02-j

1.2K 159 111
                                    

+82*****
Jeongin
Jeongin
Hey hey hey
orda mısın????

Jeongin
evet
Hyunjin sensin değil mi?

+82*****
Evet evet benim
nasılsın

Jeongin
bi saniye kaydediyim
iyiyim sen nasılsınn

Hyunjinnie
bende iyiyim
çok sıkıldım

Jeongin
bende

Hyunjinnie
hıçkırık tutmuştum nasıl geçer

Jeongin
öpüp nefesini kesebiliri|
öpüp nefesini|
öpüp|
10a kadar içinden say nefesini tut

Hyunjinnie
deniyim

Geçti galiba

Jeongin
😎😎

Hyunjin

Hyunjinnie
efendim

Jeongin
benimle şu dondurmacının oraya sushi almaya gelir misin
annemler evde değil yicek şey bulamadım
hemm gorusmus oluruz

Hyunjinnie
olurrr 10 dakikaya çıkarım

Jeongin
tamaam bende

Hızlıca pijamamı çıkartıp siyah eşofmanımı giymiştim, ve dolabımı tekrar açtığımda hiç ütülü tişörtüm olmadığını fark ettim bende mecburen babamın klasik siyah tişörtlerini giymek için onların odasına gittim. -acun baba-
Tişörtü hızlıca giyip yanıma biraz para aldım ve ayakkabımı aceleyle giyip merdivenlerden ikişer ikişer indim aslında acele etmem gereken bi şey yoktu, sadece Hyunjini bekletmek istemiyordum.

Sitenin çıkışına gidip güvenlik abiye gülümsedikten sonrs tam çıkıyodum ki bana seslendiğini duydum tekrar ona doğru yaklaştığımda "Jeongin kulübenin arkasındaki çardakta bi oğlan seni bekliyo, böyle sarışın bi şey." demişti, acayipte bi zekaya sahip olduğum için Hyunjin olduğunu anladım. Başımı sallayarak  güvenlik kulübesinin arkasındaki gölgelik çardağa doğru ilerledim, Hyunjin beyaz salaş gömleği ve bol pantolonu özenle taramış olduğu saçları ile çok hoş gözüküyodu. Geldiğimi fark etmemişti bende hemen yanına gitmektense biraz durup öylece izledim. Bi yere dalmış dikkatlice düşünüyordu ne düşündüğümü çok merak etsemde sorma zahmetinde bulunmadan yanına gittim ve omzundan yavaşça dürttüm, ne kadar yavaş olsada bi anda irkilerek bana baktı.

"Ah Jeongin geldin mi? seni evinin önünde beklemek istedim hem bu sayede daha çok vakit geçiririz diye düşündüm."

Gülümsedikten hemen sonra konuşmaya devam etti, ve sanırım bu dedikleri az önce düşündüğü şeylerdi.

"Jeongin bence sürekli ya telefondan ya evet hayır diyerek konusmam çok uğraştırıcı, yani sen elbette işaret dili biliyosundur ama ben düşündüm de ikimizin bi dili olsun. Yani normal işaret dilinden farklı olsun ki kimse dediklerimizi anlamasın, sadece biz anlayalım."

Çok mantıklı gelmişti hızlıca telefonumu çıkarıp Hyunjine yazmaya başladım.

"Bence çok mantıklı! çok hoşuma gitti bu fikir."

Hyunjin mesaji okuduktan sonra kocaman gülümseyerek elleriyle garip şeyler yapıyordu, bu hali cidden tatlıydı.

"Ama ilk önce sushi yemeye gidelim. Sen çok acıkmışsındır."

Başımı evet anlamında salladıktan sonra siteden çıkıp yürümeye başladık. Annemler yengemin doğumu için apar topar gitmişlerdi ve muhtemelen geç gelirlerdi hatta babam "Belki bi kaç gün kalabiliriz belli olmaz. Eğer kalırsak arkadaşında veya evde kalabilirsin." demişti, yani bu günümü rahatca Hyunjin ile geçirmek istiyodum.

Yol boyunca biraz daha sessizdik. Hyunjinin kafasını kurcalayan bi şey varmış gibi geliyodu ama daha benimle yeni tanışmıştı yani problemlerini direkt söylemesini beklemiyordum. Arada sırada soru soruyor ve sonra tekrar sessizliğine devam ediyodu. Sonunda sushiciye gelmiştik ve gerçekten dükkana girer girmez çok acıkmıştım hızlıca siparişlerimizi vermiştik, ben Chumaki, Hyunjin de Futomaki almıştı. Tekrar yürüyüp ilk tanıştığımız yer olan parka gitme kararı almıştık. Orası tam bu saatlerde sessiz ve gölgeli olurdu. Parka vardığımızda hemen bi yere kurulmustuk, ben sushimi açarken Hyunjin sadece boş boş çimlere baka kalmıştı. Bi iki kere elimi sallasamda dikkatini çekememiştim, en sonunda omzuna doğru dokundum ve yine sabahki gibi aniden irkildi. Başımı "noldu?" anlamında salladığımı anlayıp "Yok bi şey dalmışım, hadi yiyelim." diye cevap vermişti ama kesinlikle bi şeyler vardı. Daha yeni tanıştığımız için pek üstelemedim.
Sushilerimizi yemeye başladık ve Hyunjin dalgınlığından kurtulup sonunda konuşabilmişti.

"Jeongin hadi şu alfabe işini halledelim."

Anlamadım der gibi başımı salladım ve nedense Hyunjin çok şaşırmış gibi bakıyordu.

"Ne çabuk unuttun? Hani işaret dili,alfabe falan konuşmuştuk ya."

Hee evet demek istemiştim o an, ama sadece onaylar gibi başımı salladım.

"Bak şimdi şu"A" olsun." elleriyle A harfine benzer bi şekil yapmıştı, bunları bi günde akılda tutmak zor olsada zamanla alışırız diye düşünüyordum zaten hayatımda kaç tane böyle alfabe görmüştüm ki?

Tüm harfleri böyle sırayla yapıyorduk bi ben harf gösteriyordum bir de Hyunjin. Hepsi bittikten sonra aklımızda kalsın diye tekrar tekrar yapıyorduk. Her seferinde bi harfte takılıyoduk Hyunjin başka harf ben başka harf yapıyodum ama en sonunda oturtmuş gibiydik.

"Bak şimdi Jeongin bi cümle yaomaya çalıcam sende yaz bakalım."

Tamam dercesine başımı salladım ve Hyunjin de elleriyle az önceki alfabemizden bi şeyler yapmaya çalışıyordu, cümlesi bitincede "Hadi bakalım." dedi, ama bi sorun vardı dediği şey çok garip.

Senin o minik yanaklarını sikerim

Senin o minik yanaklarını sikerim?

Sanki gözümün önünde birini bıçaklanmış gibi Hyunjine bakınca oda bana şaşırmış bakmaya başladı ve bir dakika boyunca öylesine bakıştık.

"Ne var Jeongin ya hadi yazsana?"

Acaba ben mi yanlış çevirdim diye düşünüyorum ama eminim dediği şey "Senin o minik yanaklarını sikerim." demekti. Sonrasında bu hoşuma gitmişti ve gülerek telefona yazmaya başlıyodum, demek Hyunjin yanaklarımı tatlı ve sikilmelik bulmuştu 😇😇😇

"Ya Jeongin noluyo sana ne sırıtıyosun?"

Telefona aynen onun dediği gibi yazdıktan sonra Hyunjine uzattım ve bir iki dakika sadece telefona baktı.

//sessizlik

sessizlik , hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin