbimin içinden geçmişti. Teklifimi kabul etmesini o kadar çok istiyordum ki...
Sonunda kapının önüne varmıştım. Ve derin bir nefes alıp zile basmıştım. Az sonra kapı açılmıştı. Erem kapının arkasından tatlı-tatlı gülerek bana bakıyordu. Allahım yerdim ben bu çocuğu. Birden kolumdan tutulup içeri çekilmemle kendime gelmiştim. Nasıl daldıysam artık...
"Hadi geç içeri, Behnan. Dikildin kapıda öyle."
"Ah şey... Ben... Tamam geçtim. Heyecanlıyım da... Özür dilerim."
"Önemli değil. Hadi gel. Aç mısın? Beraber yeriz diye düşünmüşdüm."
"Hm hm... Olur. Yemek yiyelim sonra konuşuruz."
Mutfağa geçmiştik. Güzel bir sohbet eşliğinde yemeklerimizi yemiştik. Gerçekten her zaman konuşmaya bir şey buluyorduk ha... Mutfağı toparladıktan sonra salona geçmiştik.
Şu an ikimiz de heyecanlıydık. Bunu Erem'in hafif pembeleşmiş yanaklarından ve benim dakika başı başımı kaşımamdan da anlamak mümkündü. Sonunda konuşmaya karar vermiş olan Eremle ona döndüm.
"Ben bu geçtiğimiz günlerde baya bir düşündüm ve bir karar verdim. Ama öncelikle sana teşekkür etmek istiyorum. Bana düşünmeye müsade ettiğin, hatta beklediğin için."
"Rica ederim. Bunun için teşekkür etmene gerek yok gerçekten. Bu senin en doğal hakkın."
"Şimdi ben kararımı söylemeden önce kendim hakkında bir kaç şey söyleyeceğim. Tanıştığımız süre boyunca görmüşsündür, ben biraz özgür ruhlu biriyimdir. Kısıtlanmaya, aşşırı kıskançlık durumlarına gelemem. Özel alanımın fazladan kısıtlanması beni boğar. Sen şaşırmıştın ya nasıl hiç sevgilin olmadı diye... Aslında ben etrafımdakı çiftleri görünce kendimi uzaklaştırıyordum. O kadar çok kısıtlıyorlardı ki, bir-birlerini... Yani bana göre her kesin özel alanı olmalı. Huhh... İşte böyle...
Kısacık zamanda az-çok seni de tanıdım. Bana çok iyi hiss ettiriyorsun. Kendime de, sana da bir şans vermek istiyorum. Eğer benim söylediklerimi anlayışla karşılıyorsan teklifini kabul ediyorum."
Kabul mü etti? Kalbim çok hızlı atıyor. Tamam... Sakin ol, Behnan. Konuşmalıyım artık. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.
"Tabii ki, anlayışla karşılayacağım seni, Erem. Sen de beni biliyorsun. Öyle kısıtlayan bir yanım yok. Ama dediğin şeyleri yaparsam beni uyarman yeterli. Zaman geçtikce bir-birimizi daha iyi tanıyacağız. Bu düşünce beni çok mutlu ediyor."
"Beni de..."
"Sevgilimsin?"
"Hm hm... Sevgilinim." Hızla yanına yaklaşıp sarıldım sıkıca. Elimi ateşe benzeyen kıvırcık tutamlarına atıp okşamaya başladım.
"Erem?"
"Hmm..."
"Öpeyim mi yanaklarından?" Benden ayrılıp yanağını bana çevirdi.
"Öpp..." Hızla yanağına sıkı bir öpücük kondurdum. Sonra diğer yanağını çevirdi. Aynı şekilde diğer yanğını da öptüm. Galiba çok sıkı öpmüştüm. Çünkü şikayetlenmeye başlamıştı.
"Yaa... Yavaş olsana. Yanağım çıktı." Şu an kaşlarını çatmış sinirli-sinirli bana bakıyordu. Minik ateş topu. Yüzünü ellerim arasına alıp okşamıştım yanaklarını.
"Çıkmaz yanakların, yavrum. Korkma."
"Ben de öpmek istiyorum."
"Öpsene." diyerek yanağımı uzatnıştım. İki yanağımı da öptükten sonra bana sarılmıştı.
"Çok güzel hiss ettiriyormuş böylesine sarılmak. Garip bir şekilde huzurluyum. İçim o kadar ferah ki..." Kanepesi çok geniş olduğundan rahatca sarıla biliyorduk.
"Evet çok güzel. Erem, bana karşı bir şeyler hiss ediyorsun değil mi?" Bunu söyledikten sonra omzuma güzel bir yumruk yemiştim tabii.
"Tabii ki, hiss ediyorum. Deli miyim ben? Neden kabul edeyim o zaman teklifini? Hoşlanıyorum senden..." Bunları söylerken bana sarılı duruyordu hala. Kafamı uzaklaştırıp yüzüne baktım. Yanakları daha da kızarmıştı.
"Oyy küçük ateş topu utanmış mı?"
"Ben küçük değilim, Behnan."
"Bana göre küçüksün amaa..."
"Olsun. Bana ne. Hem ateş topu ne be?" Kaşlarını çatmıştı.
"Saçların turuncu ya böyle. Alev gibi. Üstüne de kıvırcık. Sen hareket edince,koşunca falan ateş topu gibi oluyorsun." Gülümsüyordu hafifce.
"Hmm... Tamam. Ama her kesin içinde söyleme tamam mı?"
"Tamam, turuncu kafam."
"Bak yaa... Sinir etme beni."
Günün geri kalanı da böyle güzel geçmişti. Sarılarak, öperek... Bazen onu sinir ediyordum. Tabii o da geri kalmıyordu. İkimiz de çok mutluyduk. Çok tatlı olmuştuk bence...
Bölüm sonu.
Merhebalarr🌼Geç de olsa, yeni yılınızı kutluyorum. Bu yeni yıl hepiniz için güzel olsun✨En önemlisi sağlıklı, huzurlu bir yıl olsun 💙❄️
Aslında bölümü erken atmak istemiştim, ama olmadı. Hatta dün gece tamamlayacaktım da... Return to Hogwarts izleyip hüzünleniyordum... Üzgünüm...
Erem
Umuyorum ki, kitabın sonuna kadar Behnanı yansıtan birini bulurum😂benim neyime siyah saçlı, yeşil gözlü karakter ya... Yap kahverengi😶
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALER(GAY)Tamamlandı
Conto'TAMAMLANDI' "Olaya bak ya. Evleneceğin zaman kısmetin açılıyor." Diyerek gülmeye başlamıştı. Durumun garipliği beni de güldürmüştü pek tabii. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Sessiz-sakin bir hikayedir. Tabii arada parlamalar ola bilir. Homofobik sevm...